Translate.vc / испанский → турецкий / Varos
Varos перевод на турецкий
324 параллельный перевод
Yo tengo una tía, en Stara Varos.
Stara Varos'ta bir teyzem var.
Eres de lo más bajo, amor.
Sen bir varoş çocuğusun tatlım.
No te recrees.
Kes şu varoş muhabbetini.
Deja de recrearte.
Kes şu varoş muhabbetini.
¡ Qué idea hacer venir a la gente de los cuarteles populares!
Varoş bölgesinden buraya adamlar getirmendeki maksat nedir?
Estos bancos estaban situados en la trastienda de los billares, bodegas o escondidos en pisos de los barrios bajos, como el de Leo.
Bankalar, bilardo salonları tavan araları, mahzenler ya da Leo'nunki gibi varoş apartmanlarında bulunuyordu.
- con un marido niños y deudas.
... kendimi kiralık bir evde bir koca ve çocuklarla yaşayan bir varoş güzeli olarak buluvereceğim.
Viene aquí a defender a esos chicos de los suburbios contra la injusticia.
Hepiniz buraya varoş çocukları ve haksızlıkla kan ağlayan kalplerinizle gelmişsiniz.
Es sólo una otitis aguda.
Ağır varoş hastalığı.
Nuestra área, es la zona.
Daha fazla isteyin! Fakat mekânımız varoş!
Las condiciones en los suburbios de Crawleyville.
Crawleyville'deki varoş hayatı üzerine.
¿ Modales de clase media?
Varoş formalitesi mi?
Al descontar las horas de sueño pasadas en la ciudad dormitorio... Añadidas a las horas de transporte vividas al límite del ahogo...
Varoş mahallelerde ya da yarı boğucu metroda uyuyarak geçirdiğin saatleri çıkarırsan...
Ciudad osario : los mercados podridos, el arrabal en el corazón de París, el insoportable horror de los bulevares de policías :
Toplu mezarların şehri : kokuşmuş sebze halleri, Paris'in göbeğindeki varoş mahallesi polisler ortaya çıktığında bulvarların dayanılmazlaşan korkunçluğu :
Mi oponente fue al ghetto... y repartió billetes de dólar intentando comprar votos.
Rakibim varoş bölgelerine gitmiş ve oy satın almak için dolar dağıtmıştı.
Quizá en el ghetto.
Evet, varoş mahallesinde, belki.
Es ese desgraciado...
- Şu varoş çocuğu RJ.
Con esas actitudes idiotas no durarias ni una semana.
Varoş mantığıyla değil. Kafana göre ateş edersen incinecek tek kişi yukarı pencerede duran bir çocuk olur.
Allá vamos. Una pequeña alma del ghetto de oro.
Hadi bakalım.Altın varoş'tan biraz ruh
No es un zombie suburbano como tu marido.
Eski kocan gibi varoş zombisi değil o!
¡ Adam no va a pasar un minuto más en ninguna maldita celda!
Adam varoş kodesinde 48 saat idare edebilir. Adam hiçbir lanet kodeste bir saat daha geçirmeyecek.
Son chicos de barrios bajos.
Onlar varoş çocukları. Ben de kenar mahallede büyüdüm.
Lo guardo debajo del colchón, como los vagabundos.
Varoş serserilerinin yaptığı gibi yatağımın altında saklayacağım.
Son una mutación residencial de Laura Ashley.
Laura Ashley'in varoş versiyonu gibi.
¡ Pobres policías de los suburbios!
Zavallı varoş polisleri!
Los padres de Star no son drogadictos. Simplemente son jipis inválidos de la suburbia.
Ama Star'ın ailesi asla keş olmadı onlar sadece özürlü, varoş hippilerindendi.
Ha estado trabajando para mí como informante en el Bajofondo.
Varoş'ta benim için muhbirlik yapıyordu.
La encontramos en Bajofondo, como a los otros.
Diğerleri gibi Varoş'ta bulunmuş.
Déjeme limpiar Bajofondo.
İzin ver de mutlu olayım. Varoş'a ineyim.
Hasta ahora, está en Bajofondo.
Varoş katlarında olduğunu biliyoruz.
Ha estado viviendo sola en una zona del Sector Marrón.
Varoş'ta tek başına yaşıyormuş.
Hemos encontrado a una huérfana que ha vivido en una zona del Sector Marrón.
Genç bir kız bulduk. Bir yetim. Varoş'ta yaşıyormuş.
Especialmente los de Bajofondo.
Özellikle de Varoş'takiler.
- ¿ Él se fue hacia el sector de Bajofondo?
- Varoş'a mı indi? - Evet.
Prefiero irme a vivir al Sótano antes que pagarles un penique.
Varoş'ta yaşarım da onlara bir kuruş vermem.
Los dos que le dispararon vivían en el Sótano como lo pensé.
Tahmin ettiğim gibi, iki tetikçi de üssün Varoş'ta yaşıyormuş.
El año pasado, organice una clínica secreta, para poder empezar a procesar fugitivos y cambiar los registros sin que nadie del Laboratorio médico supiese de ello.
Geçen sene Varoş'ta bir klinik açarak kaçırma işlemlerini başlattım böylece klinikten fark edilmeden kayıtları değiştirebilecektim.
Jay, ha habido una explosión en el Zócalo.
Jay, Varoş'ta bir patlama meydana geldi.
- Viviremos en lo que llaman el Bajo Fondo.
- Varoş adını verdiğiniz yerde yaşayacağız.
Ésta es mi parte de los bajos fondos.
Varoş'un bu kısmı bana ait.
Es más o menos la peor parte de Abajo.
Varoş'un en kötü yerlerinden biri.
El difunto es un humano de sexo masculino, de 35 años... identificado como morador de los bajos fondos desde junio de 2258.
Müteveffa erkek, insan, 35 yaşında. Haziran 2258'den beri Varoş'ta yaşandığı belirlendi.
Todo este tiempo pensé que expresaba una preocupación razonable y racional... sobre el hecho de que está creciendo el número de personas de los bajos fondos... que no actúan normalmente.
Bunca zamandır giderek artan sayıda Varoş sakininin normal davranmadığı hususundaki makul ve mantıklı endişelerimi seninle paylaşıyorum.
Si fueran normales, no estarían en los bajos fondos.
Normal olsalardı zaten Varoş'ta yaşamazlardı.
Separaba una pelea cuando lo atacaron.
Varoş'ta bir kavgayı ayırmaya çalışırken saldırıya uğramış.
Según el mapa de la estación, estamos en el los bajos fondos.
Üssün haritasına göre burası "Varoş" dedikleri yer.
Pero la gente que vive en los bajos fondos, Steve... están al límite de sus fuerzas. puede que algunos de ellos, al final de sus vidas.
Ama Varoş'ta yaşayanlar, Steve umutlarının sonundalar hatta bazıları hayatlarının sonundalar.
Nunca has estado en los bajos fondos.
Varoş'u görmediğiniz nasıl da belli oluyor.
Uno en los bajos fondos, dos en el Muelle 3.
Biri Varoş'ta diğer ikisi 3. rıhtımda.
Lyta, sí. Tenemos un tipo en el laboratorio 4 que fue asaltado en los bajos fondos.
Lyta, evet. 4. klinikte Varoş'tayken soyulan bir adam var.
Se escapó con la Reina de los Basureros cuando yo tenía 12 años.
Ben 12 yaşındayken Bayan Varoş'la kaçtı gitti.