Translate.vc / испанский → турецкий / Pickering
Pickering перевод на турецкий
114 параллельный перевод
El ojo del objetivo ve lo que aún no ha visto ningún ojo humano : La cara oculta de la Luna.
Astronom W. H. Pickering, Mandeville, Jamaika gözlemi... böcek topluluklarını gözlediklerini düşünmektedir.
¿ Ha oído nombrar al coronel Pickering, el autor de "Sánscrito hablado"?
Albay Pickering'i hiç duydunuz mu? Konuşulan Sanskrit kitabının yazarıdır.
- Soy yo.
- Albay Pickering benim.
¿ Qué le parece, Pickering?
Diyorum ki, Pickering.
Sabe, Pickering,... un chelín para esta chica equivale a 60 libras para un millonario.
Biliyorsun ki, Pickering, bir milyonere 60 ya da 70 sterlin ne kadar ediyorsa bu kız için bir şilin aynı değerde.
- ¿ Ve la dificultad, Pickering?
- Güçlüğün farkında mısın?
¿ Ha quedado satisfecho, Pickering?
Artık memnun oldun mu, Pickering?
Pickering, oiga.
Pickering, gel.
- El coronel Pickering.
- Albay Pickering.
Coronel Pickering, Henry.
Albay Pickering, Henry.
Coronel Pickering, necesito saberlo.
Albay Pickering, bilmem gerek.
El coronel Pickering, si no me equivoco.
Albay Pickering, değil mi?
- Adiós, Coronel Pickering.
- Güle güle, Albay Pickering.
Mira cómo lo hago con Pickering.
Şimdi beni Pickering'le izle.
Bien, Pickering. Ha llegado el momento.
Haydi bakalım, vakit geldi.
Señorita Elisabeth Doolittle, Coronel Pickering,
Bayan Elizabeth Doolittle, Albay Pickering,
- ¿ Cómo está usted, Coronel Pickering?
- Memnun oldum, Albay Pickering.
- Coronel Pickering...
- Albay Pickering...
Coronel Pickering, desafortunadamente nos han interrumpido.
Albay Pickering, ne yazık ki konuşmamız bölündü.
Pickering, ¿ sabe qué ha ocurrido?
Pickering, ne olduğunu biliyor...
- ¿ El coronel Pickering, la señora Pearce, algún sirviente?
- Albay Pickering, Bayan Pearce, hizmetçilerden biri? - Hayır.
Pickering podría ayudarte.
Pickering sana maddi yardımda bulunabilir.
¿ Mis ropas me pertenecen o son del coronel Pickering?
Kıyafetlerim bana mı ait yoksa Albay Pickering'e mi?
¿ Para qué las querría Pickering?
Pickering onları ne yapsın?
- Buenos días, coronel Pickering.
- Günaydın, Albay Pickering.
Está bien. ¡ Pickering!
Öyle mi? Pickering!
Buenos días, Coronel Pickering.
Günaydın, Albay Pickering.
¿ No se sienta, coronel Pickering?
Oturmaz mısınız, Albay Pickering?
¿ Me echará usted ahora que el experimento ha terminado, coronel Pickering?
Artık deney bittiğine göre beni serbest bırakır mısınız, Albay Pickering?
El coronel Pickering se ocupará de la cámara nupcial.
Albay Pickering damatla gidebilir.
- Mis maneras son las mismas que las del Coronel Pickering.
- Ben de aynı Albay Pickering gibi davranıyorum.
¿ O prefieres casarte con Pickering?
Yoksa Pickering'le evlenmeyi mi tercih edersin?
No sé lo que dirá Pickering, pero... es un hombre tan convencional como yo.
Gerçi Pickering'in evleneceğine de emin değilim. O da benim gibi yaşlı bir bekar olarak kalmaya niyetli.
Y como Pickering se siente.
Aynı Pickering gibi.
Avenida Pickering, calle Central.
Pickering Bulvarı ve Center Caddesi.
¿ Conoce al coronel Pickering, autor del'Sánscrito hablado'?
Sanskrit Konuşma Dili'nin yazarı Albay Pickering'i bilir misiniz?
Soy yo. ¿ Quién es usted?
Albay Pickering benim. Siz kimsiniz?
Sabe, Pickering, si piensa en un chelín, no como tal, sino como el porcentaje de ingresos de esta chica, es equivalente a... 60 ó 70 libras de un millonario.
Biliyor musun Pickering, bir şilini... bildiğimiz şilin gibi değil de, bu kızın gelirinin bir yüzdesi olarak düşünürsen... tam olarak bir milyonerin cebinden çıkan... 60-70 pound'a denk düşer.
Querida Sra. Pearce, querido Pickering, no tenía intención de pisotear a nadie.
Sevgili Bayan Pearce, sevgili Pickering, kimseyi çiğnemek gibi bir niyetim yok.
¿ Satisfecho, Pickering?
Memnun musun Pickering?
Bien, después de todo, Pickering...
Eh, zaten Pickering...
Está claro que es un canalla, Pickering.
Saçma. Tabii ki alçaktır Pickering.
Pickering, este tipo tiene cierto don natural para la retórica.
Biliyor musun Pickering, bu adamda doğal bir belagat yeteneği var.
Pickering, si nos ocupásemos de este hombre durante tres meses, podría elegir entre un escaño en el Gobierno o un púlpito en Gales.
Biliyor musun Pickering, bu adamı üçay boyunca elden geçirseydik... ya kabinede bakan ya da Galler'de müritleri olan bir vaiz olurdu.
Pickering, esto va a ser espantoso.
Pickering, bu dehşet olacak.
- ¡ Pickering!
- Pickering!
¡ Pickering, no oigo nada de lo que dice la chica!
Pickering, kızın söylediklerinin tek kelimesini duymuyorum!
Estamos progresando mucho, Pickering. Creo que debemos llevarla a alguna parte.
çok ilerleme kaydettik Pickering.
¿ Y usted, Pickering?
Sen duydun mu Pickering?
El H32 sobrevuela a casi 1000 km. De altura el cráter de la Luna Eratóstenes en cuyas profundidades el astrónomo W.H. Pickering, Director del Observatorio Astronómico de Mandville, en Jamaica, cree haber observado enjambres de insectos.
Ayın ilk fotoğrafları fırlatmadan 36 saat sonra. Aydan uzaklık : Yaklaşık 40000 km...
¡ Oh! Vamos, Pickering.
Haydi, Pickering.