Translate.vc / испанский → турецкий / Server
Server перевод на турецкий
171 параллельный перевод
antes de que decidiera, que estaba en el punto donde en realidad tenía todo lo que necesitaba para remplazar una estación Sun.
buna karar vermeden önce ihtiyacım olan şeyleri aranıp duruyordum gerçekten bir Sun server ın yerini alacak şeyleri.
Y estaba buscado por una manera de trabajar con una estación Unix en casa al mismo tiempo que estábamos trabajando en estaciones Sun Sparc en la oficina en Stanford.
Ve evde bir Unix server kurmak için yöntemler arıyordum Stanforddaki ofiste biz Sun Sparc serverlar kullanmıştık
Que era de una y media a dos veces más rápido que la estación Sun Sparc de $ 7000.
2 katı daha hızlı. 7,000 dolarlık Sun Sparc serverından daha hızlı.
1993, que fue cuando el proyecto del servidor web Apache empezó en realidad fueron también los inicios de la explosión del ISP popular cuando por primera vez Internet se convirtió en un producto para el mercado de masas y la idea del comercio electrónico basado en web
1993, Apache server projesinin cidden başladığı yıldır. ve aynı zamanda popüler ISP patlaması yılı. ilk kez Internet bir ürün haline gelmişti o zaman ve web tabanlı e-ticaret fikri ve, ve kitle iletişimi gerçekleşmişti o yıl.
Es decir, cuando deseas ir y armar... ir a armar una granja de servidores
Yani, gidip, yapmak istediğinde git ve bir server çiftliği kur
Si miras las curvas de tendencia en servidores web
Web server lardaki göstergelere bakarsanız
Y una vez que ellos hubieran modificado esos estándares al bloquear los dispositivos, ellos podrían entonces usar ese control para sacar a Netscape del mercado de los servidores, que era en donde estaba haciendo sus verdaderas ganancias.
Ve bu standartlar bir keresinde hilelerle kilitlenmişti bu şekilde Netscape i server pazarından atmak için kontrolü ele aldılar. ki bu olay Netscape in çok paralar kazandığı zamandı.
¿ alguien accedió a información fuera de Io común en los servidores?
Server'larda garip şeylere erişen birilerini farkettin mi?
habra sido un fallo del servidor.
Server'da bir karışıklık olmuş olmalı.
Aparentemente, una golosina se derritió en la computadora central del distrito
Görünüşe göre bir çikolata polis serverının üstünde erimiş.
- Un servidor IT
- I.T. server.
No, mis equipos de red están en arriba, no en la sala de IT.
Hayır, benim server koruyucularım yukarıda, IT'de değil.
Una copia de seguridad se guarda en un servidor externo.
Bir kasette yedeği var, dıştaki bir server'a kayıt yapıyor.
Mierda, el servidor está caido.
Lanet olsun, server çökmüş.
Un payaso descompuso un servidor en una firma de abogados en el centro, y el mundo se acabó para ellos.
Dışarı mı çıkıyorsun? Birileri şehirdeki server'ı çökertmiş ve firmanın dünyayla bağlantısı kesilmiş. Yani, evet.
Y vas a escanear los números de cuenta de la pantalla del servidor y a transferirlas a esto.
Server ekranından yakaladığın hesapların görüntülerini buna aktaracaksın.
Terminal público.
Kamu serverı.
Entonces, ¿ cómo se supone que vamos a la llama que quede al lado de la carne?
Hoş, server, ateşi nassu dikeceğün?
Este grupo trabaja en desarrollo de software de expansión para el chip servidor de In-Tech.
Bu grup InTech server çipi için yazılım geliştiriyor.
Imagina lo que podrían hacer 100.000 internautas.
10.000 kişilik web serverının ne yapacağını bir düşün?
- Pero nuestro servidor se cayó.
- Ama serverımız çöktü.
Mi detector de intrusos tiene la lista de cada visitante, petición y de todo el que entre en esta red.
Yazılımlarım her ziyaretçiyi,.. ... her server isteğini ve bütün bu ağdaki her klavye hareketini kaydediyor.
El servidor era algo que podía entender.
Server, benim anladığım bir şeydi.
Si no estuvieran borrando el archivo del servidor.
- Bulabilirim. Server'dan işlem kayıtlarını silmedilerse, tabii.
Es un servidor en Arlington, Virginia.
Arlington, Virginia'daki hükümet server'larından biri.
Conseguiré una autorización para el servidor.
Server için bir arama emri çıkarttırırım.
Voy a dejar que mi algoritmo busque en el historial del servidor pistas ocultas y patrones y veremos qué sale.
Algoritmama server geçmişinde saklı ipuçları ve kalıplar arattıracağım bakalım ne çıkacak.
Oh, sí, tendremos que actualizar el servidor, porque hay demasiado tráfico.
Evet, öyle. Server'ı yükseltmemiz gerekecek. Çünkü çok yoğun.
Ha colapsado nuestro servidor, ha creado el pánico entre los programadores de la web, y se ha revelado como la más grande entre las grandes.
Server'ımızı çökertti. Web programcılarımız arasında paniğe neden oldu ve belki de oyuncular tarihindeki en büyük oyuncu yerini aldı.
No podemos enviar un mensaje largo por radiofaro, lo notarán.
Bu kadar uzun bir mesajı via-server üzerinden gönderemeyiz, fark edilir.
Clark, creo que nuestro nuevo héroe se convirtió en un vigilante y borró el servidor del Planet para protegerme.
Clark sanırım yeni kahramanımız beni kurtarmak için kötü oldu ve tüm Daily Planet serverını çökertti.
Ya en la silla, puedo crear un aumento de voltaje que quemará todos los servidores de Madacorp.
Koltuğa oturunca Madacorp'un server'larını yakacak bir enerji dalgası oluşturabilirim.
Ahora piensan que de algún modo la computadora de la pizarra... se metió en el servidor de la escuela... como si algo cruzó los cables, y estropeó todo.
Şimdi ise skor tabelasındaki bilgisayarın bir şekilde okul server'üne karıştığını sanıyorlar. Tıpkı bazı kabloların kesişmesi gibi. Herşey yoluna girdi.
- ¿ Pudiste hacer funcionar ese disco duro?
- Server'i mi tamir ettin?
¿ Un par se sacrifican para destruir el servidor entero?
Bir çifti tüm server'ı çökertmek için kendini feda etti?
Puedo cargar al tipo malo al servidor de la fundación ahora mismo.
Fotoğrafın vakfın serverına yüklüyorum.
Ese portafolios es el respaldo diario de la computadora principal.
O çanta serverın günlük yedeği.
- El servidor está casi en línea.
- Server neredeyse çevrimiçi Leo.
- Es la identificación de tu server.
Bu senin sunucu adresin.
- Sí, es la identificación de mi server, pero no ayudo a un terrorista. ¿ Quieres saber por qué estuve ahí?
Evet, benim sunucu adresim ama teröristlere yardım etmiyorum. Niçin oraya girdiğimi bilmek mi istiyorsun, anlatacağım. Karım için endişelendim.
Creo que Cassidy tiene la información de Adam en un servidor de la universidad.
Bence Cassidy üniversitedeki yalıtılmış bir server'da Adam'ın verilerini toplamış.
Encontré su nombre en Internet. En las listas de servicio de Pratt.
Adını nette Pratt'in server listesinde buldum.
Perdimos la base, pero el software sigue existiendo en el servidor.
Üssü kaybettik, ama yazılım hâlâ server üzerinde.
De acuerdo, encontré el servidor con los archivos de vigilancia de Moscone.
Tamam, Moscone'nin verilerinin depolandığı server'ı buldum.
Los archivos de audio, pueden tardar un poco para copiarse, pero, el servidor está muy ocupado, así que eso debe darte una cubierta.
Tamam, ses dosyalarının kaydı biraz uzun sürebilir, Ama server'lar çok karışık. Yani yeterli zamanın var.
Por ejemplo, el otro día, Uno de los cables del ventilador del server estuvo... defectuoso.
Mesela geçen gün, sunucudaki fanların kablolarından biri bozuk... gibiydi.
Hay cámaras en los pasillos, pero no las hay en la habitación del servidor.
Zemin katın koridorlarında CCTV var fakat server odasında kamera yok.
Estoy en el sótano aproximándome al servidor.
Spike : Zemin kattayım ve server odasına yaklaşıyorum.
- ¿ Ese es el servidor?
- Server bu mu?
Kit, hay una estación de trabajo en el servidor principal.
Kit, ana server üzerinde, bir çalışma istasyonu olması lazım.
Parece que hay actividad en el servidor principal.
Ana server üzerinde hareketlilik var gibi görünüyor.