Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / испанский → турецкий / Parkinson

Parkinson перевод на турецкий

383 параллельный перевод
Parkinson, Guerra Química.
Parkinson, Kimyasal Savaş.
Y aquí vean, a todos los efectos, un clásico ejemplo de parálisis agitante.
Görünüşe bakılırsa, şimdi de elimizde Parkinson hastalığının klasik bir örneği var.
Me llamo Hume Parkinson.
Ben Hume Parkinson.
El próximo será Parkinson.
Maliyesi berbat. Sıradaki Parkinson.
- ¡ Parkinson!
- Parkinson.
Bet Parkinson es el próximo.
Eminim sırada Parkinson vardır.
Parkinson es el próximo.
Sırada Parkinson var.
Número 12, Betty Parkinson, 7 a 4.
12 numara, Betty Parkinson, 4'e 7 favori.
La Sra. Parkinson va bastante bien y se va a casa del Sr. Webster.
Bn. Parkinson hızla Bay Webster'a gitti. Bn.
La Sra. Coyler va bien y ahora ha entrado en casa del Sr. Parkinson.
Colyer zayıf startını toparladı. Bay Casey'den çıktı. Bn.
Parkinson.
Parkinson olabilir.
Parkinson, un poco de energía.
Parkinson, biraz daha çaba!
Su nombre era Parkinson.
Adı Parkinson'dı.
Yo sí he oído hablar del viejo Parkinson, aunque nunca tuve el placer de escucharle.
Parkinson'ın adını geçmişte ben de duydum. Ama onu dinleme zevkine hiç erişemedim.
Tiene casos de esclerosis múltiple, de síndrome de Tourette, de Parkinson hay algunos de ellos para los que no tenemos nombre.
M. S, Tourette sendromu, Parkinson hastaligimiz var. - bazi hastaliklarin adi bile yok.
Sí, para pacientes con Parkinson...
Evet, Parkinson hastalari için.
Pasarían 100 años antes de que la neuropatología nos permitiese localizar los daños en un cerebro afectado por el Parkinson.
Modern nöropatolojinin Parkinson'lu beyindeki hasarin yerini... - saptamamiz için daha 100 yiI geçecekti.
Con el desarrollo de la droga L-dopa, podemos prometer por primera vez al paciente afectado de Parkinson, una vida más normal.
Gelistirdigimiz L-dopa adli ilaçla, ilk kez Parkinson hastasina daha normal bir hayat sözü verebiliriz.
¿ Cree que un temblor de Parkinson llevado al extremo dejaría de parecer un temblor?
Sizce asiri Parkinson titremesi hiç titreme olmamasi seklinde ortaya çikabilir mi?
Supongamos que existe un paciente con los síntomas parkinsonianos acelerados.
Tüm Parkinson semptomlari hizlanmis olsa.
Los 30 casos padecían Parkinson ligero.
30 vaka da hafif Parkinson'luydu.
Sus pacientes de Parkinson, si eso es verdad, no se han movido en décadas.
Senin Parkie'lerin, eger öyleyseler, yillardir kimildamadi.
¿ Leonard tiene Parkinson?
Leonard'da Parkinson mu var?
No... Sus síntomas se parecen a los del Parkinson pero en realidad no lo son.
Belirtileri Parkinsonunkilere benziyor, ama ayni degil.
Tomo medicina para el Parkinson.
Parkinson olabilirim.
Es eso, o que empiezo a tener Parkinson.
- Mükemmel. - Ya korkmuyorum ya Parkinson oldum.
Lo único profundo en Parkinson son los agujeros de sus oídos.
Parkinsonun tek derin şeyi gözlerindeki deliklerdir.
La atención sanitaria es del más alto nivel.
- Alzheimer, Parkinson gibi hastalıklar konusunda uzmanlaşmaya çalışıyoruz. Yüksek düzeyde bir sağlık politikamız var.
Sufre de Parkinson.
Kendisi parkinson hastası.
Teniente, éste es Tom Parkinson, nuestro Director de Seguridad.
Bu, güvenlik şefimiz Tom Parkinson.
Es hora de cerrar los otros espacios, ¿ me recibes?
Benim, Parkinson. Dış kapıları kapatmanın zamanı geldi. Duydunuz mu?
Tú y Evans buscad a Cuthbert o a Parkinson, o a cualquiera, pero haced que evacuen el Museo.
Parkinson'ı ya da yetkiliyi bul. Müzeyi boşaltmalarını söyle.
¿ Es Parkinson?
Parkinson mı?
Ella tiene Parkinson.
Parkinson hastası o.
El diagnóstico fue Parkinson pero podría ser ébola,... -... o el mal de la vaca loca.
Ama Ebola virüsü ya da Deli Dana Hastalığı da olabileceğini söylüyorlar.
Esa misma tecnica nos permite tratar y curar condiciones mucho mas graves, como cegera congenita, sordera, incluso condiciones neurologicas severas, como Alzheimer, Parkinson, epilepsia.
Aynı teknik bize tamiri daha zor bozuklukları düzeltme imkanı veriyor, mesela kalıcı körlük, sağırlık, hatta sinirsel bozukluklara bile, mesela Alzheimer, Parkinson, Sara.
Si es Wolff-Parkinson-White, la adenosina puede ponerlo en fibrilación.
Parkinson-White sendromuysa Adenosine, V-fibrilasyona girmesine neden olabilir.
Mi madre tiene Parkinson desde hace casi quince años.
Annemde 15 yıldır Parkinson var.
- Quizá esté empeorando el Parkinson.
- Belki de, Parkinson ağırlaşıyordur.
Probablemente es el Parkinson.
Parkinson'dan olsa gerek.
Debilidad. Posible avance del Parkinson.
Parkinson seyrinde artış.
Ataques, disquinesia tardía acatisia, distonia, tortícolis hipotensión, enfermedad de Parkinson.
Nöbetler, titremeler, boyun çarpıklığı, tansiyon düşüklüğü... Parkinson hastalığı.
Nunca apuestes a caballos con Parkinson.
Yedinci mi? Asla Parkinson'lu bir at üzerine bahse girme.
Parks, Parker, Parkinson, algo así.
Parks, Parker, Parkinson veya onun gibi bir şey işte.
células nerviosas dañadas por el mal de Parkinson o tejido del corazón para pacientes cardíacos, pueden ser reemplazadas por células madre.
Parkinson hastalığı yada kalp hastalığı yüzünden sinir hücreleri zarar görmüş hastaların hücreleri, kök hücreden oluşan dokuyla değiştirilebilir.
La Sra. Parkinson, tercera, y luego la Sra. Rudd, la Sra. Colyer... la Sra. Warner y la Sra. Griffiths, que se ha quedado sin caviar.
Parkinson üçüncü, Bn. Rudd Bn. Colyer, Bn.
¿ Qué, Parkinson?
Ne durumda, Parkinson mu?
Alzheimer, Parkinson. - Hoy conocimos un paciente.
- Bugün bir hastayla tanıştık.
- Parece que ese idiota de Parkinson cumplió su promesa.
Görünüşe bakılırsa embesil Parkinson yine iş başında.
Aquí Parkinson.
Kontrol, burası Parkinson.
la lengua se me pone negra y no puedo tragar. - ¿ Sí?
- Sahiden mi? - Parkinson belirtilerine benzetiyorlar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]