Translate.vc / испанский → турецкий / Verte
Verte перевод на турецкий
41,563 параллельный перевод
Fue bueno verte.
- Seni görmek güzeldi.
Es bueno verte de vuelta en forma de batalla.
Savaşcı formuna döndüğünü görmek güzel.
Siempre me alegra verte.
Seni görmek her zaman çok güzel.
Me ha alegrado verte.
- Seni görmek güzeldi.
Es bueno verte, Roberto.
- Seni görmek güzel Roberto.
Me alegra verte de nuevo en forma.
Savaşcı formuna döndüğünü görmek güzel.
Vengo a verte a ti.
Ben seni görmeye geldim.
Quiero mostrarte el fin de tu historia... y quiero verte sufrir.
Sana hikayelerimizin sonunu göstermek ve acı çektiğini görmek istiyorum.
Qué alegría verte.
Seni tekrar görmek ne güzel.
Traté de venir a verte antes, pero simplemente no podía.
Daha önce seni görmek için gelmeye çalıştım ama yapamadım.
¡ Qué bueno verte!
- Seni görmek ne hoş.
Sólo quería verte. Yo...
Sadece seni görmek istedim.
Siempre quiero verte.
Ben seni her daima görmek istiyorum.
- El doctor quiere verte.
- Doktor seni görmek istiyor.
- No, no, no, no, quiero decir, si no estamos ni siquiera cerca de la otra ¿ cómo puedo verte morir?
- Hayır hayır, yani biz birbirimizden uzakta olursak ben senin öldüğünü nasıl görebilirim?
Y si no puedo verte die- ¿ Seguirá pasar?
Eğer senin ölümüne şahit olmazsam... - yine de gerçekleşir mi?
Sabes que no puedo dejar de verte.
Gözlerimi senden alamadığımı biliyorsun.
.. usas anteojos sin aumento para verte mayor.
Gözlük takmanın tek nedeni Yaşlanmaktır.
- Es bueno verte.
Seni görmek güzel.
- Es bueno verte también.
- Seni de görmek çok güzel
Primero, deja de verte tan ardiente.
Öncelikle çekici görünmeyi bırakın.
No nos gusta verte así. No tengo amigos, solo gente para follar en el teléfono.
Bu arada, David Spade sette bir sürü arkadaş edindi.
Me alegro tanto de verte.
Seni gördüğüme sevindim.
Es bueno verte, Jack.
Seni görmek güzel, Jack.
Bueno verte.
Seni gördüğüme sevindim.
No vine a verte.
Seni kontrol etmeye gelmedim.
Alex... puedo verte ahí adentro.
Alex, içeride olduğunu görebiliyorum.
No vine a verte.
Seni kontrol etmiyorum.
Nunca me cansaré de verte hacer eso.
Bunu yapışını izlemekten asla sıkılmam.
Es bueno verte.
Seni görmek güzeldi.
Yo... necesitaba... verte y hablar contigo.
Seni görmem ve seninle konuşmam gerekiyordu.
Entonces volveré a verte...
O zaman seni arıyor olacağım
La gente necesita verte como recuerdo de su paso por la vida.
İnsanlar, onun hatırası olarak seni görmeliler.
Me alegro muchísimo de verte.
Seni gördüğüm için gerçekten çok mutluyum.
- Quería hablar contigo... acerca de lo que pasó... en la tienda, el parque. Es bueno verte.
Seni görmek güzel.
¿ Por qué él esperaría hasta hoy para verte?
Niye yanına gelmek için bugünü bekledi?
Seguramente le encantará verte cuando hayas regresado.
Eminim yerleştiğinde seni görmek ister.
Ella no quiere verte.
Seni görmek istemiyor.
- Ese gusano babea nada más verte.
O sefilin sana ağzının suyu akıyor.
El capitán quiere verte.
Kaptan seni görmek istiyor.
Bueno, no pude verte anoche.
Dün gece görüşememiştik.
Que bueno verte. Bueno verte.
Seni görmek güzel Seni de görmek güzel.
Haciendo que nuestro vecino me llevara a la escuela cada día, preguntándome si alguna vez iba a volver a verte.
Beni okula götürmeleri için komşulardan yardım istedim. Seni bir daha görüp göremeyeceğimi merak ettim.
Recorrió un largo camino para verte.
Onca yolu seni görmek için geldi.
Bueno, al verte ahí sentada lo he suavizado un poco.
Orada oturduğunu gördüğümde, iyi olacağını düşündüm.
Cariño, siempre es un placer verte.
Tatlım, seni görmek her zaman güzel.
No, creo que sólo verte vulnerable...
Hayır, sanırım savunmasız olman...
Me alegra verte, Luke.
Seni de görmek güzel Luke.
Eso explicaría la alerta de seguridad y a Smith viniendo a verte esta mañana.
Bu güvenlik alarmını ve Smith'in bu sabah seni görmeye gelmesini açıklayabilir.
Me alegra verte a salvo.
Güvende olmana sevindim.
Me ha alegrado verte, Earl.
Seni görmek harikaydı, Earl.