Translate.vc / испанский → турецкий / Sumó
Sumó перевод на турецкий
61 параллельный перевод
Se sumó otro pecado : ahorcarse.
Bir çok günahına kendini asmayı da ekledi.
Malin, la mujer de la limpieza sumó un par de sanos gemelos a los habitantes del pueblo.
Zavallı hizmetçi Malin aniden kasabanın nüfusuna bir çift sağlıklı ikiz ekledi.
Todo sumó us. 3,20.
Borcunuz 3 dolar 20 sent.
La censura intentaba ocultarlo, pero no se podía ocultar la realidad. Al molesto toque de queda, se sumó el peor invierno de los últimos 45 años lo que implico, escases de carbón, estallido de las cañerías y el racionamiento de alimentos.
Her ne kadar belli edilmemeye çalışılsa da son kırk beş yılın en soğuk kışı yaşanıyor kömür ve yiyecek stokları gitgide azalıyordu.
Hoy se sumó una nueva dimensión al concepto de computadora.
Bugün bilgisayar kavramına yeni bir boyut katıldı.
El Dr. Sagan se sumó a nuestra discusión desde la Universidad de Cornell en el Estado de Nueva York, así que comprobé si podía oírnos bien a través de los satélites de Arthur.
Doktor Sagan programımıza New York, Cornell Üniversite'sinden katılıyor. Şimdi bakalım Arthur'un iletişim uydusu işe yarayacak mı?
Sumó la suspensión.
Süspansiyonlar hasar gördü.
Parece que aquí, a la carreta se sumó un grupo de jinetes. - Las arqueras.
Görünüşe göre bir grup atlı buradan arabaya eşlik etmek için katılmış.
¿ Sumó esto?
Bunu sen mi ekledin?
Sumó 5 puntos.
Ama ne kırdığı bir rekor, ne de başka bir şey vardı. Ya da ertesi günkü gazetelere manşet... olmaktan? Beş puan yaptı.
Afortunadamente, Shang Tsung sumó a otro gran enemigo. Quan Chi.
Şansına Shang Tsung kendine yeni bir düşman buldu, Quan Chi.
En la cuál rápidamente se sumó la participación de la audiencia.
Dinleyiciler de katıldı.
Todo empezó por querer ayudar a una muchacha a salir de una relación autodestructiva pero después se le sumó mi atracción hacia ella y el desinterés de ella hacia mí. Ya te imaginas el panorama.
Sonra işin içine ona karşı duyduğum çekimi ve onun bana hiç duymadığı çekimi katarsan ne demek istediğimi anlarsın.
- Ella los sumó.
- O ekledi.
Una vez que él se sumó, todo esto cuajó.
Onun sayesinde herşey yerine oturdu.
Stinkum sumó puntos por hallar un territorio nuevo.
Stinkum hiç kimsenin iş yapmadığı yeni bir yer buldu.
- Sumó uno más uno.
- Hesapladı işte.
Entonces sumó los volúmenes de las rodajas para conseguir un valor aproximado del volumen de la esfera.
Daha sonra tüm silindirlerin alanlarını topluyor ve kürenin hacmini yaklaşık olarak buluyordu.
Sí, eso y se sumó al juego de póquer y después...
Evet, o da var ama pokere de katıldı ve ondan sonra o...
O pudo haber sido la violación de medianoche, o la exposición... de arte gay desnudo que tuvo lugar en mi cuarto... una de ellas probablemente sumó a la falta de sueño...
Veya gece yarısı tecavüzü... veya odamdaki çıplak gay sanat sergisi de olabilir bunlardan biri uyku eksikliğimin üzerine eklemiş olabilir...
Cinco días a la semana aquí por casi un año sumó más pronto de lo que pensé y...
Neredeyse bir yıl boyunca haftada beş günümü burada geçirmek, düşündüğümden daha tuzlu çıktı... Evet.
¿ Y no se sumó para un trío?
Ve üçlü bir ilişkiye imza atmadı değil mi?
Y luego se sumó su amigo.
Ardından onun arkadaşı da katıldı olaya.
Scofield lo sumó a su equipo.
Ve Scofield, onu da kaçı planına dahil etti.
Una vez que él se sumó, todo esto cuajó.
O bu işe dahil olduktan sonra, her şey yerine oturdu.
Pierce se sumó al destructor
Pierce'e Joseph F. Kennedy.
Cada uno de ellos le sumó algo al hombre que eres ahora.
Her biri bugün olduğun kişiye bir şeyler kattı.
Y esa pequeña web sumó otras 400.000 visitas más.
Ve o küçücük site 400bin hit yaptı.
Alex, que se sumó en la última mano como ganador, ha perdido muchas fichas desde que comenzó.
Finale katılan oyunculardan elinde en fazla fiş olan oyuncu Alex oyunun başından beri oldukça fazla fiş kaybetti.
¿ Cómo se sumó al proyecto?
Bu projeye nasıl girdi cidden?
¿ Por eso se sumó a la patrulla vecinal?
Bu nedenle mi komşu devriyesine katıldınız?
Estoy seguro de que intentar ayudarte se sumó a eso.
Sana bir şeyler katmaya çalıştığına eminim.
Incluso el Reichsfuhrer del partido Nazi, Hermann Goring, se sumó a este juego de la oferta y la demanda perfectamente cuando dijo : " los pueblos pueden siempre ser sometidos a la voluntad de sus líderes, eso es fácil.
"büyük satranç tahtası" adlı kitabında şöyle diyor : Amerika büyük bir hızla, çok kültürlü bir devlet haline geldi bu dış politika konusunda bir görüş birliğine varılmasını zorlaştırmaktaydı
Llegó un día en que, de repente, ella sumó mi orina a sus privilegiados motivos de atención social.
Bir gün de ilgi alanına, benim idrarımı ekledi.
Mientras estuve en prisión, la codicia se volvió más intensa y sumó notas de envidia.
Ben içerdeyken, sanki hırs daha da hırslandı içine bir miktar da imrenme eklendi.
Quizá se enteró de que vinistéis a verme. ... sumó dos y dos. O quizás ya lo sospechaba.
Belki beni görmeye geldiğinizi duymuştur, parçaları kafasında birleştirmiştir.
Hace 5.000 años el estaño se sumó al cobre para formar una nueva aleación metálica más durable, el bronce.
Yaklaşık 5.000 yıl önce, bakıra kalay eklendi ve yeni, daha dayanıklı bir metal alaşımı olan bronz ortaya çıktı.
Todo se sumó.
Hepsini birleştirdim.
Y ese perfil evolucionando... ¿ sumó presión a la situación?
Peki bu karmaşa, o esnada sizin için baskı yaratıyor muydu?
Sí, pero no le dije que fue contigo. Y sumó dos más dos.
Evet ama seninle olduğunu söylemedim. 2 ile 2'yi toplamış.
Y esa maestra sumó $ 5.700 a su caudal.
Bu öğretmen şimdi 5700 dolar daha zengin.
Allí se sumó Olson Zaltman.
İşte burada Olson Zaltman devreye giriyor.
Después de eso el jues empezó a recibir dinero cada mes y al paso de los años sumó tres cuartos de millón.
Ve daha sonra yargıç, her ay nakit almaya başlıyor yıllar geçtikçe para 750 bin dolar oluyor.
- así que sumó dos y dos.
- Parçaları bir araya getirdi.
Sumó dos y dos y pensó... Que eras tú la que abortó.
İkisinin bir arada olduğun... kürtaj zor olmuştur.
Sumó dos más dos... todo un detective.
Dedektifliğini yaparak olayı çözdün.
Grobet ha votado a favor de Conrad en todas las decisiones importantes desde que se sumó a la Directiva en 1999.
Grobet 99'da kurula katıldığından beri, büyük kararlarda hep Conrad'ın tarafını tuttu.
Y cuando Gustave apareció más tarde, ¿ sumó usted dos y dos?
Ve daha sonra Gustave ortaya çıktığında, hiç kafa yordun mu?
Vio una foto tuya en mi oficina y sumó dos más dos.
Ofisimde senin resmini gördü ve kafasını çalıştırdı.
¿ Crees que eso no le sumó tiempo a mi sentencia?
Ceza mı dahada arttırmadı mı sanıyorsunuz?
Esa es la razón por la que Duke se sumó.
O Duke'ün gerekçesiydi.