Translate.vc / испанский → турецкий / Oíste
Oíste перевод на турецкий
7,524 параллельный перевод
¿ Alguna vez oíste de los Berserkers?
Berserkarları hiç duydun mu?
Luego de eso... si no te gusta lo que oíste... si aún me quieres muerto, dispara.
Ondan sonra eğer duyduklarını beğenmezsen beni öldürebilirsin.
Sé lo que oíste, pero entiende esto... ese no era tu padre, Cole.
Ne duyduğunu biliyorum ama şunu bil o senin baban değildi Cole.
Alex, ya oíste la radio.
Alex, telsizi duydun.
¿ Oíste eso?
Duydun mu?
- Oíste lo que dijo.
- Dediğini duydun.
¿ Oíste si decían a dónde iban o cómo iban a llegar hasta allí?
Nereye gittiklerini duydun mu? Veya nasıl gittiklerini?
- Quizás oíste su nombre común.
Belki de onu yerel halkın bahsettiği isimle biliyorsundur.
¿ Oíste hablar de la psicología del color?
Renk psikolojisi diye bir şey duydun mu?
No sé qué oíste, Kalinda... pero me hicieron preguntas tres hombres de Bishop... y dejé muy claro que no podía aconsejarles en nada.
Ve ne duyduğunu bilmiyorum Kalinda,... ama Bishop'un ekibinden üç kişi bana sorular sordular,... ve ben onlara hiçbir şey hakkında tavsiye veremeyeceğimi açıkça belirttim.
[ Lisboa está cercada, ¿ oíste los comunicados?
Lizbon tecrit edilmişti, haberleri duymamış mıydın?
Tú lo oíste.
Onu duydun.
¿ Oíste?
Bunu duydun mu?
Ya oíste lo que dijo.
Kızın ne dediğini duydun.
¿ Me oíste?
Beni duydun mu? !
Entonces, te despertaste cuando oíste al Sr. Ross gritar tu nombre.
Bay Ross isminizi haykırdığında uyandınız.
Me oíste hablar con él.
Beni onunla konuşurken duydun.
¿ Alguna vez oíste de esos filántropos millonarios?
Şu milyarder hayırseverleri duydun mu hiç?
- ¿ Lo oíste?
- Öyle mi duydun?
¿ No oíste?
Ne dediğini duydun mu?
¿ Nunca oíste hablar de un rapidito?
Şipşak diye bir şey duymadın mı hiç?
Sí, ¿ oíste lo que dijo?
Whitney'nin ne dediğini duymadın mı?
Ya me oíste.
Ben duydun.
¿ Oíste las bombas caer?
Düşen bombaları duydunuz mu?
Hola, Will. ¿ Oíste qué día es hoy?
- Selam Will. Bugün günlerden ne, duydun mu?
¿ Lo oíste decirlo allá adentro? El perdón es para cobardes como Sidney Snow.
Aflar Sidney Snow gibi korkaklar içindir.
¿ Oíste eso?
Şunu duydun mu?
Erica, ¿ oíste que dijo que sí?
Erica, onun evet dediğini duydun mu?
La oíste.
Onu duydun.
Es decir, oíste los rumores en la escuela de que Turk buscaba las respuestas del examen de química IV.
Okul çevresinde Turk'un Kimya 4 cevaplarını aradığını duydun.
¿ Oíste eso?
Duyuyor musun?
¿ Oíste chico?
Duydun mu evlat?
¿ Oíste eso?
Bunu duydun mu?
Estrictamente profesional. ¿ Oíste eso?
"Tamamen profesyonelce." Duydun mu?
¿ Oíste eso? "La televisión está aquí".
Bunu duydun mu? Tv burada.
Oíste el latido de su corazón con el bastón de Bo-peep, ¿ verdad?
Bo-Peep'in asasında onun kalp atışını duydun, değil mi?
Tal vez no me oíste.
Belki beni duymadın.
¿ No lo oíste?
Duymadın mı?
Me oíste.
- Beni duymuşsun.
¿ Oíste, ricitos de oro?
Bunu duyuyor musun sarışın?
Ya oíste "conquista"?
Öyle mi duydun?
Pero tu oíste la canción, le dijiste a Reid y él quería escribir sobre eso.
Ama şarkıyı duyduğunda Reid'e söyledin ve ondan bu konuyu yazmasını istedin öyle mi?
Oíste que acabé de decir que era un sicópata, ¿ verdad?
Adama psikopat dediğimi duydun, değil mi?
Tal vez oíste hablar de él.
Belki duymuşsundur.
Oíste que iba e insististe en venir con nosotros.
Gideceğimi duydun ve benimle gelmek için ısrar ettin.
- Ya lo oíste, vamos!
- Onu duydunuz, gidelim!
Zhu Li, cuando estabas espiando a Kuvira, ¿ Oíste algo sobre ese monstruo metálico?
Zhu Li Kuvira'yı gözlerken o demir canavar hakkında bir şeyler öğrenebilmiş miydin?
Supongo que oíste lo de tu padre.
Sanırım babana olanları duymuşsun.
Perdón, quizás no oíste las noticias.
Belki de haberleri duymadın.
¿ Oíste lo que acaba de decir?
Ne dediğini duydun mu?
¿ Oíste eso?
- Şunu duydun mu?