Translate.vc / испанский → турецкий / Police
Police перевод на турецкий
440 параллельный перевод
Mirando la esquina pasa la policía.
# Köşede erkete. "La Police qui passe" ( Polis geçiyor ).
Quiero informar de un atraco.
Emniyet Müdürlüğü mü? Police Department?
¿ Jacques?
Police. Jacques?
Head of the Police...
Polis Şefi...
Recuerdo un día en el cuartel de la policía de Clermont Police, un tío me dijo, " ¿ Quieres vengarte?
Almanlar ihbar etmedi ; bunu kötü Fransız insanı yaptı. Hiç intikam alma hırsına kapıldınız mı?
Aquí 2479. 2479.
[Konuşmalar ] [ Police radyosu] D47-8-9 burada.
Es de Wilson Hargreave, del Chicago Police Bureau.
Wilson Hargreave'den, Chicago Polis Bürosu'ndan.
Mi nombre no significaría nada para usted, aunque sospecho que el de Wilson Hargreave... del Chicago Police Department, sí.
- İsmim size bir şey ifade etmez. Chicago Polis Bürosu Şefi Wilson Hargreave, şüphe üzerine bilgi verdi.
¿ No quedan entradas para los Police?
Police'in konserine bilet kalmadı mı dedin?
¿ Qué hay de Boy George? ¿ Los Police?
Boy George ya da Police konseri?
Y " "The Police" ", " "La Policía" ".
Pekiyi, ya "Polis" i? - Ne olmuş polise?
A la Policía no le gustamos.
Police don't like us much.
O puede solicitar una póliza normal... y al morir, sus herederos- -
Ya da primleri ödenmiş poliçe ile ölüm anında hak sahipleri...
¿ Les interesaría una póliza?
Ufak bir poliçe almak istemez miydiniz?
- ¿ Una póliza de cuánto?
- Kaç paralık poliçe?
Pensé que faltaba una póliza, pero ya la encontré.
Poliçe eksik zannettim ama buldum.
Respecto a la póliza, disculpe las molestias, pero...
Eee, poliçe ile ilgili bayan... Rahatsız ettiğim için çok affedersiniz ama...
Una póliza muy ventajosa.
Çok cezp edici bir poliçe düzenledik.
¿ Qué clase de compañía es esta, una pandilla de aficionados que firman pólizas con delincuentes?
Bu nasıl bir kıyafet? Sigortacı mıyız yoksa aptallara poliçe yazan bir avuç ahmak amatör mü?
Quiere que se haga un seguro sin enterarse y sin que la compañía esté al tanto, ¿ no es así?
O bilmeden poliçe yapacaksın firma ise onun bilmediğini bilmeyecek. Güzel dalavere değil mi?
Estará a cubierto hasta las nuevas.
Yeni poliçe gönderilinceye kadar geçerli olacak.
Esta póliza puede salirnos cara.
Bu poliçe bize çok pahalıya mal olabilir.
Seguramente la encontrará entre sus documentos.
Poliçe muhtemelen kişisel eşyalarının arasındadır.
Una parte de la póliza.
Poliçe değerinin bir kısmına..
- Las pólizas son más de 100.000 libras.
Poliçe tam olarak yüzbin sterlinin üstündeydi.
Bueno..., adivine con qué me he encontrado cuando he ido a su casa a cobrar su cuota semanal...
Her zamanki gibi haftalık poliçe parasını almaya uğradım. Ne oldu dersiniz?
Tengo un seguro de vida, una póliza de 15.000 dólares.
Hayat sigortam var. 15.000 dolarlık poliçe.
Bien. Pues tendrán que pagar.
- Poliçe artık ödenebilir durumda.
No sé nada de un seguro.
Poliçe konusunda hiçbir şey bilmiyorum. Beni yalnız bırak!
Y el día que se lo concedieron, usted se encontró a Nick y ¿ qué pensó?
Poliçe onaylandı, ertesi gün Nick'e rastladın ve bir de ne göresin?
Estás violando el artículo 974 del código penal.
Poliçe. Ceza kanunun 974. maddesinin ihlali.
Llevo mi negocio de una forma respetable.
Poliçe-Rakam dolandırıcılığı. İşimi dürüst ve saygın bir şekilde yapıyorum!
El dinero que esos imbéciles deberían destinar a algo tan importante... como el pago del plazo de su póliza... de seguros es lo que te da de vivir.
İnsanlar haftalık sigorta primini yatırmak yerine rakamlar üzerine bahse girdiği için bu dolandırıcılığa "poliçe" diyorlar.
¡ Esa es la realidad!
Bu yüzden adı Poliçe. Nedeni bu, bu yüzden böyle deniyor.
Pero en el fondo todo es lo mismo.
Ama sonuçta hepsi aynı, hepsi poliçe!
Quiero denunciar la existencia de un banco de apuestas.
Bir poliçe bankasını ihbar etmek istiyorum.
A la póliza.
- Poliçe.
Hey, Piensen sobre la póliza, Ok?
Hey, poliçe hakkında düşündünüz mü, ha?
La póliza - Lo hemos pensado... Y la tomaremos.
Poliçe hakkında düşündük ve yaptırmaya karar verdik.
Por supuesto, para el préstamo en sí, necesitamos la firma del titular.
Ama kredi için poliçe hamilinin imzası gerek.
¿ No Ie extrañó que muriese 6 semanas después de firmarse... una póliza de seguros de 50 mil dólares?
50.000 dolarlık poliçe düzenlettikten altı hafta sonra tam da zamanında ölmesi sana birazcık bile garip gelmedi mi?
Una carta solicitando un seguro de vida de 50 mil dólares... a nombre de Howard FieIdstone.
Howard Fieldstone adına 50.000 dolarlık poliçe isteğini içeren bir mektup.
Bien, mi compañía de seguros tiene una póliza contratada con ella... de 100.000 dólares.
Sigorta şirketimin kendisi için 100 bin dolarlık bir poliçe yapacak.
Pero la póliza no estaba en vigencia.
Ama poliçe henüz işleme konmamıştı.
¿ Para venderles un par de pólizas a los actores?
Oyunculara birkaç poliçe satarım.
Eso me recuerda algo, el otro día vendí una póliza a Harry Jameson.
Aklıma gelmişken, geçen gün Harry Jameson'a poliçe sattım.
Le estaba vendiendo una póliza a alguien en Staten Island y tenía un lavavajillas magnífico por $ 90 y me dio a entender que si no lo compraba, no contrataría la póliza, la contrataría con Prudential.
Staten Island'da birisine poliçe gösteriyordum ve 90 dolara güzel bir bulaşık makinası vardı. Eğer bulaşık makinasını almazsam poliçeyi almayacağını ima etti. Poliçeyi Prudential'dan satın aldı.
- ¿ Su compañía les dio una póliza?
Şirketiniz onlara bir poliçe düzenledi?
Había olvidado la póliza por completo.
Poliçe konusunu tamamıyla unutmuştum.
Bueno hemos emitido una póliza de $ 25,000 hogar, negocio, auto al Sr. Nick Papadakis poco antes de su muerte.
Şey... Şirketim ölmeden kısa bir süre önce Bay Papadakis için ev, iş, arabayı içeren 25.000 dolar değerinde bir poliçe hazırladı.
Es una póliza de 1 millón de dólares.
Poliçe 1 milyon dolarlık.