Translate.vc / испанский → турецкий / Person
Person перевод на турецкий
99 параллельный перевод
"Pene" es muy person... per...
"Çük" çok... çok...
"... donde cualquier persona sabe que este tipo está cargando este.. ... tipo contigo ".
"... where any hep person knows that this guy is toting this guy around with you.
Les ves problemas a todos... excepto al único que debías conocer desde el principio.
You got a beef with everybody... except the one person you should have got it together with from jump city.
¡ Miraríamos al cielo para ver "la persona en la luna!" Los tíos dirían "¡ Ven aquí y pelea como una persona!" y todos cantaríamos "¡ Porque es una persona excelente!"
Gökyüzüne doğru bakıp, "ayda insan" görürler. Aşağıya in de insan gibi savaş derler sonra hep birlikte For It's a Jolly Good Person söyleriz.
- Person.
- Kişi.
Será una persona diferente.
He'll be a different person.
.. Person.
... İnsan.
Cada quien debe enfrentar eventualmente el camino bifurcado que trajo a este mundo.
The forked road every person brought into the world must eventually face.
Son unas siglas que significan "muy importante".
Bu bir kısaltma, "çok önemli" anlamında. ( ÇN : VIP : very important person :
Discúlpame, es "Music Person".
Kusura bakmayın ama adı "Müzisyen Kişi."
If we both feel I'm the person to provide that for you, Luego, si decidiéramos trabajar juntos, estableceríamos el horario.
Eğer ikimizde, bunu sağlayacak kişinin ben olduğuma karar verirsek, sonra bir terapi seansı günü kararlaştırırız.
- First Person Shooter.
- First Person Shooter.
¿ Dice que no conoce a Ivan Martinez ni una compañía conocida como First Person Shooter o FPS?
Ivan Martinez ya da FPS adlı şirket hakkında bir şey bilmediğinizi söylemişsiniz.
Desde ahora era tan sólo una persona cerebral.
Şu andan itibaren, o kız sayesinde "CP *" Cerebral Person * anlamını kazandı.
Alguien se alzó el clan pierde su componente crucial y es descalificada.
Someone gets soared the party loses its point person and gets wiped out.
Ni siquiera haré la prueba para "El hombre que vino del hielo".
Ice Person Cometh için bile seçilemeyeceğim.
"En las revistas o todo al natural".
In magazines or in person...
Y quien mejor para empezar, que la persona más importante para Grace.
And who better to start things off than the most important person Ve Grace'in hayatındaki en önemli kişiden daha iyi kim var ki başlatmak için.
- Sí, soy yo
- Ben John Person.
- John, John Pearson - ¿ John Pearson?
John. John Person. John Person mu?
- Todos morimos John Pearson es sólo cuestión de tiempo así es el mundo
Hepimiz ölürüz John Person. Tek önemli olan ne zaman? Dünyaya bağlı.
Fidelito. Fidel Junior. "-" Hola.
Fidel Castro Edward R. Murrows'ın "Person to Person"'ında rol aldı.
Y la persona que dirige ese fondo financiero resulta ser un socio de la oficina de un concejal de la ciudad. El mismo concejal que concede los permisos de construcción a gente que construye muchos edificios.
And the person who runs this trust happens to be an associate of the city councilman's office, the same city councilman that issues building permits... bir sürü bina yapan insanlar.
Es el anfitrión del popular programa Person to Person... y esta noche está aquí con su hijo Casey, su esposa Janet... y ustedes, con quienes trabajó, a quienes inspiró... aconsejó y enseñó.
Kendisi, çok sevilen programımız "Yüz Yüze" nin sunucusu. Ve bu gece, oğlu Casey karısı Janet ve birlikte çalıştığı ilhâm aldığı, ders verdiği ve bir şeyler öğrettiği sizlerle birlikte.
Sería mejor como un Person to Person.
"Yüz Yüze" programında daha iyi olur.
¿ Sabes cuántos Person to Person deberás hacer para compensar esto?
Bunu düzeltmek için kaç program yapman gerektiğini biliyor musun?
¿ Puedo decirle algo sobre usted? ¿ Cómo miembro del público de Person to Person?
"Yüz Yüze" nin birer izleyicisi olarak..... size, sizinle ilgili bir şey söyleyeyim.
- You asked the right person.
- tam da doğru adama sordun.
Actuas como un loco.
You're acting like a crazy person.
¿ Yo estoy actuando como un loco?
I'm acting like a crazy person?
Familia Persons
Person'lar.
Y tengo que decir, me ayudaste a crecer como personayou helped me grow as a person.
Ve şunu söylemeliyim... insan olarak gelişmeme yardımcı oldun.
No, pero Frannie está actuando como convertida.
Frannie'yi yeni doğdum havalarıyla dolaşırken this whole born again nice person act,
Cualquier cuerdo person'd sea agradecido por ese hecho.
Aklı başında her insan bu gerçeğe minnettar olurdu.
Eh, tío. ¿ Has visto a Person?
Hey, adamım. Onu gördün mü?
Cabo Person, su deber es realizar todas las tareas de este campamento cumpliendo con las normas de apariencia, bajo el mandato directo del comandante de batallón.
Onbaşı, bu kamptaki bütün işleri sizin yürütmeniz bekleniyor. Düzgün ve uygun şekilde. Ve taaruz komutanın emri altında.
El Cabo Person sufrió heridas leves cuando una hornilla utilizada según el reglamento sufrió un fallo catastrófico.
Onbaşı Person soba tamir edilirken ufak yaralanmalar için ve büyük başarısızlıklarda kurallara göre size ilk yardım sağladı.
En el momento, el cabo estaba arrodillado en la entrada, revisando una 148.
Çavuş Person girişte dizlerinin üzerine çökmüştü, 148'e servis yaparken.
Observé el fallo de la estufa y la rápida reacción de mis marines para atender al cabo.
Sobanın bozuk olduğunu gözledim ve denizcilerimin acil durumda çavuş Person'ı tedavi ettiklerine.
- que le enseñé a Person el otro día?
- Person'a geçen gün gösteriyordum?
Person, detén el vehículo.
Person, aracı durdur.
- No tiene gracia, cabo Person.
- Bu komik değil Person.
- Eh, Person...
- Hey, Person!
Imaginad lo que le harían los médicos a Ray Person.
Ray Person'a neler yapabileceklerini, hiç düşünüyor musun?
Person, he cambiado las pilas de los visores nocturnos.
Yürü! Hey, Person! Gece görüşlerin pilini değiştirdim.
Bueno, Person tiene alergia, pero a ninguno le ha dado cagalera.
Şey, Person'un alerjisini saymazsak geri kalanlarda bir sorun yok.
- Person, tranquilo, tranquilo.
Siktir git başımdan!
"Crazy Person"
Çılgın insan.
la verdadera persona
Gerçek Person.
- Esto es lo que sabemos : su nombre artístico es John Pearson... sabes que no es tu nombre real hace diez años llegaste a Los Ángeles para... convertirte en una estrella de cine... pero, después de dos comerciales y un pequeño programa que... fueron cancelados muy pronto... tu sueño cayó en un abismo, tu vida quedó vacía... sin existencia, pueril
Sahne adın John Person. Bunun senin gerçek adın olmadığını biliyoruz. 10 yıl önce Los Angeles'e bir film yıldızı olma düşüyle geldin.
- John Pearson
- John Person.