Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / испанский → турецкий / Uu

Uu перевод на турецкий

8,438 параллельный перевод
Washington se esfuerza por ocultar el rastro de provocación dejado por el incidente relacionado a un avión surcoreano que violó el espacio aéreo soviético al salir de los EE.UU..
Washington ABD'den kalkan uçağın Sovyet hava sahasını ihlal etmesinin ardından Güney Kore yolcu uçağının karıştığı olayın provokasyon izlerini örtbas etmeye çabalıyor.
Soy el general Arnold Jackson, Ejército de los EE.UU..
İsmin Komutan Arnold Jackson, ABD ordusundanım.
Yo, el general Arnold Jackson del Ejército de los EE.UU., juro que esta información es real
Ben Komutan Arnold Jackson, ABD ordusundan bu bilgilerin doğru olduğunu yemin ederim.
En octubre, han habido un notable aumento en las comunicaciones en código entre los EE.UU. y el Reino Unido.
Ekimde ABD ve İngiltere arasında ki şifreli iletişimde belirgin bir artış oldu.
Tal vez los EE.UU. preparan la invasión de Granada.
Belki de Amerikalılar Grenada'yı işgal etmeye hazırlanıyor.
Ni la OTAN, ni los EE.UU.se arriesgarían a hacer un ataque nuclear primero.
Ne NATO ne de ABD ilk saldırı riskini almak istemiyor.
Eres un asistente del Fiscal de EE.UU.
Sen savcı yardımcısısın.
Para 2020, la venta y manufactura de R22 será completamente ilegal en los EE.UU., y este año veremos una reducción obligatoria del 56 %.
2020'de R22'nin üretimi ve satışı Birleşik Devletler'de tamamen yasadışı olacak. Bu seneyse üretimde % 56'lık zorunlu azalma kararı var.
Para ayudar a los Alguaciles de EE.UU. a planear un medio de transporte seguro para el testigo desde L.A. hasta Ventura. ¿ Sly?
Federal Güvenliğe tanığı Los Angeles'ten Ventura'ya güvenle ulaştırma stratejisi oluşturmasında yardım etmek için. Sly?
Me dijeron que desde que se marchó a EE.UU. se convirtió en un antropólogo forense experto.
Amerika'ya kaçtıktan sonra adli antropoloji uzmanı olmuşsunuz.
Quizá la próxima vez que te vea, sea en los EE.UU.
Belki de seni bir daha ABD'de görürüm.
Jesper Berg está en la Embajada de EE.UU.
Amerikan Büyükelçisi'nin ikametgahında.
¿ Qué piensa el Presidente de EE.UU. acerca de la relación entre Noruega y Rusia?
Rusya ile olan ilişkimiz konusunda ABD Başkanı'nın görüşü ne?
Jesper Berg está en la Embajada de EE.UU.
Jesper Berg, Amerikan Büyükelçisi'nin ikametgahında.
- Si los rusos nos detienen, eso es una acción militar. Nos violan no sólo a nosotros. Sino que se rompe el acuerdo con los 30 países, incluyendo a EE.UU.
Ruslar bize engel olursa sadece bizim haklarımızı değil o 30 ülkenin haklarını da ihlal etmiş olacaklar.
- EE.UU. ayuda gustoso a un amigo.
ABD, dostlarına yardım etmekten her daim mutluluk duyar.
A menos que EE.UU. pueda desempeñar un papel más activo.
Tabii ABD daha aktif bir rol üstlenirse bu tutum değişebilir.
EE.UU. no entra en conflicto... sin una estrategia ganadora.
Abd, kârlı çıkacağından emin olmadan çatışmalara girmez.
Si hay pruebas de que Rusia estuvo tras la bomba de Viksund, EE.UU. debe reaccionar.
Viksund'da Rus parmağı olduğunu ispat edebilirsek Amerikalılar tepki gösterecektir.
Si ellos vuelan a 200 compatriotas por el aire, tal vez EE.UU. elija un bando.
Ne güzel işte, 200 yurttaşlarını daha öldürürlerse Abd'nin tarafını seçmesi kolaylaşır belki.
Entonces, ¿ EE.UU. se ofrece a albergar oficialmente las conversaciones... y participa?
Abd resmi görüşmelere ev sahipliği yapacak ve katılacak mı diyorsunuz?
EE.UU. está muy preocupado por esto.
Amerika bu meseleyle yakından ilgileniyor.
Por suerte, Noruega y EE.UU. tienen una relación larga y confiable en lo militar.
Çok şükür ki Norveç ve Abd'nin eskilere dayanan bir işbirliği var. Askeri alan da dahil.
EE.UU. siempre ha estado allí para nosotros.
Amerika her daim yanımızda oldu.
Según mi hijo, Do Hyung no regresará a EE UU porque tiene algo que hacer. ¿ Quizás planea crear una filial?
Oğluma göre, Do Hyun Amerika'ya dönmeyeceğini burada yapacak şeyleri olduğunu söylemiş.
[1993, EE UU] ¿ Qué pasó?
Ne oldu? 1993, Amerika
Tienen un topo dentro del gobierno de EE.UU.
ABD hükümeti içinde bir köstebekleri var.
Estoy aquí para recordarles que son combatientes enemigos... en custodia de la Marina de los EE.UU.
Size ABD Donanması gözetimindeki düşman kuvvetleri olduğunuzu hatırlatmak isterim.
¡ El Presidente de los EE.UU. en el puente!
ABD Başkanı köprü üstünde!
Igualar las condiciones del juego en contra de EE.UU.
Birleşik Devletlere karşı avantaj yakalamak.
- ¿ Entonces está aquí en EE.UU.?
- Şu anda burada, Amerika'da mı?
Llevo en los EE.UU. una semana.
Bir haftadır Birleşik Devletler'deyim.
Hemos compartido casa mientras ha estado en los EE.UU.
Döndüğünden beri aynı yerde kalıyoruz.
Bueno, sí, es decir, podría crear un montón de documentos falsos, pero, ¿ qué te hace pensar que la oficina de abogados de los EE.UU no sospecharía ligeramente sobre dónde vinieron?
- Yani, işte... Dağ gibi sahte evrak hazırlarım ama savcılar bunlar nereden çıktı diye az da olsa hiç şüphelenmez mi dersin?
¿ Vas alguna vez a los EE.UU?
Birleşik Devletler'e yolun hiç düşüyor mu?
Es porque una represalia de los EE.UU. por un acto deliberado podría iniciar una guerra.
Çünkü Amerika'nın kastî bir hareket için misilleme yapması savaş başlatır.
El barco de la Marina de los EE.UU. que atacó al puerto de N. Orleans... estaba ondeando la bandera estadounidense, pero no los representa, buena gente.
New Orleans limanına saldıran savaş gemisi Amerikan bayrağı taşıyordu. Ancak o gemi sizin gibi iyi insanları temsil etmiyor.
- Eso pensé. Pero pronto, tendrán más evidencia... del papel de la Marina de los EE. UU.
Ancak yakında bu ölümcül virüsün ortaya çıkmasında ABD donanmasının rolüne dair çok daha fazla kanıt göreceksiniz.
Los británicos no hemos olvidado nuestra relación especial con los EE.UU.
Biz İngilizler, Amerika ile olan özel bağımızı unutmuş değiliz.
Algunos de ustedes pueden haber escuchado... que el gobierno de los EE.UU. y las fuerzas armadas... están detrás de la dispersión de este virus mortal, que el barco de la Marina está aquí para propagar más la enfermedad, y que soy prisionero en este barco.
Bazılarınız bu ölümcül virüsün yayılmasının arkasında ABD hükümeti ve donanmasının olduğunu, bu geminin hastalığı iyice yaymak istediğini ve benim gemide esir tutulduğumu duymuş olabilirsiniz.
Ahora, Ruby es uno de muchos cables submarinos... que conectan Europa con los EE.UU..
Ruby, Avrupa'yla Amerika'yı birbirine bağlayan birkaç denizaltı kablosundan birisidir.
Según Edward Snowden, las agencias de inteligencia de EE.UU. acceden a estos cables más arriba de su enlace oficial para... monitorizar mejor a los ciudadanos americanos.
Edward Snowden'a göre Amerikan Gizli Servisleri düzenli olarak resmi bağlantılarının veri akışını bu kablolara bağlayıp Amerikan vatandaşlarını daha iyi izleyebiliyorlarmış.
Emigró a los EE.UU. en el 06. y se convirtió en ciudadano hace dos años.
Birleşik Devletlere 2006 yılında göç etmiş ve iki yıl önce de vatandaş olmuş.
Y posteriormente patrocinó su emigración a EE.UU..
Akabinde Birleşik Devletlerde onun göçmenlik işlemlerine kefil olmuş.
Ya estoy recibiendo llamadas telefónicas de mi homólogo, preguntándome a voces si EE.UU. está llevando a cabo una operación... en territorio soberano de Colombia.
Meslektaşımdan kızgın olduğunu bildiren telefonlar almaya başladım bile. Kolombiya topraklarında operasyon düzenlediğimizi bilseydi ne olurdu acaba?
¿ Cuánto tiempo lleva en los EE.UU.?
- Ne zamandır burada?
Nació en los EE.UU.
- Birleşik Devletler'de doğmuş.
Llevo meses sabiendo... que el gobierno delos EE.UU. intentaba... conseguir una muestra de ADN mío.
Birleşik Devletler'in aylardır DNA'mı almaya çalıştığını biliyordum.
Apenas habíamos derrotado a Alemania cuando una nueva amenaza empezó a aparecer en los cielos de EE.UU., atraída a la Tierra por la última amenaza para la extinción :
Almanya'yı yendikten kısa süre sonra Amerika'nın gökyüzünde yeni bir tehlike beliriyor. İnsanlığın neslini tüketecek yeni bir tehdit onları dünyaya çekiyor.
UU. no tiene enlace diplomático en Irán.
Ne yani?
Estos son dos pasajes para volver a EE.UU.
İki adet Amerika dönüş bileti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]