Translate.vc / испанский → турецкий / Os
Os перевод на турецкий
51,549 параллельный перевод
Os quiero.
Sizi seviyorum.
Hablando de ello, ¿ os dais cuenta de que atacándome, invitáis a la venganza a todos los Hombres de Letras británicos?
Lafı açılmışken bana saldırarak bütün İngiliz Harflerin Adamları'nın misillemesine maruz kalacağınızı biliyor musunuz?
De verdad, yo no me movería. Ella os disparará.
Eğer kıpırdamasaydın sizi vuracaktı.
De verdad, yo no me movería. Ella os disparará.
Gerçekten hareket etmeseydim sizi vuracaktı.
No os hemos visto desde que...
Sizi şeyden beri görmemiştik...
Os llamé porque la gente... nuestra gente, están siendo masacrados.
Sizi buraya çağırdık çünkü insanlarımız öldürülüyor.
Ver lo que os había hecho a Sam y a ti, yo...
Sana ve Sam'e ne yaptığımı görünce ben...
Ella os disparará.
Seni vuracaktı.
Pero ahora mismo, estamos aquí para conseguir que Kelly y tú os vayáis.
Şimdi sen ve Kelly'i alıp gitmeliyiz.
¿ Os conozco?
Seni tanıyor muyum?
Nunca os rendís, incluso cuando deberíais.
Olması gerektiğinde bile vaz geçmiyorsunuz.
Os veo en el otro lado, chicos.
Diğer tarafta görüşürüz çocuklar.
No dejéis que os diga lo contrario.
Aksini söylerse inanmayın.
No os había visto desde el juicio.
Mahkemeden beri görüşmemiştik.
- ¿ Os ha contado lo de las flores?
- Size çiçeklerden bahsetti mi?
Traedme vuestras equipaciones cuando os cambiéis.
Değiştiğinizde buraya atın.
Las personas como tú entran en el cuerpo con solo seis meses de experiencia una formación de mierda y os creéis que sois los dueños del mundo.
Senin gibiler altı aylık deneyimle Adli birime geçtiğinizde hiçbir şey bilmiyorken bile kendinizi bir halt sanıyorsunuz.
Y os habéis quedado sin tiempo.
Zaman da doldu.
- No, hijo, os estoy informando.
- Hayır evlat sizi bilgilendiriyorum.
Si alguno se acerca, más aún, si tan siquiera habláis con... no, no, si alguna vez habláis de mi hija otra vez... sin mencionar que si hacéis algo que la haga infeliz, os encontraré y os cortaré vuestras minúsculas pollas.
Bir daha kızımın yanına yaklaşır ya da onunla konuşursanız hatta başkasıyla hakkında tek kelime ederseniz onu mutsuz edecek tek bir şey yaparsanız sizi bulur, o küçük siklerinizi kesip koparırım.
Que permanecierais juntos, encontrarais la fuerza unidos y os recuperarais.
Birlikte kalmanız, birbirinize destek olup, birbirinizi iyileştirmeniz için.
Entonces Daisy y tú, ¿ os quedaréis permanentemente?
Sen ve Daisy? Kalmaya mı karar verdiniz o halde?
Quiero que os vayáis todos a casa.
Hepinizin eve gitmesini istiyorum.
Se os remunerará por el turno completo.
Tam vardiya sayılarak ödeme alacaksınız.
También se os darán 24 horas extra, ya que seguramente, de una forma u otra, cada uno de ustedes se llevó este incidente a casa.
Ek olarak, her biriniz 24 saatlik fazla mesai ücreti alacaksınız. Çünkü öyle veya böyle, her biriniz yaşananları eve de götürmek durumunda kaldı.
Amigos míos, os prometo... que juntos, prosperaremos.
Arkadaşlar size söz veriyorum hep birlikte başaracağız.
Os notifico algo con respecto a la audiencia del Colegio.
Baro duruşması konusunda ikinizi de bilgilendireyim.
He pensado que era mejor que os enterarais por mí.
Benden duymanızın daha uygun olacağını düşündüm.
Se rompió el culo para conseguir a Mesa Verde, mientras Howard y tú os dedicabais a beber whisky y a estar de risitas.
Mesa Verde'yi almak için canını dişine takarken Howard ile sen viskilerinizi yudumlayıp kahkahalar atıyordunuz.
¿ Cuándo fue la última vez que os visteis?
En son birbirinizi ne zaman görmüştünüz?
Chicos, no quiero ponerme en plan técnico, pero ese anuncio en realidad no os pertenece.
Beyler, çok teknik muhabbete girmek istemiyorum ama o reklam esasında size ait değil.
Vale, bien, os deseo la mejor suerte en vuestros proyectos futuros.
Öyle olsun, size gelecekteki çalışmalarınızda bol şans.
Ya vi que os aprobaron esa filial en vuestro plazo previsto.
Nihayet şubenizin zamanında onay aldığını gördüm.
Bueno, os dejaré tranquilos.
Daha fazla başınızı ağrıtmayayım.
Os deseo mucha suerte.
- Hepinize bol şans.
Tomaré el salmón y el solomillo, si os gustan las vieiras, son fantásticas.
Burada daha önce somon ve file yemiştim. Deniz tarağı seviyorsanız onu da müthiş yapıyorlar.
Lo único que os pido es que tengáis una mentalidad abierta con esto.
Sadece herkesten dürüst olmasını istiyorum.
No os preocupéis, está bien.
Endişelenmeyin, o iyi.
Tal vez os estéis preguntando : ¿ por qué no una arma de largo alcance?
Şimdi uzak mesafedeki bir silahla, nasıl başa çıkacağınızı düşünüyorsunuz değil mi?
Si os enseño algunas de las cosas que tengo, boom... vuestras cabezas estallarán, trozos de cerebro por todas partes.
Kafanızı havaya uçuracak yeni fikirlerim var, boom... Kafalar havaya uçacak, beyinler havada süzülecek.
Cada uno de estos está conectado con la central y con la aplicación APB que Gideon os ha mostrado antes.
Bütün bu bebekler Gideonun size daha önce gösterdiği APB uygulamasıyla bağlantılı.
Os podemos monitorizar desde el centro de control en todo momento.
Sizi daima merkezden kontrol edebiliriz.
¡ No habléis a menos que os hablen!
İstenmedikçe konuşmak yok!
Se os dará una nueva identidad.
Size yeni bir kimlik verilecek.
Os convertiréis en alguien nuevo.
Yeni birisi olacaksınız.
Pero os apuesto que esa camioneta no debía de ser el final de vuestra vida, ¿ verdad?
Ama bahse girerim bu araç sizin sonunuz olmamalı. Haksız mıyım?
A los que me apoyaron, os pido que aceptéis esto... ahora debemos trabajar todos juntos.
Benimle kalanlara hep birlikte çalışmamız gerektiğini kabul etmenizi rica ediyorum.
A los que sois leales a Scottie os diré lo que le dije a la junta.
Scottie'ye sadık olanlara, kurulda dediklerimi söyleyeceğim.
Esto es lo que os debemos.
İşte size borçlu olduğumuz şey.
Y creedme cuando os digo... que el país no puede esperar tanto tiempo.
Ve inanın bana olanları anlatınca... ülkenin de bu kadar süre bekleyemeyeceğini göreceksiniz.
¿ Os lo estáis pasando todos bien?
Hepiniz eğleniyor musunuz?