Translate.vc / испанский → турецкий / Tête
Tête перевод на турецкий
22 параллельный перевод
Entonces se me ocurrió que podríamos encontrarnos... Usted sabe... cena para dos, tête-à-tête. Sr. Nash, adelante, adelante.
Yani düşündüm de birlikte yani başbaşa bir akşam yemeği yersek Mr. Nash, gelin, gelin
¿ Teme una inofensiva cena tête-à-tête?
Baş başa zararsız bir yemekten ne çıkar?
¿ Por qué sino estaría obligado a ir a San Diego con ella en el primer aniversario de nuestro cara a cara sexual o cosa de dos, si lo prefieres.
Başka neden onunla San Diego'ya gitmek zorunda kalayım ki, hem de bizim seksüel tête-à-tête ya da pas de deux yıldönümümüzde.
- Fromage de tête de porc.
- Peynir.
Este de allí es Tête Rouge.
Oradaki, Red Head.
Esto es Tête Ronde. Y aquel es el Taoumé o el Tubé.
Ve şuradaki de, Round Head ve şu da, Taoume.
Y déjeme decirle, tête-à-tête que tardaría dos años en probar lo contrario.
Aramızda kalsın ama bunun kanıtlanması en az iki sene sürer.
Mañana Xavier te llevará a la fiesta en la "Tête d'Or". Os reiréis mucho.
Yarın baban seni dışarı çıkaracak ve bütün gün eğleneceksin.
Un tête-à-tête es más embarazosa que escandaloso.
Aramızdaki samimiyet sizi mahcup mu ediyor?
¿ Dispuesto al tête-à-tête?
- Röportaj için hazır mısın?
Oh, sólo un pequeño tête-á-tête con un miembro de la Raza Superior.
Oh sadece üstün ırk üyelerinden bir tanesi ile yüz yüze küçük bir görüşme oldu.
- Un tête-à-tête editorial.
- Editörle baş başa sohbet.
La tête es buena. Para los hombres.
Gerçek erkekler için.
Quiero decir, si yo llego a casa y te encuentro teniendo un tête-a-tête con un ex-novio junto a un plato de comida india, ¿ sabes lo que yo haría?
Yani, eve gelip eski erkek arkadaşınla Hint yemeği tabağının başında baş başa bulursam, ne yapacağımı biliyorsun değil mi?
Sólo un rápido tête a téte.
Kısa bir görüşme.
lo que dije, No creo que deberíamos compartir tarde-noche tête-à-tête.
Söylediğini göz önüne alırsak, söylediğimi,... gece yarısı özel görüşmeler yapmamamız gerektiğini düşünüyorum.
Cuando siento nostalgia del tiempo que estuvimos juntos, Eli, siempre me sueltas uno de estos tête à tête.
Ne zaman birlikte geçirdiğimiz zamanlarda nostalji hissetsem Eli,... daima benim bu hatalarımı yüzüme vuruyorsun.
Su Señoría, me preguntaba si tal vez podríamos tener un pequeño tête-à-tête, extraoficialmente, acerca de una mujer que podría haber sido una camarera en BJ golpeadores.
Sayın Hakim, BJ Knockers'da garson olma ihtimali olan bir kız hakkında kayıt dışı biraz sohbet edebilir miyiz diye merak ediyorum.
- ¿ Dans la tête?
Kafasında mı
El día de hoy, tenía un lugar fecundo tête-à-tête con uno de los jugadores de póquer víctimas :
Bugün erken saatlerde, mağdur olan poker oyunculardan biriyle oldukça verimli yüz yüze bir görüşme yaptım :
Yo creo, que esta es la mejor o, al menos, las más interesante es la que Crespo llamó "trompette de tête"
... en ilginci ve en farklısı olduğuna inanıyorum. Bunun en iyisi olduğuna veya en azından...