Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / испанский → турецкий / Pistola

Pistola перевод на турецкий

16,140 параллельный перевод
Y tenía una pistola.
Ve silahı vardı.
Primero vi una pistola.
İlk silahı ben gördüm.
Escoge una pistola.
İstediğin silahı seç.
Disculpa, esa pistola no.
Üzgünüm, o silah olmaz.
Vale, hay una pistola en el cajón, pero no creo que la vayas a necesitar.
Muhtemelen ihtiyacın olmaz ama çekmecede silah var.
El contratista que rehacía la cocina... dispara al carpintero... ocho veces en la cabeza con una pistola de clavos... antes de poner un clavo en sus propios ojos.
Müteahhit, marangozu kafasına bir çivi tabancasıyla sekiz defa vuruyor Kendi gözlerine bir çivi koymadan önce.
Toma mi pistola, Jet... quizás tengamos que matar a alguien.
Silahımı, Jet atın... Birini öldürmek zorunda kalabilirsiniz.
¡ Tiene una pistola!
'S silahı var!
- ¡ Dame la pistola!
- Silahı bana ver!
Porque no tengo chaleco blindado, ni pistola.
Ben geçirmez yelek, kurşun veya silah var çünkü.
Dios mío, esa es una pistola.
Tanrım, bu bir silah.
No se preocupen clientes, sólo es una pistola tranquilizadora.
Endişelenmeyin, patronlar bu sadece bir sakinleştirici tabanca.
Una pistola real.
Gerçek bir silah.
- ¿ Cuándo me has visto con pistola?
Beni hiç silahla gördün mü?
Una pistola.
Bir silah.
- ¡ Y creo que uno tenía una pistola!
- Sanırım onlardan birinde silâh vardı!
No te atrevas a bajar esa pistola.
Sakın ha, başka yere çevireyim deme!
Tengo una pistola en mi auto. Espera ahí.
Arabada tabancam var, sen burada bekle.
Así que tomo su pistola y lo mato.
Sonra adamın silahını alıp onu öldürdüm.
También tengo una pistola pequeña en la bota.
Botumda da küçük bir tabanca var.
Es una pistola Colt 1911, cromada, conmemorativa de la Segunda Guerra Mundial, semiautomática, calibre.45.
Bu II. Dünya Savaşı'ndan kalma bir krom kaplama 1911 model Colt, yarı otomatik, 45 kalibre tabanca.
Lo sé, por eso me he traído la pistola.
Biliyorum. Bu yüzden silah getirdim.
Quizá yo traiga la pistola pero yo no soy el criminal.
Elimde silahla burada duruyor olabilirim ama gerçek suçlu ben değilim. Bunun gibiler suçlu!
¡ Ese tipo tiene una pistola!
Herifin silahı var!
Primero, déjenme decir en nombre de todos en Ibis, que estamos dispuestos a hacer todo lo posible para que baje esa pistola, Sr. Budwell.
Öncelikle Ibis'teki herkes adına şunu söylememe izin verin : O silahı indirmeniz için her şeyi yapmaya hazırız Bay Budwell.
Esa pistola y este chaleco no te están ayudando.
Bu silahın ve bombanın hiçbir yardımı dokunmuyor.
Cuando haya encontrado la carretera, Tenía la pistola en mí. ¿ Dónde está?
Yolda beni bulduğun zaman silahım vardı. Nerede?
Eso me truco se entera de que lo hace, cuando se tomó la pistola en la mano?
Şu silahı elimden alma numarasını bana da öğretebilir misin?
La pistola de agarre tubería con la mano izquierda y con la mano derecha eliminado.
Sol elinle silahı kavrayıp sağ elinle de çekiyorsun.
Debe tomar en cuenta la pistola parte de ti.
Silahla bütünleşmeniz gerekiyor.
- Teníamos una pistola en casa.
- Evde silahımız vardı.
Pierdan de vista esa pequeña pistola y les prometo que estará en sus manos.
Sapanlarınızdan gözünüzü ayırırsanız emin olun onun ellerinde olurlar.
Pusiste una pistola en su boca, y ni siquiera parpadeaste.
Gözünü bile kırpmadan adamın ağzına silah soktun.
¿ Por qué tuvo que tocar su pistola?
Neden silahına dokunmak istedin?
La pistola.
Tabanca.
- ¡ La pistola!
- Silah!
- ¿ Y tu pistola?
- Silahın nerede?
La pistola más rápida gana.
Hızlı atıcı kazanır.
Guarda la pistola, hijo.
Silahını kaldır, evlat.
Vas a tomar esa pistola y le vas a disparar a Monte en su feo y maldito rostro...
Şu tabancayı kap ve Monte'nin suratını dağıt.
Toma la pistola, asesino.
Tabancayı al katil.
A ver si puedes tomar la pistola antes de que te vuele del porche.
O verandada kafanı patlatmadan önce tabancanı alabilecek misin, bakalım.
- ¿ Le vamos a dar una pistola?
- Ona silah mı veriyoruz?
¿ Recuerdas dónde está mi pistola?
Silahımın yerini hatırlıyor musun?
Bien. Aún creo que no deberías estar aquí. Pero si nos atrapan, dile a la policía... que te obligué a punta de pistola.
Tamam, hâlâ burada olmaman gerektiğini düşünüyorum ama yakalanırsak, polise seni silah zoruyla getirdiğimi söyle.
Bien. Pero no traes pistola, ¿ verdad?
Tamam, yanında silah yok ama, değil mi?
Tira la pistola en un basurero.
Çöp kutusuna silah atıyorsun. Çok zekice.
Una pistola.
Silah çikardi.
¡ Yo te cubro, James! Dame tu pistola.
Ben seni korurum James!
- ¿ Le pondrás una pistola en la boca?
Yine adamın ağzına silah mı sokacaksın? - Hayır.
Vas a ser el primero en morir si tu pistola interfiere con tu rifle.
Silahının tüfeğinin içine girmesine izin verirsen.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]