Translate.vc / испанский → турецкий / Pong
Pong перевод на турецкий
949 параллельный перевод
¿ Quién quiere jugar al ping-pong?
- Peki general. - Benimle kim ping-pong oynamak ister?
He preparado una partida de ping-pong.
Bir pingpong oyunu ayarladım.
¿ Estamos jugando a ping-pong o no?
Masa tenisi oynuyor muyuz, oynamıyor muyuz?
A veces me pregunto si no es un despilfarro inútil portar once mil mesas de ping-pong para que ustedes se diviertan.
Boş zamanlarınızı değerlendirmek için 11 bin tane pin-pon masası ithalinin israf olup olmadığını merak ediyorum kimi zaman.
Y sobre todo bolas de ping-pong.
Bir kaç tane de pin pon topu.
Debió producirse un error porque de repente nos encontramos con 2000 bolas de ping-pong.
Bir hata olmuş olmalı, çünkü birdenbire 2000 pin pon topumuz oluverdi.
- Ping Pong, ¡ cierra el agua!
- Ping Pong, suyu kapat!
Rápido, Ping Pong, tápalo.
Çabuk üstünü kapat Ping Pong.
Prepárame un Mai Tai, Ping Pong.
Bana bir mai tai hazırla Ping Pong.
Ping Pong, asegúrate de que el vaso del Sr. Karnibad no esté vacío.
Ping Pong, Bay Karnibad'ın bardağı boşalmasın.
Ping Pong, los huevos están fríos.
Ping Pong, yumurtalarım soğudu.
- Merci beaucoup, Ping Pong.
- Merci beaucoup, Ping Pong.
Ahora, si pudiera colocar una pelota de ping pong ahi, para las 7 : 13...
Şimdi, eğer 7 : 13'e kadar bir pinpon topu getirebilirsem
Juguemos una encantadora partida de ping-pong romano, como dos senadores civilizados.
Bir oyun oynayalım, Roma usulü pingpong. İki uygar senatör gibi.
Usted tiene que decir "pong romano".
Buna "Roma usulü" demelisin.
Ping-pong romano.
Roma usulü pingpong.
¿ Por qué has tratado de evitarme en el ping pong?
Ping pong oynarken neden benden saklandın?
Después de que me encontraras jugando a ping pong.
Ping pong oynadığımız zamanki görüşmemizden sonra.
Como tú, cuando juegas a ping-pong.
Ping pong oynarken senin yaptığın gibi.
¿ Cómo son mis ojos, cuando juego a ping pong?
Nasıl ping pong oynuyorum?
... o en el billar o en el ping pong,... con la gente que ya te puedes imaginar, vulgar y maleducada.
Ping-pongda ya da havuzda. Bu tür bir insanı hayal et : Kaba, gürültülü bir insan.
Hasta el de una pelota de ping-pong.
Pin pon topunun bile.
Después de todo, fui campeón de Ping-Pong del Sportsverein de Frankfurt... -... tres veces. - Buen día.
Ne de olsa Frankfurt'daki spor kulübünde 3 kereden fazla Ping-Pong şampiyonu oldum.
Pong, pong, pong. Salta, salta, y pong.
Pis, pis, pis, pis, atla, atla.
Ganaste un torneo de ping-pong durante la guerra de Corea.
Kore savaşı sırasında masa tenisi şampiyonluğunu kazandın.
Esto se estaba empezando a parecer al ping-pong.
Olay masa tenisi maçına dönmüştü.
Podéis empezar con pequeñas cosas... como pelotas de ping-pong en los ojos, haciendo voces.
Ufak yöntemlerle başlayın : Pinpon topundan gözler ve komik bir ses.
¿ Tiene pelotas de ping-pong?
Zipkin bulunur mu?
Adoro el ping - pong, adoro el voleibol, adoro el badmington...
Masa tenisini seviyorum. Voleybolu seviyorum. Bedmingtonı seviyorum.
Podría estar en EEUU jugando al ping-pong, al voleibol, con chavalas por doquier.
Amerika'da masa tenisi, voleybol oynuyor bir sürü karı tavlıyor olabilirdim.
A Clint le gustan los juegos en los que esta seguro de ganar. ¿ Y el ping pong?
Clint kesin kazanacağı oyunları oynamayı sever. Masa tenisinde nasılsın? Berbat.
Ese ruido me angustia. También ahora. Como si fuera un ping-pong maldito.
Şu lanet olası masa tenisleri olmasa, şimdi de öyle olacak.
- Bajo la mesa de ping-pong.
Pingpong masasının altındadır!
Hoy Alex aplastó una pelota de ping-pong en la terraza.
Az önce terasta bir masa tenisi topu ezildi.
Todos los pasajeros que fueron fotografiados anoche... pueden ver las fotografías... que estarán en exhibición en breve, en el salón de ping-pong.
Dün gece fotoğraf çekmiş yolcularımız çektikleri fotoğrafları kısa bir süre sonra masa tenisi odasındaki panoda görebilirler.
Me han dicho que tienen mesa de ping pong.
Evet, var. Birisi... masa tenisiniz olduğunu söyledi.
Ya escuché bastante tu charla.
Ping-Pong konuşmasını yeterince dinledim.
Jugamos al metegol, ahora jugaremos al ping-pong.
Langırt oynuyorduk, şimdi ise masa tenisi oynayacağız.
Vamos a volver a su casa, jugaremos una partida de ping-pong, tomaremos una copa más... y luego le diré lo que pienso de verdad.
Senin evine geri gideceğiz. Bir el ping pong oynayıp bir içki daha içeceğiz. Ondan sonra size gerçekten ne düşündüğümü söyleyeceğim.
Juega usted bien al ping-pong, Sr. Stahr.
İyi pingpong oynar mısınız, Bay Star?
- ¿ Esto es ping-pong?
Pingpong böyle mi oynanır?
Doctor, ponga a la niña en la mesa de ping-pong.
Doktor, bu çocuğu tenis masasına götürelim.
Tenemos una nueva sala de juegos con una mesa de ping-pong.
İçinde masa tenisi masası olan yeni bir oyun odamız var.
- ¡ Ta-ta-chán!
- Ping Pong!
En un cuarto, come tres veces al día, va a terapia y juega al ping pong.
Özel bir oda, günde üç öğün yemek... ilaç tedavileri, pin-pon, örgü işleri.
Dos meses jugando al ping pong y habrá pagado su deuda con la sociedad.
Iki ay boyunca pin-pon... ve topluma olan borcunu ödüyor.
Con un ping y un pong La vaca saltó sobre la luna
"Ding diye koptu kemanın telleri " İnek sıçradı aştı ayın üzerinden "
Un montón de juego, pin-pong
Bir sürü Ludo, masa tenisi.
Hace dos años nos compraron 5 cajas de pelotas de ping-pong...
İki sene önce yeni masa tenisi topları aldılar. Beş kutu.
¡ Mira, estoy aprendiendo a jugar ping pong!
Selam Julien. Bak masa tenisi öğreniyorum.
Sin saber ni sus nombres, me agarraron por el escroto y jugaron al ping pong peloteando mis huevos.
Onları tanımadım bile El bezi torbamdan yakaladılar