Translate.vc / испанский → турецкий / Surat
Surat перевод на турецкий
14,474 параллельный перевод
Estás volviendo a poner esa cara.
- Yine surat asıyorsun.
No pongo ninguna cara.
- Ben surat asmadım.
Ahí está... la cara.
İşte suratını astın.
¿ Qué cara?
Suratımı mı astım?
Maggie hizo una mueca y ahora tú haces una mueca.
Maggie surat astı. Şimdi de sen surat astın.
¿ Qué le pasa a mi contrato que hace que la gente haga esa cara?
Neden kontratıma bakıp surat asıyorsunuz?
Escupes en la cara de la gente que paga por ello.
Para veren izleyicilerin suratına tükürüyorsun resmen.
Parece que un burro se cagó en su cara.
Suratına sanki eşek sıçmış gibi görünüyor.
Es como la fiesta de espinillas de Papa John.
Suratı adeta mayın tarlası gibiydi.
Me lanzo brillo a él ahora mismo.
Şu anda suratına fırlatırdım.
No pongas esa cara.
Surat yapma.
No pongas esa cara!
Surat yapma!
La cara del pantalón!
Aptal surat!
Tengo que ver su cara.
Onun suratını görmeliyim.
Sientete libre de levantarte cuando quieras y ayudarme puto caraculo
Bana yardım etmek için istediğim zaman uyanabilirsin. Ebleh surat.
Menudo careto más serio tienes.
Suratındaki şu acımasız ifadeye bakın.
Usted pasivo-agresivo, miserables pedazo de basura. Cierra tu cara basura!
Seni pasif agresif acınası paçavra o pislik suratını kapat!
La cerró en mi cara.
Kapıyı suratıma çarptı.
Seguir adelante y hacer que el rostro conmocionado.
Buyur, şok olmuş surat ifadeni yap.
¡ 88 caras diferentes!
88 farklı surat.
No recuerdas como me veo, así que tengo cuerpo de luchador, y una cara que viste en una botella de salsa.
Baba? Nasıl göründüğümü sen hatırlamazsın, bu yüzden profesyonel bir güreşçi vücudum ve bir keresinde acı sos şişesinin üstünde gördüğün bir suratım var.
Bajo el Artículo Carita Feliz del documento Pato Chillón, estás acusado de romper nuestra única regla... Mencionar la realidad.
Cırtlak Ördek Yasasının, Gülen Surat maddesi gereğince, tek bir kuralı ihlal etmekten dolayı seni tutukluyoruz... gerçeklikten bahsetmek.
Confía en mí, una vez que te pegan en la cara, todo se activará.
İnan bana suratına darbe, yediğin anda doğaçlama yaparsın.
Yo sí que te voy a a ajustar la cara de un sopapo, caraculo.
Şimdi suratını azıcık darlaştırırım görürüsün. - Ne dedin?
Sabrá fatal, porque nunca le echa suficiente azúcar, pero intenta no cambiar la cara.
Tadı bok gibi olacak. Çünkü asla içine yeteri kadar şeker koymaz. Ama suratını buruşturmamaya çalış.
¿ Alguien más quiere que le estruje la cara?
Başka suratının sıkılmasını isteyen?
¡ ¿ Y le has dicho que no estruje más caras? !
Bir daha suratımızı sıkmamasını söyledin mi?
Pues claro que no. ¡ No quiero que me estruje la cara! ¿ Vale?
Suratımın sıkılmasını istemiyorum.
Cara triste.
- Üzgün surat.
Voy a recordar su cara.
Elemanın suratı aklıma kazındı.
- Pasé directo a través suyo.
- Direkt suratına söylüyorum.
¿ Estás emocionado de conocer a Santa, el Sr. Sweetface?
Noel Baba ile tanışacağın için heyecanlı mısın Bal Surat?
Bueno, te veré alrededor, Shitface.
- Görüşürüz Bok surat.
No me molestes.
Çek suratımdan.
¡ Quítame ese maldito dedo de la cara!
Şu lanet parmağını suratımdan çek!
¡ Realmente quiero verle la cara a ese mocoso!
Bu herifin suratını görmeyi gerçekten çok istiyorum!
¡ Cierra la maldita boca! ¡ Juro que estoy a dos segundos... de abrirte un agujero en esa horrible cara!
Allah şahidim olsun, çirkin suratında delik açmaya iki saniye uzaklıktayım!
Mírate la cara.
Suratına bir bak.
Hablas de ser razonable en mi cara.
"Makul" ü suratıma mı atacaksın?
Nadie habia puesto la cara cerca de la maquina.
Hiç suratını makineye bu kadar yaklaştıran olmamıştı.
- y se lo escupiré a su esposa.
- ve karısının suratına tüküreceğim.
¿ Qué es esa basura en tu cara?
Hey, suratındaki ne o öyle?
Necesito una víctima, una mente ala cual manipular.
Ağzını burnunu dağıtıp suratına tüküreceğim bir kurban gerek.
En fin, tengo lugares a donde ir, una cara que arreglar y tipos malos que matar.
Neyse, yapmam gereken işler, düzelttirmem gereken bir surat ve... Öldürmem gereken kötü adamlar var.
Debiste ver tu cara.
O suratını görmeliydin.
Solo yo puedo arreglar tu horrenda cara.
Çirkin suratını düzeltebilecek tek kişi benim.
Parece que Freddy Krueger se cogió al mapa topográfico de Utah.
Yüzün Freddy Krueger'ın suratının topografik Utah haritasıyla çiftleşmesi gibi.
Con ese rostro, yo también usaría una máscara.
Öyle suratım olsa ben de maske takardım.
No es común que un tipo te desfigure destruya tu cordura, secuestre a la futura mamá de tus hijos y sea responsable de cuatro de los cinco peores momentos de tu vida.
Aynı insanın suratınızı mahvetmesi... hayatınızı alt üst etmesi, müstakbel eşinizi kaçırması... ve en boktan beş anınızın dördünde parmağı olması nadir görülür.
Tú y yo iremos a arreglar esta cara horrorosa.
Şimdi seninle gidip suratımı eski haline getireceğiz.
Sí, me voy a quedar con mi cara de pizza pero al menos este tarado no se recuperará.
Ömür boyu sucuklu pizza surat olabilirim... ama en azından bok suratlının bundan iyileşme ihtimali yok.