Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / испанский → турецкий / Vanguard

Vanguard перевод на турецкий

79 параллельный перевод
Nuestro partido es un partido de vanguardia.
Bizimkisi bir Vanguard Partisi.
Han insultado a la Aryan Vanguard.
Aryan Vanguard hakarete uğradı.
¿ Puedo tener el número para taxi Vanguard?
Vanguard Taksi'nin numarasını alabilir miyim?
Eisenhower estaba dudoso sobre sus propuestas y decidieron llamar a la Marina para producir un nuevo satélite, llamado Vanguard, ( NdT Vanguardia ) para llevar esto a cabo sólo para propósitos civiles y pacíficos. "
Eisenhower onların teklifine kuşkuyla bakıyordu ve Donanmaya, Vanguard adındaki yeni uyduyu yalnızca barışçıl ve sivil amaçlar için üretmek üzere bu işi vermeye karar verdi.
TCS Vanguard solicitando permiso a la torre.
T.C.S. Vanguard şuan dışarıdaki yolları temizliyor. Rota dört-altı-dokuz, Charybdis gökcismine kilitlenildi.
Quiero que Ud. sepa cuánto lamento el fracaso del despegue del cohete Vanguard.
Bu mektubu Vanguard roketini en son fırlatma girişiminizle ilgili olarak size ve ekibinize üzüntülerimi bildirmek için yazıyorum.
Estaba parado al lado mío y me pidió ir a la Vanguardia con él, así que...
Yanımda duruyordu ve beni Vanguard'a çağırdı.
Llamaron a Morey para tocar en el Village Vanguard esta noche... - asi que tendremos que ir a Nueva York. - ¡ Vaya!
Morey'ye az önce bir telefon geldi ve Village Vanguard'da kumar oynaması için teklif geldi yani bu gece New York'a gidiyoruz.
Vayamos al Village Vanguard.
Neden Village Vanguard'a gitmiyoruz?
El Sr. Kinney y yo teníamos relaciones personales antes de entrar yo en prácticas en Vanguard, así que no es como si me estuviera follando al jefe.
Bay Kinney ile kişisel münasebetimiz, benim Vanguard'daki stajyerlik dönemimden çok daha öncesine dayanıyor. Yani bu durumda patronumla birlikte olmuş sayılmam.
Le llevé a Maynard Solomon, en Vanguard Records.
Sonra Vanguard Plak'ta Maynard Solomon'a götürdüm onu.
Y dijo, "Izzy, no grabamos a tíos raros en Vanguard Records".
O da : "Izzy, Vanguard'da garabetlerin plağını çıkarmıyoruz" dedi.
El bolso es de Vanguard Mils.
Bu poşet Vanguard Mills'in.
¿ Y Vanguardia Visionaria?
Peki ya Visionary Vanguard?
VANGUARDIA VISIONARIA Y ASOCIADOS
VISIONARY VANGUARD ASSOCIATES
De acuerdo con el rastreo, el numero fue emitido a nombre "Vanguard Realty".
İzlemeye göre, numara "Vanguard Emlak" kaynaklı görünüyor.
Soy dueño de "Vanguard Realty".
Vanguard Emlak'ın sahibiyim.
Vayamos a oír jazz al Village Vanguard.
Village Vanguard'a gidelim...
Trabaja en Coches Clásicos de Vanguardia en Maple.
Maple'daki Vanguard Eski Araba Tamirhanesinde çalışıyor.
- ¿ Qué hay sobre "Vanguard"?
- "Öncü Kıta" peki?
Sí, sabes, Vanguard tiene habilidades avanzadas en ingeniería.
Öncü Kıta'nın ileri düzeyde teknik yetenekleri var.
Y quizás mencionaba un grupo llamado Vanguard.
"Öncü Kıta" denen bir gruptan bahsetti mi?
¿ Quieres buscar en la multitud para ver si alguien usa el símbolo de Vanguard?
- Evet. - Bulduk.
El sujeto de Vanguard tampoco coopera, pero él no está asustado.
Hepsi konuşmaktan korkuyor. Öncü Kıta'dan olan çocuk da bize köstek oluyor ama korkmuyor.
Ellos ocultan la organización entonces deben refinar la búsqueda eliminando gente abiertamente conectada a miembros identificados de Vanguard.
Evet, örgütlerde saklanıyorlar. Öncü Kıta'nın belirlenmiş üyeleriyle açıkçası bağlantısı olanları eleyerek araştırmayı daraltmak gerek.
Esto identificará los estudiantes que se ajustan al perfil de miembros de Vanguard.
Öncü Kıta'nın üyelerinin özelliklerine uyan öğrencileri belirleyecek bu.
Ustedes trabajan con chicos brillantes ¿ por qué creen que los miembros de Vanguard arriesgan sus vidas persiguiendo a un criminal violento?
Zeki çocuklarla karşılaşıyorsunuz. Yani bu Öncü kıta'dakiler azılı bir suçlunun peşine düşerek hayatlarını neden tehlikeye atıyor?
¿ Qué sabes acerca de un grupo llamado Vanguard?
Öncü Kıta denen grup hakkında ne biliyorsun?
Aquí hay otra cosa. Tu idea sobre el análisis de los ataques anteriores de Vanguard, ignora totalmente la cardinalidad de la unión de conjuntos.
Öncü Kıta'nın daha önceki baskınlarıyla ilgili fikrin kümeler birliğinin niceliğini göz ardı ediyor.
De todos modos... estaba pensando que si alguien en Vanguard está tan familiarizado con el código fuente debería darle una mirada más de cerca al código del navegador en el sitio Web.
Öncü Kıta'dan biri, kaynak kodlarına bu kadar aşinaysa, internet sitesinin tarayıcı kodlarına bakmalıyım belki de.
Exactamente. Mi análisis comparativo muestra que el código de Vanguard es muy similar a un código encontrado en el proyecto de astrofísica interno de la universidad.
Karşılaştırmalı analizim Öncü Kıta kodunun üniversite içindeki bir astrofizik projesine benzerliğini ortaya çıkardı.
Es sólo algo que dijo Tooner acerca de que los miembros de Vanguard tengan accidentes tú sabes, un suicidio en una biblioteca.
Kütüphanede intihar. Diğer üniversitelere de haber vermeliyiz belki de.
Ninguno de los niños muertos tienen una conexión con Tooner que podemos encontrar pero estoy pensando que alguien en Vanguard deben haberse cruzado con él en alguna parte.
Pekala, kulağa hoş geliyor. Ölen çocukların Tooner'la ilgisini bulamadık. Öncü Kıta'dan birilerinin bir şekilde onun yoluna çıktığını sanıyorum.
Entonces, ¿ esa es la persona detrás de la red de computadoras de Vanguard?
Öncü Kıta'nın bilgisayar ağının arkasındaki o demek.
Él va a morir, por eso importa y el resto de Vanguard con él porque Tooner se dio cuenta de cómo llegar a ellos.
Ölecek. Önemi bu. Öncü Kıta'nın geri kalanı da.
Vanguard los extrae del subconjunto de células de Tooner.
Öncü Kıta da Tooner'ın cep telefonu alt kümesini çıkarıyor. Türevleri belirlersek...
Sabes que, en tantas palabras. No es extraño que los chicos de Vanguard lo odien.
Beni de öldüreceğini söyledi, pek çok şekilde.
Sabes, Vanguard and Tooner conocen sus habilidades comunicacionales mejor que nosotros.
En kötü olarak diğer ikiyi birbirlerine karşı kullanırım. Öncü Kıta ve Tooner birbirlerinin iletişim yeteneklerini bizden iyi biliyor.
Un cohete de fases múltiples de 52 toneladas que combina elementos del Thor ICBM y del Vanguard está listo para su lanzamiento.
Thor ICBM ve Vanguard faktörlerinin birleşimiyle üretilen ve kademeli olarak ateşlenen 52 tonluk roket fırlatılmaya hazır.
Una noche estaba en el Village Vanguard con unos amigos.
Bir gece arkadaşlarla Village Vanguard'daydım.
¿ Recuerdas a Roy Haynes en el Vanguard?
Roy Haynes Vanguard'daydı, hatırlıyor musun?
Esos osos polares en la esquina, esa es la Aryan Vanguard.
Yakında şuradan Red Ryder'ı kiralayacağım ve ve onun AV çocukları... dilindeki fazla yağı keserek alacaklar!
Los Aryan Vanguard forzarán a Carlos para que haga pronto su movida sobre los BGA.
Aryan Vanguard'lar, Carlos'u BGA'ya saldırmaya zorlayacaklar.
Sí, Vanguardia Visionaria.
- Visionary Vanguard.
VANGUARD-5 NOSOTROS-1 Parece que encontramos un contendiente.
Kan davası başlamış gibi.
Hablé con los padres, dicen que nunca escucharon hablar de "vanguard" o de la actividad como vigilante.
Ailesiyle konuştum.
¿ Y si la palabra clave es "vanguard"?
Anahtar kelime de "Öncü Kıta" ysa?
VANGUARD EN ACCIÓN
Öncü Kıta'nın internet sitesi.
La información de Vanguard dice que Tooner robó ahí.
Buna dair polis kaydı yok.
Tal vez Vanguard dejó su símbolo en grafiti.
Belki öncü Kıta, graffiti sembolünü bırakmıştır.
Creamos un objetivo que Tooner no pueda resistir y nos aseguramos que Vanguard se entere.
Tooner'ın karşı koyamayacağı bir hedef yarattık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]