Translate.vc / испанский → турецкий / Onu
Onu перевод на турецкий
633,695 параллельный перевод
Haré todo lo que esté en mi mano para mantenerla a salvo.
Onu güvende tutmak için elimden gelen her şeyi yapacağım.
¿ Le ama? No sé nada del amor, Kate.
Onu seviyor musun?
Un hombre rubio. - ¿ El americano?
Bir adam onu kampüsten çıkarırken görülmüş.
Eres una posible sospechosa.
Onu Chicago'daki kız kardeşime götürebilirim.
- Sí, bueno, puede ser. - De todas las personas del mundo, le eligió a usted para proteger a su hija...
Hem onu hem de Raymond'ı tanıyan tek kişinin siz olduğunuzu söyledi, ve ikisi de bir tek size güveniyorlar.
Sabes que al Pequeño Nikos no le gusta cuando los empleados comen en la oficina.
Al bakalım. Aç onu.
Sabes cómo generar lealtad en los demás, Kate. Siempre lo haces.
Onu uyarmayı denedim ama çalılıklarıyla gurur duyuyordu.
Y por eso intenté ayudarla a desaparecer a un lugar seguro con su hija recién nacida.
- Neredeyse onu öldürtecektin ve bana ihanet ettin. - Hayır. Ben sözümü tuttum.
Como iba diciendo, eso se traduce en : "Cada división es una anterior unión".
Yani dediğim gibi onu çevirdiğimde " "Her bölünme eski bir birliktir." oluyor.
Si queremos lo mismo para Roman, tenemos que sacarlo ahí fuera.
Aynı şeyi Roman için de istiyorsak onu dışarı çıkarmalıyız.
¿ La ves?
Onu görüyor musun?
No, no, suéltalo.
Hayır, hayır, bırak onu.
Suéltalo, Arnold.
Bırak onu, Arnold.
¿ La reconoces?
Onu tanıyor musun?
Si los seguimos, podríamos tener una oportunidad de cazarla y salvar a gente inocente.
İzlerini bulabilirsek onu yakalama ve masum insanları kurtarma şansı yakalamış oluruz.
Confiaba en ella, la amaba.
Ona inandım, onu sevdim.
No lo subestimen.
Hafife almayın onu.
Creo que me cae bien.
Sanırım onu sevmeye başladım.
Bueno, creo que eso lo podré hacer.
Sanırım onu başarabilirim.
¡ Deja de mirar eso!
Karıştırma onu!
Y si tengo que verlo meterse en un disfraz de Ewok, que así sea.
Ve onu Ewok kostümü giyerken izlemek zorunda kalacaksam, öyle olsun.
¿ Así que crees que Bernadette simplemente de dejará irte a San Diego por cinco días y dejarla sola?
Bernadette'in 5 gün boyunca onu yalnız bırakıp San Diego'ya gitmene izin vereceğini mi sanıyorsun?
Él lo hace para hacerla feliz.
Sadece onu mutlu etmek için yapıyor.
Yo la maté.
Onu ben öldürdüm.
Será mejor que le saquemos de allí, chicos.
Onu dışarı çıkarmak zorundayız.
Sí, pero me han traído para atraparle.
Evet ama beni onu yakalamam için getirdiler.
Están analizando todo lo que tienen para localizarla.
Tüm kaynaklarını onu bulmak için kullanıyorlar.
Puedo llamarla, o puede llamarla Mónica.
Onu arayabilirim ya da Monica'ya aratabilirim.
Mátala.
- İstediğin bu mu? - Öldür onu.
Debemos detenerla.
Onu durdurmalıyız.
Iba a decir que era en realidad más o menos...
Ben de sana onu söyleyecektim. Sanki biraz fazla büyüktü.
Pero lo he visto antes por aquí.
Ama onu burada daha önce de görmüştüm.
Sigue adelante. Lo meteré.
- Sürmeye devam et, ben onu içeri çekerim.
- ¡ La tengo!
- Yakaladım onu!
- ¿ Acabamos de matar a ese tipo?
- Onu öldürdük mü şimdi?
- Debe ser detenida.
- Onu durdurmalısınız.
Encuéntralo, Billy, encuéntralo.
Bul onu Billy, hemen.
No pueden detenerlo...
- Onu durduramazsınız.
Porque tuviste tanto éxito en detenerla la última vez.
Çünkü sen onu durdurma konusunda çok başarılı olmuştun.
Suelta tu arma, pon las manos en tu cabeza.
Bırak onu ve ellerini başının üstüne koy!
Mátenlo.
Öldür onu.
Billy, ¿ cómo lo hiciste?
Bill, nasıl yaptın onu?
Recójanlo.
Kaldırın onu.
Nosotros, ¿ ganamos?
- Yendik mi onu?
Tengo que encontrarle.
Şimdi gidip onu bulmam gerekiyor.
De regreso a los Estados Unidos.
Onu nereye götüreceğini biliyorum.
Por su cuenta, no.
Onu tek başıma bulmam gerekecek.
Escapa, entonces.
Onu ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun.
Me sorprende que haya encontrado tiempo, entre vender servicios ilegales u ordenar los asesinatos de quienes se interponen en su camino.
Onu ve Sam'i mali açıdan destekledim.
Sara, suéltela.
- Bırak onu Sara.
¡ Venga, mátale, papá!
Öldür onu baba!