Translate.vc / испанский → турецкий / Pow
Pow перевод на турецкий
256 параллельный перевод
- Lo ha contratado Ryker.
- Ryker'la pow-wow mu?
Pling! Pow! Bam bam!
Bam güm bam bam!
Con el pum! pum! , bailando, la gran explosión-explosión.
( Music ) With the pow-pow boogie, the big bang-bang. ( Music )
Simplemente... pow!
Bunun gibi... pow!
¡ Pum! . Eso dice "¡ Pum!".
POW yazıyor.
Pow...
Bum...
Uno de estos días, Cynthia, pow!
Bugünlerde bir gün bum!
La que le robaron a Curman Pow era alemana.
Surmanpow'unki Alman malıymış.
¡ Pow!
Dıkşınnn!
Como no estuvieron en un campamento POW, no tienen que pasar por un interrogatorio.
Savaş esiri statüsünde olmadığınız için, izinlerle uğraşman gerekmiyor.
Y luego lanzan una vaca directo al castillo con una catapulta. ¡ Pum!
Ve sonra onlar ineği fırlattı Şu mancınıkla bu kaleye. Pow!
Sobre el muro del castillo. ¡ Pum!
Kale duvarına ulaşamadı. Pow!
Pum.
Pow..
¡ Pum!
Pow! Grr!
- Lo levanta, lo da vueltas.
- Pa-pa-pa pow-pow. Havaya kaldırdı ve döndürdü.
Si no tienes el swing ¡ Pow, pow, pow!
# If it ain't got the swing... #
Su trasero - - Pow!
Kıçı patlayacak gibiydi!
Creo que tengo escalera de pavos.
Hey galiba pai pow'um var.
- En diciembre de 1995. Después de que la Mano Derecha lo liberó de un campo de prisioneros.
- Aralık 1995'te ; Sağ El'in kendisini U Minh Ormanı'nın hemen dışındaki POW Kampı'ndan kaçırmasından sadece birkaç saat sonra.
Estoy seguro de que sabe que en 1973 el Departamento de Defensa decretó que no había más campos de prisioneros en Vietnam.
Eminim hepiniz Savunma Bakanlığı'nın 1973'te Vietnam'da o tarihten sonra POW Kampı kalmayacağını bildirdiğini biliyorsunuzdur.
A seguir negando a los prisioneros de guerra, y silenciar al hombre que creó que esa política.
POW'ler hakkındaki inkar etme politikalarını devam ettirmek için,... bu politikayı uygulayan adamları susturmak gerekiyordu.
Pum!
Pow!
¡ Mira esto!
Pow! Pow! Pow!
Pow, pow, pow, pow. ¿ Qué es todo esto?
Nedir bu saçmalık?
Pow!
Amanın!
Nosotros haremos, pow-pow-pow!
Aynen şöyle olacağız, pow-pow-pow!
Y se llamaba la caja del "powwow". - ¿ La caja del powwow?
Bu kasanın adı da Pow-wow kasası.
La caja del powwow. - ¿ La caja del powwow?
- Pow-wow kasası mı?
¿ Y la caja del powwow? Está arriba.
- Peki şu Pow wow kasası?
Vamos a llegar a la caja del powwow. Eso es bueno.
Tabii ki Pow-wow kasasına ulaşacağız.
No nos quiere decir dónde está la caja del powwow.
Hemen çıkalım buradan. Pow-wow kasasının nerede olduğunu söylemiyor.
Yo fui compañero de celda de Nick Cassidy.
Pow-wow kasası gerçekten var. Nick'le çok zaman geçirdim.
La caja del powwow.
Pow-wow kasası ha?
¿ Quieres decir pum, pum, pum?
Yani, pow-wow-wow mu demek istiyorsun?
¡ Pow!
Pow!
Pero escucha. Vergüenza es que los ricos no vayan al casino indio de la Tienda de César.
Ama bak, Sezar'ın Pow Wow Kızılderili kumarhanesinde bir sürü utanç verici şey var.
Que todos los prisioneros hayan sido capturados o hayan muerto en kilómetros de jungla, o que algún campesino esté deseando entregar un prisionero por un poco de arroz.
Ancak her tutuklu yüzlerce kilometrelik ormanda yakalanmadıysa ya da ölmediyse. Ancak köylüler POW askerlerini bir kase pirine satmışlarsa.
Todos mostrarán respeto hacia el honorable teniente coronel Nagatomo jefe de administración de los prisioneros tailandeses.
Hepsi Onurlu Yarbay Nagatomo'ya saygılarını gösterdi. Tayland POW yönetiminin şefi.
Vino a buscar trabajo mientras su esposo es prisionero.
İş arıyorsunuz. Kocanız bir POW.
Pero si es Pow-Wow Smith.
Bizim cesur yürek Smith mi bu?
Luchamos, y yo le di, ¡ pow pow pow!
Sonra dövüştük, ben de onu bir güzel patakladım!
Pow!
Ö-L-Ü.
SU NARIZ HA EXPLOTADO CON TANTA FUERZA QUE HA DESTRUIDO SU KLEENEX
ANİDEN... POW BLAM TANRIM!
- ¡ Salió de la nada!
Pow!
¡ Pow! ¿ Beso?
Öpücük mü?
Zas!
Pow! Işık hızı!
Ahora nuestra primera parada será el gran Pow-Wow.
Şimdi, ilk durağımız büyük Yerli Konferansı.
La caja del powwow.
Pow-wow kasası.
¡ La caja del powwow!
Pow-wow kasası.
¿ Dónde está la caja del powwow?
Pow-wow kasası nerede?
Pow... guau.
Pow wow.