Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / испанский → турецкий / Robin

Robin перевод на турецкий

6,641 параллельный перевод
¿ Y por Robin?
Robin için de.
Lo único que quiere Robin es dejar esto atrás para poder casarse y ponerme a mí detrás de ella.
Robin'in tek istediği bu olanları arkasında bırakmak. Sonra da evlenip bu vücudu "arkasında" bırakmak istiyor.
Si Robin está lista para enterrar el hacha, entonces supongo que yo también estoy lista para enterrarla.
Robin barış yapmaya hazırsa ben de hazırım o zaman.
¿ Tortitas y huevos, Robin?
Krep ve yumurta mı yiyorsun, Robin?
Chicos, conocemos a vuestra tía Robin desde hace ya ocho años. Mi madre hace los mejores huevos revueltos del mundo. Y... ya está. Y de momento esto es todo lo que sabemos sobre su madre.
Çocuklar, o zamanlar Robin teyzenizle sekiz yıldır tanışıyorduk ve annesi hakkında bildiklerimiz şunlardı :
No hagas esto, Robin.
Yapma, Robin.
Perdona, Robin.
Özür dilerim, Robin.
Mamá, Robin no puede tener hijos.
Anne, Robin'in çocuğu olmuyor.
¿ Robin no puede tener hijos?
Robin'in çocuğu olmuyor mu?
Robin y yo habíamos estado yendo a un bar muy guay y secreto en el centro.
Robin'le şehir merkezindeki gizli süper bir barda takılmıştık.
Eh, levanta el ánimo, Robin.
Hey, sıra sende, Robin.
Robin... están a punto de descubrirme.
Robin... Beni ortaya çıkarmak üzereler.
Has elegido un mal día para llamar, Robin.
Hasta olmak için kötü bir gün seçtin, Robin.
Jenny, esta es mi madre, Robin.
Jenny, bu annem, Robin.
Robin, me dijiste que era exitoso, pero no me dijiste lo hermoso que es.
Robin, bana ne kadar başarılı olduğunu söylemişti,... ama bu kadar göz kamaştırıcı olduğunu söylememişti. Pekala, tanıdığın göz kamaştırıcı kişiye kaldıralım bunu.
¿ Dónde está Robin?
Robin nerede?
Dos días antes de la boda de Barney y Robin, su reverendo falleció.
Barney'yle Robin'in düğününe iki gün kala rahipleri vefat etmişti.
Quiero darle esto a Robin.
Bunu Robin'e vermek istiyorum.
- Lo sé. Era un regalo para Robin.
- Robin'e hediye edecekti.
El chico malo de Kárate Kid, Billy Zabka, el botones de mirada sospechosa, y el primo de Robin, Claude, de Quebec con dolor de cuello.
Karateci Çocuk'un kötü çocuğu Billy Zabka. Gözleri velfecri okuyan komi. Ve Robin'in Quebec'ten gelen, boynu tutulmuş kuzeni.
Después de esta historia! Robin toma el pastel
Sıradaki hikâyemizin adı "Robin Pastayı Kapınca".
Una vez en una pastelería del lado Este su elegante tía Robin estaba haciendo creer a los demás clientes,
Bir zamanlar, doğu yakasındaki pastanelerden birinde güler yüzlü Robin teyzene bakan müşteriler şöyle düşünmüştü :
Hey Robin, que tal todo?
Selam Robin, nasılsın?
Él siempre ha sido un perezoso y el clásico enbaucador, pero viendo lo bien que está ahora Simon, a Robin le llega al corazón.
Simon her zaman olmuşken ayyaş bir şarlatan ve avantacı Simon'ın kendine çekidüzen verdiğini görmek Robin'e geldi çok acı.
Y mientras ella lo miraba, arriba y abajo, la joven Robin sintió un hormigueo.
Robin ona şöyle baştan aşağı bakmış ve içinde bir şeyler kıpraşmış.
La pobre Robin se moría, no podía respirar, sus ojos comenzaron a lagrimear.
Zavallı Robin kendinden geçmiş, nefes alamamış. Gözlerinden yaşlar akmaya başlamış.
Y así nació la peor idea que la pobre Robin pudo tener.
Böylece zavallı Robin'in aklına çok kötü bir fikir gelmiş.
Cuando Robin contó su historia, Ted supo que ella había metido la pata.
Robin olanları anlatırken, Ted onun çok aptalca bir hata yaptığını söylemiş.
¡ Robin, estoy sorprendido al ver en lo que te has convertido!
Robin, bu hâllere düştüğüne inanamıyorum!
Robin sintió remordimiento, y después de eso...
Robin vicdan azabı duymuş ama yine de...
¡ Tú eres Robin y estas a medio pastel de la gloria!
Sen Robin'sin ve zafere ulaşmak için yarım pasta kadar geridesin.
Y dentro de muchos años, el trovador alzará su voz para cantar la ocasión que Robin tomó el pastel. Y se comió la maldita... cosa... entera.
Bundan yıllar sonra ozanlar kalkıp Robin'in pastayı kapıp hepsini mideye indirdiği zamanlardan kalma şarkılar söyleyecek be.
Bocado tras bocado, Robin deglutó vainilla francesa haciendo ruidos no muy distintos de los que hace un gorilla
Çatal çatal üstüne, Robin pastayı hapır hupur götürmüştü. Çıkardığı sesler bir gorilinkine dönüşmüştü.
Vamos, Robin, acabatelo. - Sí.
Bastır, Robin!
Por fin, la joven Robin se llevó el último bocado a los labios la multitud enmudeció.
Genç Robin ağzına götürürken son lokmayı kalabalık kesmişti konuşmayı.
Pero Robin no vomitó.
Ama Robin kusmamıştı.
. Y ahora esa noche es recordada no por Robin siendo rechazada sino como aquella que la llevamos a que su barriga fuera vaciada.
Artık o gece Robin'in terk edilmesiyle anılmayacaktı. Ama ayrıca midesini yıkattığımız gece olarak da kalacaktı.
Yo quiero a Robin.
- Robin'i istiyorum.
En serio, Robin, hacerlo aquí en Nueva York sería más fácil, ya que todos nuestros amigos y casi todas nuestras familias están aquí.
Cidden Robin, tüm arkadaşlarımız ve birçok akrabamız burada olduğu için New York'ta yapmak daha kolay olacak.
Robin, no hay buena manera de decir esto.
Robin, bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum.
Como sea, por razones que sólo ustedes y Robin, pero que nadie normal entiende, se puso de mal humor. Y me dio una regla.
Neyse, sadece sizin ve Robin'in anlayacağı ama benim gibi normal birinin anlamayacağı sebeplerden ötürü birden tepesi attı ve direktif vermeye başladı.
¿ De veras quieres un matrimonio dónde tienes la paranoia de que Robin estará escondida, planeando vengarse con alguna broma pesada?
Robin'in yeni bir eşek şakasıyla senden intikam almak için gizli gizli plan yaptığı paranoyasıyla yaşadığın bir evlilik mi istiyorsun cidden?
... ¡ que Robin está planeando una cena de ensayo de juego láser!
... Robin sürpriz bir laser-tag prova yemeği planlıyor!
Oye, Robin no está planeando una cena de ensayo sorpresa de juego láser. Sí, lo está.
Dostum, Robin sürpriz bir laser-tag prova yemeği planlamıyor.
Si Robin estuviese planeando una sorpresa, ¿ no crees que le diría a su dama de honor?
Robin bir sürpriz hazırlıyor olsaydı nedimesine söylemez miydi sence?
Lo que nos lleva a hoy temprano, cuando Robin estaba planeando la cena de ensayo falsa, incluyendo alcohol falso.
Böylece birkaç saat öncesine geçmiş olduk. Robin sahte prova yemeğini düzenliyordu. Sahte içkiler de eksiksizdi.
Tendremos una linda cena, unos tragos, y luego, según Robin, si su tía Edith se emborracha lo suficiente, se quitará su peluca y jugarán hockey con ella.
Güzel bir yemek yiyeceğiz biraz içeceğiz, sonra da Robin'in dediğine göre Edith teyzesi yeteri kadar sarhoş olursa peruğunu çıkarıp onunla hokey oynayacakmış.
Se nos va a "acabar" el hielo, y Robin me pedirá que vaya a buscar más, y qué sorpresa, el único lugar que vende hielo en toda la ciudad está justo al lado del juego de láser.
Buzumuz bitecek ve Robin buz getirmemi söyleyecek. Ama şu işe bakın ki, koca kasabada buz satan tek yer kasabadaki laser-tag'cinin hemen yanındaymış!
Robin, Ted no va a tocar el piano para ti y para Barney.
Robin, Ted sen ve Barney için piyano çalmaktan kaçıyor resmen.
Robin acaba de enterarse de que su madre no va a venir a la boda. - Escucha, Robin...
- Bak, Robin...
No está mal, Robin.
Fena değil, Robin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]