Translate.vc / испанский → турецкий / Treasure
Treasure перевод на турецкий
81 параллельный перевод
Quiero hablar con el oficial al mando de Treasure Island, el jefe de policía y el FBI.
Treasure adasındaki komutanla, polis şefiyle ve FBI ile konuşmak istiyorum.
- He ido a ia base de san francisco.
- Treasure Island'a gittim.
¿ Te acuerdas de Bogart en El Tesoro de la Sierra Madre?
Treasure of the Sierra Madre'de Bogart'ı hatırlar mısın?
El Tesoro de la Sierra Madre.
The Treasure of the Sierra Madre.
Charles me confesó que cuando vio por vez primera''Treasure Island''en 1950... Desarrollo ese "enamoramiento" por Bobby Driscoll, y nunca se le fue.
Charles 1950'de "Define Adası" nı ilk kez gördüğünde Bobby Driscoll'a aşık olduğunu itiraf etti bana ve bu takıntı hiç kaybolmadı.
Hizo El tesoro de la Sierra Madre. Con Humphrey Bogart.
Treasure of Sierra Madre filminde Humphrey Bogart'la oynadı.
Intenta en la tienda "Animal Treasure" sobre la calle Caiphon.
Caiphon Yolu'ndaki Hayvan Definesi'ne bir uğra bakalım.
- La lsla del Tesoro.
Treasure of the Sierra Madre )
Sí, su primera película fue The Treasure of Sierra Madre.
Huston, Sierra Madre Hazinesi'ne kadar hiç film çekmemişti.
Se parece a The Treasure of the Sierra Madre.
Bu sanki Sierra Madre'nin Hazinesi gibi bir şey.
Tesoro de Plata está tercero seguido por Seabiscuit.
Silver Treasure üçüncü sırada, onu Seabiscuit izliyor.
Es Tesoro de Plata desde adentro seguido de Oro de Pirata. Tesoro de Plata y Oro del Pirata.
Başta Silver Treasure, onu Kendango ve Pirate's Cove izliyor.
Y Tesoro de Plata llega a la meta y Oro de Pirata.
Silver Treasure ve Pirate's Cove.
Pero es Tesoro de Plata el ganador por dos y medio.
Silver Treasure yarış çizgisinde, 5 metre farkla yarışı kazandı.
Tal vez debimos habernos quedado en el Treasure Island.
Belki de define adasından hiç ayrılmamalıydık.
Después de esto, Treasure Island será la escena de un crimen.
Bu işi bitirdikten sonra, Define Adası büyük, çirkin bir suç sahası olacak.
Lo conocí cuando hacía de chica keno en Treasure Island.
Define Adası'nda bir keno kızıyken o adamla tanıştım.
Dice conocerte de Treasure Island.
Onunla Define Adası'nda tanıştın.
A Treasure Island, ahí llevaron a Cheryl y a Stan.
Define Adası, onları orada tutuyorlar.
Despidieron a los Steele del show del Treasure Island.
Steele kardeşlerin ikisi de Treasure Island gösterisinden kovulmuşlar.
" Las operaciones de las viejas minas de Aurora y Keets y cantidad de minas menores adyacentes han sido consolidadas y se tiene acceso a través de la ex propiedad de Hidden Treasure.
"Eski Aurora ve Keets madenlerinin işletilmesi ve... " diğer bazı küçük hak talepleri artık tamamen birleştirilmiş... " önceki gizli hazine mülküne katılmıştır.
Y creo que también que un poco de "National Treasure".
Ve sanırım... biraz da National Treasure.
Muchachos, decidle hola a Tesoro.
Çocuklar, Treasure'a merhaba deyin.
Hola Tesoro.
Merhaba, Treasure.
Tesoro, por favor, no te preocupes por el espectáculo.
Treasure, lütfen, şov hakkında endişelenme.
¿ Catacumbas secretas debajo del edificio... como en "National Treasure"?
"National Treasure" da, binanın altında bulunan gizli mezarlık gibi mi yoksa?
Mucho más desafiante que obtener la puntuación máxima en "Treasure Bandits".
Hazine Avcılarında yüksek skora ulaşmaktan çok daha zorlayıcı.
Mi Treasure, eres una de las mejores guerreras de Apokolips.
hazinem, sen Apokolips'teki en iyi savaşçısın.
Me hiciste creer que Treasure podría reemplazar a Big Barda como capitán.
hazinenin muhafızlarımın kaptanı olarak Büyük Barda'nın yerini doldurabileceğine beni inandırmıştın.
¿ La Jefa de la Posada del tesoro?
Treasure Inn'in patroniçesi mi?
Así que en el festival de mitad de otoño, ¿ irás a la posada del tesoro a conocerla?
Öyleyse Sonbaharortası Festivalinde, onunla tanışmak için Treasure Inn'e gideceksin.
¿ La Posada del Tesoro?
Treasure Inn?
Vamos a la Posada del Tesoro.
Haydi Treasure Inn'e gidelim.
Llegaremos a la Posada del Tesoro en medio día.
Yarım gün sonra Treasure Inn'e varacağız.
"Posada del Tesoro"
"Treasure Inn"
La canción que compite por el puesto número uno en la última semana de abril... es "Du Geun Du Geun" * de National Treasure Girls.
Nisan ayının son haftasında, sıradaki yarışmacımız "Küt Küt" ile Treasure Girls!
La canción número uno de esta semana es... ¡ Du Geun Du Geun de National Treasure Girls!
Bugünkü şovumuzun birincisi Treasure Girls'ün "Küt Küt" şarkısı!
A los admiradores que aman nuestro grupo, National Treasure Girls... les estoy muy agradecida.
Bizi bu kadar çok seven Treasure Girls hayranlarına minnettarım.
Eso es verdad. Del grupo National Treasure Girls... - La Srta. Gu Ae Jeong.
Treasure Girls'ten Bayan Goo Ae Jung!
Es porque él piensa que causé la ruptura de National Treasure Girls.
Çünkü Treasure Girls'ün benim yüzümden dağıldığını düşünüyor.
¿ No conoce a las National Treasure Girls, Hyungnim?
Nasıl yani? .. Treasure Girls'ü bilmiyor musun?
National Treasure Girls. ¿ Qué son?
Treasure Girls... ne o?
Si en el 2002 estábamos apasionados por la Copa Mundial... en el 2001, nuestros corazones estaban en llamas por las National Treasure Girls.
2002'de, Dünya Kupası'nda çıktılar. 2001'de hepimiz Treasure Girls hayranıydık.
[National Treasure Girls, Tesoro nacional popular]
"Treasure Girls, popüler milli hazinemiz."
[Se separan en su mejor momento ] [ Conferencia de despedida de las chicas]
"Treasure Girls : Şaşırtıcı Dağılma"
Esas no son pequeñas cosas.
Treasure Girls, dağılmıştı.
¿ Puedo pedirle a nuestra líder de National Treasure Girls, que lo haga?
Treasure Girls üyesi Jenny ile yapacağım!
La primera concursante de nuestra prueba de velocidad. Demos la bienvenida a la ex miembro de National Treasure Girls, Gu Ae Jeong.
Bugünün ilk yarışmacısı birinci kuşak idol grubu Treasure Girls'ten Goo Ae Jung.
National Treasure Girls fue muy popular en el pasado.
Treasure Girls'ün popülaritesi bir zamanlar inanılmazdı!
Es como cuando estábamos en National Treasure Girls hace 10 años.
National Treasure Girls'teyken 10 yıl önce olanlarla aynı.
if you're going to write your name 250 ) \ blur4 } let's write it on something we treasure.
Demek buymuş... değil mi? 250 ) \ blur4 } Ebediyen birlikte olacağız biz. 250 ) } Biz de hazinemizin üstüne bir şeyler kazıyalım. 250 ) } Seninle geçirdiğimiz güzel günlerin anılarıyla dolduruyoruz 250 ) } kapının diğer tarafında bırakmam gerektiğini görüyorum.