Translate.vc / испанский → турецкий / Patricia
Patricia перевод на турецкий
1,493 параллельный перевод
Justo antes de ser secuestrada, Patricia me advirtió sobre él y un grupo extremista llamado Comité de Noviembre.
Kaçırılmadan önce, Patricia beni o ve Kasım Komitesi hakkında uyarmıştı.
pero ya me enteraré mañana. No podemos esperar a mañana.
Patricia için zaman tükeniyor.
Si nos permite encontrar a Patricia, habrá valido la pena.
Bizi Patricia'yı bulmaya yaklaştıracaksa, değecektir.
Una posibilidad remota que Patricia trataba de rescatar en las conversaciones.
Patricia'nın görüşmelerden elde etmeye çabaladığı zayıf bir olasılık.
Después del soplo de Patricia sobre Swift, fuimos a su oficina anoche e investigamos un poquito.
Patricia bize verdiği Swift hakkındaki ip ucundan sonra, dün gece onun ofisine gidip küçük bir araştırma yaptık.
Odian a Patricia Norton no sólo porque defiende la solución de los dos estados, sino porque insiste en que cualquier futuro estado palestino tiene que ser viable.
Patricia Norton'dan sadece iki devletli çözümü savunduğu için değil, aynı zamanda Filistin... Devleti'nin bir geleceği olması gerektiği konusunda ısrar ettiği için nefret ediyorlar.
Bien. Han encontrado el coche que se llevó a Patricia Norton.
Patricia Norton'u alan arabayı bulmuşlar.
Adam conocía a Patricia bien.
Adam Patricia'yı iyi tanırdı.
- ¿ Vas a escuchar? Adam está ocupado con Patricia Norton así que yo me encargo de la operación.
Adam Patricia Norton ile meşgul, ve operasyonu ben ele alıyorum.
No me jodas. Patricia no distinguía el cañón de un arma de la empuñadura.
Patricia silahtan hiç anlamaz.
- ¿ Patricia era "Jenin"?
- Patricia için mi "Jenin"?
No conocemos su Modus Operandi. Después de lo que le hicieron a Patricia, creo que sí. Desagradable, sucio y sádico, ése es su Modus Operandi.
Patricia'ya yaptıklarından sonra, Bildiğimizi söyleyebilirim - saldırgan, aşağılık ve sadist.
Patricia Norton ha sido asesinada.
Patricia Norton öldürüldü.
Hola, ¿ Patricia?
Selam, Patricia?
- Patricia Norris la espera.
- Patricia Norris sizi bekliyor.
Entiendo que tu hija está en problemas pero Patricia puede ayudarte.
Kızının başı dertte anlıyorum ama Patricia yardımcı olabilir.
- Irás a la clínica a rogar por medicamentos gratis para Elizabeth, pero ahorremos tiempo. Patricia Norris, tu asistente social será muy comprensiva pero no está autorizada para darte el medicamento.
- Kliniğe gideceksin Elizabeth'e, bedava ilaç için ama sana zaman kazandırayım sosyal görevlin Patricia Norris, duygulanacak ama sana ilaç vermeye yetkisi yok.
Y yo me llamo Patricia Gatita Braden.
Benim adım da Patricia Kedicik Braden.
Es un placer, Patricia Gatita Braden.
Memnun oldum Patricia Kedicik Braden.
Patricia Gatita Braden.
- Patricia Kedicik Braden.
Mira atentamente el reloj, joven Patricia.
Gözünü saatten ayırma genç Patricia.
Pero sabes, Patricia...
Ama biliyor musun Patricia?
Pensándolo bien, Patricia... no es tu madre, es tu tía abuela Ida.
Bir daha düşündüm de Patricia, o annen değil büyük teyzen İda.
En verdad, Patricia, es tu primo segundo Ronnie, recién salido de la cárcel.
Aslında o da kuzenin Ronnie, Scrubs'tan yeni çıktı.
Patricia Gatita, alias Garganta Profunda, había penetrado en los recovecos más profundos del esfínter republicano.
Patricia Kedicik namı diğer "Derin Boğaz" Cumhuriyetçi bölgesinin en derin noktalarına sızmıştı.
Bienvenida, Patricia Tallman.
Hoş geldiniz Patricia Tallman.
Necesitaría una mesa para el viernes a nombre de Patricia Stéphane, directora de Industrial Papers.
Cumaya bir rezervasyon istiyorum, Patricia Stephan adına. Endüstriyel Kâğıtçılık, genel müdürü.
Patricia Stéphane, la directora general, asistirá a la entrevista.
Önümüzdeki Cuma saat 13'de Katedral Meydanında.
Patricia era una mujer equilibrada.
Patricia... aklı başında bir kadındı.
¿ Patricia?
Patricia?
¿ Qué hay de Patricia Ann?
Ya Patricia Ann?
Tima a los turistas en el verano, fraudes de mejoras de la casa en la temporada baja. Está casado con Patricia Ann Miller.
Yazları turistleri dolandırıyor sezon bitince de ev geliştirme işleri çeviriyor.
¿ La sangre que encontramos en la puerta que pensamos que era de Ramsay?
Patricia Ann Miller'la evli. Ramsay'nin olduğunu düşündüğümüz, kapıdaki kanlı parmak izi vardı ya?
Se comparó con las demás huellas. Es de Patricia Ann.
Laboratuara göre Patricia Ann'e ait.
¿ Ud. es el hombre que tiene a mi hija Patricia?
Kızım Patricia'yı elinde tutan adam sen misin?
Patricia está a mi lado.
Patricia elimde.
Si no me comunicas con ella colgaré y nunca más tendrán noticias mías o de Patricia.
Eğer telefonu ona vermezseniz kapatacağım ve bir daha asla benden ya da Patricia'dan haber alamayacaksınız.
Di mi hermana Trish o su nombre completo, Patricia.
"Kardeşim Trish" de ya da "onun adı Patricia" de.
Estaría mucho mejor si supiera que mi hermana Patricia está bien.
Eğer kardeşimin iyi olduğunu bilsem daha iyi... Patricia iyi mi?
Si tiene un micrófono oculto, o usa algo parecido, Patricia muere.
Eğer üzerine mikrofon takarsanız, bir benzerini gönderirseniz ; Patricia ölür.
¿ No te incomoda que la gente quiere que tú y Patricia se paren una al lado de la otra, para buscar las diferencias?
İnsanların seninle Patricia'yı yan yana getirip aranızdaki farkları incelemesi canını sıkmıyor mu?
- Gracias, Patricia.
- Teşekkürler Patricia.
Dásela a Patricia. Ella sabe qué hacer con ello.
Patricia'ya ver, o ne yapacağını bilir.
Patricia les va a dar una demostración de sexo seguro.
Patricia size güvenli seks hakkında bilgiler verecek.
¿ A Patricia Norton?
Patricia Norton'nu mu?
El tiempo corre en contra de Patricia.
Özel Birim arıyor.
La nota de suicidio que encontraron junto al cuerpo de Patricia culpa a la presión por un asunto extramarital. Bien.
Tamam.
Su idea de la infidelidad era hacer un descanso para café durante las negociaciones.
Patricia'nın cesedi civarında evlilik dışı ilişkinin baskısını suçlayan bir not buldular. O müzakereler esnasında kahve molasını bile işine ihanet sayardı!
Puede llamarme Patricia.
Bana Patricia diyebilirsiniz.
Perdón, Patricia.
- Üzgünüm, Patricia.
¿ Dónde está Patricia?
Patricia nerede?