Translate.vc / испанский → турецкий / Rapid
Rapid перевод на турецкий
101 параллельный перевод
Y luego irá al Sheraton-Johnson de Rapid City, en Dakota del Sur.
Sonra da Güney Dakota'da, Rapid City'de Sheraton-Johnson Oteli'nde.
Hotel Sheraton-Johnson, Rapid City, Dakota del Sur.
Sheraton-Johnson Oteli, Rapid City, Güney Dakota.
A Rapid City.
Rapid City'ye.
A Rapid City, en Dakota del Sur.
Güney Dakota'da Rapid City'ye.
¿ A Rapid City?
Rapid City'ye mi?
¿ Cómo va todo por Rapid City?
Rapid City'de işler nasıI?
Dijo que si los comunistas soltaban la bomba atómica ojalá lo hicieran en medio de Rapid City.
Komünistler atom bombası atarsa Rapid City'nin ortasına atmalarını istediğini söylerdi.
El tipo al que atacó un cocodrilo en el río Rapid.
Rapid Nehrinde bir timsahın saldırısına uğrayan adam.
Oye, Pata de Cuervo, el único viaje de Leo será hasta el forense de Rapid City.
Bak, "Karga Ayak", Leo'nun tek yolculuğu, Rapid City'deki tıbbi merkez olacak.
Estuve en Rapid City.
Rapid City'deydim.
Son refuerzos de Rapid.
Rapid City'den takviye aldık.
Lo enviaremos a Rapid enseguida.
Hemen Rapid'e göndereceğiz.
Llama a los federales de Rapid City, a los Marshals.
Rapid City federallerini çağırsak, iyi olur.
Cuélgala del infusor rápido.
- Rapid infuser'a as. - Ulaştım sayılır.
Dale a tu primo una silla de ruedas, y a tu tía soltera un infusor rápido.
Kuzenine tekerlekli sandalyeyi ver, rapid infuser'ı da teyzene ver.
Necesito salino templado, infusores rápidos y O negativo en cada cama.
Her yatağın başında saline, rapid infuser ve iki ünite O-negatif kan hazır olsun.
- ¡ Dios mío!
Rapid infuser!
Cógeme una vía central y el infusor rápido.
Ana damar açmaya hazırlanın. Rapid infuser'ı yenileyin.
Me la robaron en la estación de Rapid City.
Rapid City'deki durakta beni soydular.
Ten el infusor rápido preparado, ponle cien de fentanyl y cuatro de Ativan.
Rapid infuser hazır olsun. 100 miligram Fentanyl, dört miligram Ativan'ı hazır et.
Golpe con el volante en la garganta, dolor en caderas y pelvis.
Travma ikiye. Rapid infuser'ı hazırlayın. 36 yaşında.
Rapid Start se lleva las apuestas, en las carreras es quien está a la cabeza.
Hızlı bir başlangıçla ipuçlarını toplar, kim önde gidiyor takip ederiz.
Deja dos de cero negativo en el transfusor rápido, por si acaso.
Tamam mı? Tedbir İçin rapid infuser'da 0 negatif kan dursun.
Trabajo Rápido estará orgulloso de patrocinar esta espléndida iniciativa.
Rapid Şirketler Grubu böylesine şahane bir etkinliğin içinde yer almaktan onur duyar.
Trabajo Rápido hará toda la publicidad.
Rapid Şirketler Grubu, reklam işlerinin tamamını kendi başına üstlenecek.
Lo hallaron cerca del camino a Rapid City.
Onu Rapid City'e giden yolun yakınlarında bulmuşlar.
Voy a preparar el infusor.
Rapid infuser'ı hazırlayacağım.
Se que cometí un error, pero ese hombre de todas forma hubiera necesitado calcio.
Rapid infuser'a bakabilir miyim? - Çık hemen buradan!
Murió hace dos años en accidente insólito en la ciudad de Rapid
İki yıl önce Rapid şehrinde garip bir kepçe kazasında ölmüş.
Líneas de autobús de viaje rápidos
Rapid Trek Otobüs İşletmesi
Cruzando directamente de Pierre a Rapid City servicio de ferrocarril a las minas en Black Hills.
Doğruca Pierre'den Rapid City'ye Kara Tepeler'deki madenlere demiryolu hizmeti.
"Rapid Dave"
Süratli Dave'i icat ettim.
- Usaré el infusor rapido
Dondurulmuş plazma getir. - Rapid infuser'ı hazırlayacağım.
- Listo el infusor rápido.
- Rapid infuser hazır.
En Rapid City.
Rapid City'denim.
Es para una transfusión sanguínea.
O rapid infuser.
Rapid City, Dakota del Sur, Taos, Nuevo México, Gary, Indiana.
Rapid City, Güney Dakota, Taos, New Mexico, Gary, Indiana.
Sí, como si Dixon se metiera en una máquina que hacerse mayor.
Tabi tabi, mesela Dixon hızlı yaş büyültme makinesine girsin ( rapid aging machine )
- ¿ recuerdas que había rápidos?
Rapid falan vardı hani?
No eran rápidos pero había una corriente una corriente muy fuerte
Rapid olmasa da akıntı vardı. Bayağı da güçlüydü.
Se trata de Rapid City, Dakota del Sur.
Burası Güney Dakota'da ki Rapid City.
El rayo extraño que se encuentra no en las llanuras, pero en este en el corazón de Rapid City.
Düzlükte değil, tamda Rapid City'nin göbeğinde garip bir yıldırım
Y no es sólo aquí, en Rapid City.
Ve bu olay sadece burada, Rapid City'de gerçekleşmiyor.
Rapid City envió a la Guardia Nacional pero lo cancelaron.
Rapid şehri ulusal savunmayı gönderdi ama geri çağırıldılar.
Lo pusimos en Rapid City.
Onu Rapid City'ye yerleştirdik.
Usted estaba en el Rapid Lounge, hace tres semanas, en Spring Street, ¿ verdad?
Rapid Lounge'daydınız,.. ... üç hafta önce, Spring Sokağı'ndaki, öyle değil mi?
- ¡ Sal de aquí, Gates!
Rapid infuser'a bakabilir miyim?
esto guardará un registro de tus Ciclos REM.
Bu şey senin REM kayıtlarını tutacak. ( ÇN : REM = rapid eye movement, uyku esnasında gözün göz çukuru içinde ki hareketleri )
Y prepara el infusor.
Rapid infuser'ı hazırlayın
- Lo tengo.
Rapid infuser nerede?
¿ Tan rápid...?
Ha? Çok çabuk oldu!