Translate.vc / испанский → турецкий / Tusk
Tusk перевод на турецкий
191 параллельный перевод
Brin Tusk y Marat Kobar.
Brin Tusk... ve Marat Kobar...
Tusk, Solarr quiere saber si arreglaste la bobina del generador.
Solarr, jeneratörü tamir ettin mi diye soruyor Tusk.
Tusk, ¿ cómo están tu esposa e hijos?
Tusk, karın ve çocukların nasıl?
- Tusk.
- Tusk.
- Encantada, Tusk.
- Memnun oldum, Tusk.
Chicos, es Tusk.
Çocuklar arayan Tusk.
Le paga a Tusk por protección y esto no pasará.
Tusk'a korunmak için para ödersin ve bunlar olmaz.
No, yo no le pago a Tusk.
Hayır, Tusk'a ödeme yapmayacağım.
No es el territorio de Tusk.
Orası Tusk'ın bölgesi değil.
¿ Qué dijo Tusk?
Tusk ne dedi?
Tusk quiere enviarle una chica del hotel a Starkov.
Tusk, Starkov'a bir kız göndermek istiyor.
Por eso Tusk es quien es.
Tusk'ı Tusk yapan bu.
El hombre que crees está interesado, ¿ por qué le dicen Tusk, "Colmillo"?
Bu adama neden Tusk ( Fildişi ) dediklerini merak ediyorsundur?
Pero Tusk tiene una idea todavía mejor.
Ama Tusk'ın daha iyi bir fikri var.
Gun, necesito hablar con Tusk.
Tusk ile konuşmam gerekiyor.
Tusk me dará 60.
Tusk bana altmış verir.
O le llevamos nuestro negocio a Tusk.
Yoksa Tusk ile anlaşma yaparız.
Yo sé. Solo llamen a Tusk y díganle que Shiv está al frente listo con el frijol sacado de la vaina.
Tusk'ı ara ona Shiv'in geldiğini ve yanında meretin olduğunu söyle.
Muy bien, llamen a la casa y díganle a Tusk que el señor Plutonio ese tipo, está al frente tocando a su puerta.
Pekala, evi ara ve Tusk'a Bay Plütonyum şu adam, kapının önünde de.
¿ Qué estás haciendo sacando un paquete del auto de Tusk?
Neden Tusk'ın arabasından bir şey aldın?
Quiere a Raymond Tusk.
Raymond Tusk'ı inceletmek istiyor.
Creo que Raymond Tusk...
Bence Raymond Tusk...
Más de lo que querría saber sobre Raymond Alan Tusk.
Bunlar Raymond Alan Tusk'la ilgili bilmeniz gereken her şey.
Tusk puede usar ropa informal, yo represento a la Casa Blanca.
Tusk gayri resmi giyinebilir ama ben Beyaz Saray'ı temsil ediyorum.
Que Walter Doyle investigue a Tusk.
Walter Doyle, Tusk'ı araştırsın.
- ¿ Sra. Tusk?
- Bayan Tusk?
- Sr. Tusk, estoy...
- Bay Tusk, ben...
El Presidente dijo que él y Tusk no se conocían, ¿ no?
Başkan, Tusk'ı tanımadığını söylemişti, değil mi?
Raymond Tusk.
Raymond Tusk.
¿ Realmente no sabías que el Presidente y Tusk se conocían?
Başkan ile Tusk'ın yakın olduğunu gerçekten bilmiyor muydun?
Quiere verte el martes por el informe sobre Tusk.
Salı günü Tusk'la ilgili raporunu almak için görüşmek istiyor.
- Para doblegar a Tusk.
- Tusk'ı köşeye sıkıştırmak için.
Tusk comprende la diferencia entre poder y dinero.
Tusk, para ve güç arasındaki farkı biliyor.
Pero Tusk quiere demorar ese desplazamiento, o revertirlo.
Ama Tusk bu süreci durdurmak veya tersine çevirmek istiyor.
Este podría influir.
Tusk'ın olur.
- Tusk no aceptará la nominación si cree que sus bienes corren peligro.
- Tusk, varlıklarının riskte olduğunu düşünürse adaylığı kabul etmez.
El Presidente anunciará a Tusk el viernes no tenemos mucho tiempo.
Başkan, Tusk'ın adaylığını cuma günü açıklıyor, fazla vaktimiz yok.
Solo le pregunté si seguía pensando en Tusk.
Hala Tusk'ı düşünüp düşünmediğini sordum sadece.
Usted, yo, todo el mundo conoce a Raymond Tusk.
Siz, ben, herkes Raymond Tusk'ı tanıyor.
Si lo de Tusk va en serio, debería agasajarlo.
Tusk'ı cidden düşünüyorsanız ona ciddiyetinizi gösterin.
Remy el Presidente nominará a Tusk en una semana o menos.
Başkan bir hafta içinde Tusk'ı aday gösterecek.
¿ Le informaba a sus inversores sobre Raymond Tusk?
Yatırımcılarına Raymond Tusk'tan mı bahsediyordun?
¿ Por qué les hablaría sobre Tusk?
Neden onlara Tusk'tan bahsedeyim ki?
Si el Presidente le hace caso a Tusk verá que este gobierno cambia su apoyo del gas natural a la energía nuclear.
Tusk ikinci adam olursa, hükümetin doğalgazdan uzaklaşıp nükleer enerjiye yöneldiğini göreceksin.
Dijo que no hablaste de Tusk.
Tusk'tan bahsetmediğini söyledi.
Tusk aterriza a las 7 : 30 y va directo a la Casa Blanca a cenar con el Presidente.
Tusk 19.30'da iniyor ve Başkan'la yemek yemek için doğrudan Beyaz Saray'a gidiyor.
También debe ser extraoficial, como la cena con Tusk.
Yemek görüşmesi gibi bu da resmi programda olmamalı.
Tusk hace una jugada.
Tusk hamle yapıyor.
Quiero reunirme con Tusk antes de que vea al Presidente esta noche.
Bu akşam Tusk, Başkan'la görüşmeden önce, onunla konuşmalıyım.
En 13 minutos Tusk se reunirá con el Presidente si es que ya no está reunido.
On üç dakika içinde Tusk, Başkan ile buluşacak, tabii çoktan oraya gitmediyse.
SanCorp es un pez gordo, pero Raymond Tusk es una ballena.
SanCorp büyük balık ama Raymond Tusk bir balina.