Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / испанский → турецкий / Playa

Playa перевод на турецкий

10,937 параллельный перевод
Ahora que establecimos una cabecera en la playa aquí, quiero empujar tierra adentro, tomar más Brooklyn de vuelta.
Burada bir kiyi basi olusturduk simdi içeriye dogru ilerleyip Brooklyn'i geri almak istiyorum.
Luego, de pronto, tuve una imagen clara de mi padre en la playa, cerca de Lowestoft.
Sonra, bir anda babamın Lowestoft yakınlarında bir sahildeki görüntüsünü gördüm. "Bir aktör mü?" dedi, "Asla."
Cuando lo diga ella, será del tamaño de una pelota de playa.
Anneme sorarsanız plaj topu büyüklüğündeydi.
Así que... solíamos bajar a la playa, y recogíamos las piedras que las olas habían tallado en un pequeño cubo.
Bu yüzden sahile gider ve dalgaların, içine küçük bir cep oyduğu bu taşları toplardık.
Podemos alquilar una casa en la playa.
Sahilde bir ev alabiliriz.
Y después, esa noche, me besó en la playa, y... fue la primera vez en la vida que... no pude decir que no.
Sonra bir gece sahilde beni öptü. Hayatımda ilk defa hayır diyemedim.
¿ Qué tienes, una parcela de 300 metros frente a la playa?
Neyiniz var, denize nazır 300 metre mi?
- Playa de Omaha en 1944.
Omaha Sahili. Yıl : 1944.
Jamaica, en una cabaña en una playa, escuchando reggae, recto-para arriba escalofriante.
Jamaika'da, bir sahil kulubesinde rahatlatıcı reggae müziği dinliyor olacağım.
¿ Alguien la pasó bien anoche? No sé qué pasó. Me desperté desnuda en la playa.
dün gece biri iyi vakit mi geçirdi ne olduğunu bilmiyorum sahilde çıplak olrak uyandım herşey gitmişti kıyafetim, cüzdanım
Una gran ovación para Charles Boyle por acogernos este año en su casa de la playa.
Hav, hav, hav! Çok sevgili Charles Boyle, bu sene bizi sahil evinde konuk ediyor.
¡ La casa de la playa de invierno!
Kış Sahil evi! Hav, hav, hav!
Un paseo por la playa.
Sahilde yürüyelim.
Buen plan... un paseo de 80 minutos por la playa
Güzel plan. Sahilde 80 dakika yürüyüş.
espero que no hayas olvidado lo que sentiste en la playa.
Ne var ki o gün sahilde hissettiklerini unutmamanı umuyorum.
 Espero que no hayas olvidado lo que sentiste en la playa.
O gün sahilde hissettiklerini unutmamanı umuyorum.
Estamos acá en la playa, documentando a mi chica de maratón en entrenamiento.
Burada deniz kenarındayız... Bayan maratonu kayda alıyorum.
¿ Por qué no te lo dirían directamente en la playa?
- Neden sana bunu o sahilde söylemesinler?
Teníamos pensado llevar a los niños a la playa.
Oğlanları kumsala götürecektik.
Hay un campamento de sin techo en la playa no muy lejos de aquí.
Yakınlarda sahil kenarında bir evsizler kampı var.
Le atrapamos escondiéndose en el campamento de sin techo próximo a la playa.
Sahildeki evsizler kampında saklanırken yakaladık.
Viví con otra familia durante un año y fui a la escuela allá, y seguí con ellos hasta que vino mi mamá y decidió comprar una casa en la playa.
O yüzden bir yıl bir ailenin yanında kaldım, orada okula gittim ve onlarla yaşadım.
La última vez que supe qué debería hacer con mi vida fue el verano que compré la casa de la playa.
Son defa hayattaki gayemi anlamam, bu plaj evini aldığım yaz olmuştu.
Antiguamente te encantaba buscar cristales por la playa.
İkiniz kumsalda cam parçası aramayı çok seviyormuşsunuz.
Uno de mis más claros recuerdos de Ellie fue en la playa... en uno de esos días de niebla que parecen no terminar nunca.
Ellie ile ilgili hatırladığım en net anılarımdan biri de sahilde sonsuza kadar sürecekmiş hissi yaratan puslu bir gündü.
Pero no esperes que vea "The Good Wife". Y aquí hay una foto de Heidi desnuda en una playa de Cancún.
Ama benden "The Good Wife" ı izlememi bekleme. İşte bu da Heidi'nin Cancun sahilinde ki çıplak fotoğrafı.
¿ Tiene su hermano algún amigo cerca de la playa Gerritsen?
Kardeşinin Gerritsen Plajı çevresinde arkadaşları var mı?
Sé que no me creen, pero si Dave quiere pasar el resto de su vida cogiendo cáncer de piel con su pequeña "vigilante de la playa"
Bana inanmadığınızı biliyorum. Dave ömrünün geri kalanını cilt kanseri olmuş küçük bayan "Sahil Güvenlik" * ile geçirmek istiyorsa onun adına mutlu olurum.
Tu camioneta, tu matrícula, la playa de Nicole Clark.
Senin kamyonetin, senin plakan. Nicole Clark'ın sahil bölgesi.
Estaba en la fiesta de la playa.
Sahildeki partide o da vardı.
Tengo visual de un hombre armado dirigiéndose hacia la playa.
Sahile doğru koşan silahlı bir adam gördüm.
Era como si te hubieras tragado una pelota de playa.
Tıpkı plaj topu yutmuş gibiydin.
En el club de la playa, esta mañana.
Bugün erken saatlerde plaj kulübünde.
Bueno, no demasiados meses, porque estaba trabajando en una playa de Las Bahamas, haciéndole trenzas de negros a blancos.
Yani, çok önce de değil, çünkü bir zamanlar Bahamalar'da, plajda çalışıyor, Beyaz insanlara siyahi saç örgüsü yapıyordum.
A propósito, la playa está para aquel lado.
Bu arada, sahil o tarafta.
Me habría metido en el coche y habría conducido hasta los Hamptons, y nos sentaríamos en la playa toda la noche comiendo langosta cogida por uno de los pueblerinos y beberíamos champán mientras nos hacemos selfies de morritos hasta que saliera el sol.
Arabayla Hamptons'a gider, bütün gece sahilde oturur yerlilerin yakaladığı ıstakozlardan yiyip, şampanya içerdim. Sabaha kadar selfie çekerdim.
Estamos en la playa.
Sahildeyiz.
¿ Has conducido sobre las dunas hasta llegar a la playa?
Kum tepelerinin üzerinden geçerek mi geldin?
Max, ¿ cuánto te gusta la playa?
Max sen sahili ne kadar seviyorsun?
¿ Nunca has estado en una playa?
- Daha önce hiç sahile gelmedin mi?
Fuimos allí para despertar a los franceses, reclutar resistencia, Para que cuando lleguemos a la playa, se levanten y luchen.
Fransızları ayaklandırmak için oradayız, dirence yardım etmek için, sahile vardıkları zaman, oldukları yerde kalıp savaşsınlar.
Playa de 3 metros.
Akıntı, 9 knot. Yüzeye 5 metre.
Mientras yo estaba de pie en la playa y esperaba como una idiota.
Ben sahilde bir aptal gibi beklerken.
Las palmeras son muy lindas porque son como la playa.
Palmiye ağaçları da çok tatlı. Çünkü plaj havası veriyor.
¿ A la playa?
Sahile ne dersin?
¿ Has ido a la playa?
- Hiç sahile gittin mi?
Nos encargamos de esta gente, y puedes volver a tu vida tirarte a chulos de playa y dándole a la gente algo de lo que cotillear.
Bu insanları uzaklaştırırız, sen de hayatına geri döner garsonları yatağa atıp, insanlara dedikodu için malzeme çıkartırsın. Ne olacak, Charlotte?
David tiene a su hija y su adorada casa en la playa.
David'in kızı ve sevgili sahil evi var.
Tengo entendido que en el club de la playa contratan gente.
Plaj kulübünün eleman aradığını duydum.
Eh... ¿ Supongo que en la playa?
Sahil tarafında herhalde?
Exacto. ¿ Quién compró sus botas de playa?
- Aynen öyle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]