Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / испанский → турецкий / Sentía

Sentía перевод на турецкий

10,178 параллельный перевод
Siempre pensé que lo hacía por amabilidad ya que sabía que no me sentía cómodo en lugares públicos.
Her zaman iyi davrandığını düşünürdüm çünkü, benim bu dünya da rahat olmadığımı bilirdi.
Sí, porque acabo de mencionarlo. Aunque, buen intento. Bueno, este tipo Freud, se sentía atraído por su propia mamá.
Brick Planet Nowhere kongresi için harika kelimesini kullanmayacağıma eminim.
Yo no sentía lo mismo que ella sentía por mi.
Onun bana karşı olan hisleri daha yoğundu.
- No lo sentía de esa manera.
- Öyle değildi. - Değil miydi?
Lloró... diciendo que lo sentía.
Üzgün olduğunu söyleyip ağladı.
A veces... también sentía que me estabas observando.
Bazen senin varlığını hissediyordum.
No quise que esto pasara. Le dije a la abuela que no me sentía bien, y ahora... Ahora está aquí.
Bunların olmasını istemedim... büyükanneme neden iyi hissetmediğimi söyledim ve şimdi o burada.
He compartido muchas cosas contigo... como me sentía atrapada con tu padre, lo asustada, la vergüenza...
Seninle bir çok şeyimi paylaştım babanın tuzağına nasıl düştüğümü,... nasıl korktuğumu, nasıl utandığımı.
Eso es lo que dijiste que haría hoy, pero se sentía mucho más frío.
Bugün de öyle olacak demiştin ama çok daha soğukmuş gibi hissediyorum.
Solo estoy leyendo lo que sentía.
Sadece hissettiklerimi söylüyorum.
Porque era demasiado joven y me sentía atrapada, sin escapatoria.
Çünkü çok gençtim ve çok bunalmış ve kapana kısılmış hissediyordum.
Yo sentía cosas por ella antes de lo de las púas.
Ona karşı hislerim vardı, dikenlerden önce.
Aunque... creo que cualquier sentimiento que Bill sentía por mí, murió la noche que se dio cuenta que le había engañado, que iba a ser padre después de todo.
Her ne kadar Bill'in bana karşı hisleri olduğunu bilsem de baba olacağını öğrendiğinde o duygular da ölmüştü.
Hablo de tu mujer, de cómo se estaba ahogando, de cómo se sentía asfixiada por vuestra vida juntos... de lo infeliz que era.
Karından bahsediyorum, onun ne kadar boğulduğundan seninle birlikte yaşamaktan nasıl da sıkıldığından ne kadar mutsuz olduğundan.
Pero aun con eso, me sentía atraído por esa mujer.
Ama yine de kapılmıştım bu kadına.
Antes le rezaba a Dios cada noche para que me descompusiera y me recompusiera, solo que de forma distinta, para así no tener que sentir lo que sentía, no tener que querer lo que quería.
Eskiden her gece Tanrı'ya beni parçalara ayırıp tekrar birleştirsin diye dua ederdim. Ufacık bir değişiklik ; böylelikle hissetme zorunda kalmayacaktım istediğim şeyi istemek zorunda kalmayacaktım.
Virginia, me sentía amenazado por él.
Virginia, ondan gözüm korktu.
Lei tu libro, en un primer momento porque sentía que tenía que hacerlo, pero luego me gustó mucho.
Kitabını, ilk başta, zorunlu hissettiğim için okudum. Ama sonradan hoşuma gitti.
Trataba de alcanzarlos y me sentía tan impotente cuando no los encontraba allí.
Eskiden onlara ulaşmaya çalışır ve orada bulamayınca çok güçsüz hissederdim.
La música era tan intensa que uno sentía que se salía de sí.
Müzik o kadar güçlüydü ki, kendinizden geçiyordunuz.
Yo lo sentía con una intensidad tremenda.
Çok etkileniyordum. Ben yönetiyordum.
Me sentía así todo el tiempo, aun cuando otros niños jugaban conmigo.
Bunun hep farkındaydım, çocuklar benimle oynadıklarında bile.
Las primeras tres horas de vida de Lisa fueron las más pacíficas de mi vida, y me sentía enamorada del mundo.
Lisa doğduktan sonraki ilk üç saat, hayatımın en huzurlu anlarıydı ve dünyaya aşık olmuştum.
Sentía que la explotaban como a un caballo de carreras y se la pasaba peleando.
Kendisine yarış atı muamelesi yapıldığını düşünüyordu ve sürekli mücadele ediyordu.
Me sentía perseguida, sin importar qué hiciera o lo triste que estuviera.
Ne yapsam, ne kadar üzülsem de, hep takip ediliyormuşum gibi geliyordu.
Sentía que no había una vida para mí en el país.
Artık bu ülkede yaşayacağım bir hayat kalmamıştı.
No sentía soledad ni aburrimiento.
Yalnızlık çekmek yoktu. Can sıkıntısı yoktu.
Dije muchas cosas hirientes que ni siquiera sentía.
Hiç istemediğim bazı çok incitici şeyler söyledim.
Nunca me di cuenta de lo mal que eso se sentía, estar al otro lado de eso.
Olayın öteki yüzünün ne kadar kötü hissettirdiğini hiç bir zaman fark edememiştim.
Con el ejército de Abaddon, buscándome, tuve que coger de nuevo las armas, y me gustó como se sentía.
Abaddon'un ordusu beni avlamaya başladıktan sonra tekrar işe koyulmaya başladım ve bu his hoşuma gitti.
No puedes saber como se sentía el orgullo, lo grande que era.
Gururumun ne kadar büyük olduğunu bilemezsin.
A medida que el juego continuó, Me sentía un poco más, como, confianza y eso, y me fui,
Maç ilerledikçe, biraz daha kendime güvenim geldi.
Pero yo no me sentía derecho a una sanción.
Penaltı kullanmak için iyi hissetmiyordum.
Cuando estás en una habitación " cuando estás trabajando en las máquinas y todo eso, y que se está viendo a los muchachos en el campo patear la pelota sobre y divertirse, que te destruye un poco ya veces se sentía un poco solo.
Siz odadayken ve makinelerle çalışırken, arkadaşlarınızın sahada oynadığını ve eğlendiğini görmeniz, sizi biraz mahveder ve yalnız hissettirir.
Así que cuando uno estaba caminando hacia delante, el otro estaba esperando, así que mi pierna sentía como que se retiraba.
Biri ileri yürüyünce, diğeri bekliyordu, bacağım çıkıyormuş gibi hissettim.
Quiero decir, estando en la cama del hospital, me... Me sentía como el protagonista de "Mientras Agonizo"
Yani bu hastane yatağında olunca, "As I Lay Dying" in başkarakteri gibi hissettim.
Y para cuando te tuve, solo sentía... enojo.
Doğumundan sonra onunla ilgili beslediğim tek duygu öfkeydi.
Me sentía triste yo sola.
Yalnız hissediyordum.
Tokue sentía una conexión con ustedes.
Tokue'nin hisleri seninle bağlantılıydı.
- La gente se sentía atraída por él...
- İnsanları kendine çekiyordu.
Tu sabes, te escribí una docena de cartas diciendo lo mucho que lo sentía.
El, sana ne kadar üzgün olduğumla ilgili bir düzine mektup yazdım.
No pude siquiera decirte lo que sentía por ti. Pero ahora, puedo decírtelo en la cara, porque no eres más esa persona.
Ama şimdi direkt yüzüne söyleyebiliyorum, çünkü artık eskisi gibi değilsin.
Me sentía sola.
Yalnızdım.
Tengo una carta de John Woods, el padre de Ethan, donde afirma explícitamente que Molly se sentía mal relacionándose con Ethan.
John Woods'un, Ethan'ın babasının yazdıkları da var bu yazışmalarda bariz bir şekilde Molly'nin Ethan'la bağlılık sorunu olduğunu ifade etmiş.
Ya no se sentía como mi lucha.
Daha fazla savaşabilirim gibi görünmüyordu.
Él sabe exactamente cómo se sentía! Señoras, escuchen esto
Bayanlar, şunu dinleyin.
Tienes razón, lo fui y luego cuando vine a disculparme y decirte como me sentía realmente te habías marchado.
Haklısın, öyleydim. Özür dilemek ve gerçekte ne hissettiğimi söylemek için geldiğimde gitmiştin.
Ahora entiendo como se sentía mi madre con mi padre.
Artık annemin babam için ne hissettiğini biliyorum.
No me sentía nerviosa alrededor suya, no.
Kendimi onu yanında gergin hissetmedim, hayır.
Luego del fallecimiento de Sia, sentía un vacío alrededor de mí.
Siya öldükten sonra yeterince etrafımda boşluk var zaten.
No presionaba, realmente me sentía libre a su alrededor.
onun etrafında olmak gerçekten beni özgür hissettiyordu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]