Translate.vc / испанский → турецкий / Vice
Vice перевод на турецкий
1,379 параллельный перевод
Oh, lo cual me hace volver a... a, uh, mi buen amigo, el Vice Presidente Danbury.
Bu da bana sevgili dostum, Başkan Yardımcısı Danbury'yi hatırlatıyor.
Drogas, armas últimamente ha salido en los periódicos por su cruzada de un solo hombre contra el Vice Presidente Danbury.
Uyuşturucu ve silahlar. Son günlerde, Başkan Yardımcısı Danbury'ye tek kişilik haçlı seferi için gazetelere yazıyordu. Ah!
Dijo que tenía información importante sobre... concerniente al Vice Presidente Danbury.
Elinde, Başkan Yardımcısı Danbury hakkında hassas bilgiler olduğunu söyledi.
Y después de eso fue cuando fuiste tras el Vice Presidente en tu programa, ¿ cierto?
Bu yüzden mi, programlarında Başkan Yardımcısını sıkıştırıyordun?
Esta noche, la nación llora, ahora que la Casa Blanca confirma los informes de que el Vice Presidente Danbury ha muerto.
Bu gece, Başkan Yardımcısı Eric Danbury'nin ölümünü, Beyaz Saray'ın doğrulaması ile birlikte, milletimiz kedere gark oldu.
Como ha sido informado, parece que un asesino a sueldo, consiguió burlar la seguridad y disparar al Vice Presidente, un tiro en la cabeza.
Gelen bilgilere göre, görünen o ki, silahlı biri güvenlikte gedik açıp, Başkan Yardımcısını tek atışla kafasından vurmuş.
El Vice Presidente Eric Danbury, a muerto a sus 51 años.
Başkan Yardımcısı Eric Danbury 51 yaşında vefat etti.
El Vice Presidente será asesinado en cualquier momento dentro de las próximas 48 horas, Walt.
Başkan Yardımcısı, 48 içinde bir vakitte suikaste kurban gidecek.
Me interesa demasiado porque en algún momento dentro de las próximas 36 horas, Frost, alguien asesinará al Vice Presidente.
Fazlasıyla ilgilendiriyor, çünkü 36 saat içinde bir vakitte Frost, birisi Başkan Yardımcısı Danbury'yi öldürecek!
¿ El Vice Presidente?
Başkan Yardımcısı.
¿ Qué hay del Vice Presidente?
Peki ya Başkan Yardımcısı?
Discúlpeme, señor, el comité del Vice Presidente ha salido de Andrews.
Afedersiniz efendim, Başkan Yardımcısı ekibiyle birlikte Andrews'tan ayrıldılar.
Los federales recibieron un aviso anónimo de que Frost iba a intentar asesinar al Vice Presidente.
Federaller, Frost'un Başkan Yardımcısı'na suikast düzenleyeceğine dair isimsiz bir ihbar almışlar.
Pude entrar en su sala de conferencias, y tuve una visión de Janus y Stillson, y era claro que algo estaba sucediendo envolviendo al Vice Presidente.
Konferans salonlarına girebildim. Janus ve Stillson'ı içeren bir imgelem gördüm. Başkan Yardımcısını içeren bir şeylerle ilgili olduğu çok açıktı.
Es un golpe de estado, y comenzará con el asesinato del Vice Presidente.
Bu bir hükümet darbesi ve... Başkan Yardımcısının katledilmesiyle başlıyor.
Un loco acaba de dispararle al Vice Presidente.
Çılgının teki Başkan Yardımcısını vurmuş.
¡ Sr. Vice Presidente!
Sayın Başkan Yardımcısı!
Frost, que tiene una historia de problemas de salud mental, atacaba frecuentemente al Vice Presidente en sus transmisiones semanales via internet.
Ruhsal sorunlar yaşamış biri olan Frost, haftalık internet yayınında sık sık Başkan Yardımcısına saldırıyordu.
Tu mataste al Vice Presidente.
Başkan Yardımcısını sen öldürdün.
En un oleoducto en Argelia que conduce el Vice Presidente de la compañía.
Görev şirketin Başkan Yardımcısını Cezayir'deki petrol hattına götürmek.
La Vice Primera Ministra está en camino.
Başbakan vekili yolda.
Vice Primera Ministra, bienvenida.
Başbakan Vekilim, hoş geldiniz.
Vice Primera Ministra, durante los últimos días se ha formado una gran depresión sobre el Atlántico causando una fuerte marejada.
Başbakan Vekilim, son bir kaç gündür büyük bir alçak basınç sistemi,... bir deniz suyu dalgalanması yaratarak Atlantik üzerinden doğuya ilerliyor.
Vice Primera Ministra, tenemos un plan de evacuación preparado para iniciar y tengo las tropas necesarias para llevarlo a cabo.
Başbakan Vekilim, uygulamaya hazır bir aşamalı tahliye planımız var ve bunu yürürlüğe koyacak birliklerim beklemede.
Vice Primera Ministra, está gente va en serio.
Başbakan Vekilim, bu kişiler çok ciddi.
Vice Primera Ministra.
Başbakan Vekilim.
También en una hora, la Vice Primera Ministra hablará a la Cámara,
" Ayrıca bir saat içinde Başbakan Vekili Meclis'te konuşacak...
Sólo tienes que pegar a la Vice Primera Ministra en esta web.
Sadece Başbakan Vekili'nin bu internet sitesine yapıştırılması gerekiyor.
Vice Primera Ministra, creo que podemos volar la cámara.
Başbakan Vekilim, sanırım odayı havaya uçurabiliriz.
Vice Primera Ministra, ud debe ser evacuada a zona segura.
- Başbakan Vekilim, sizi güvenli bir yere götürmeliyiz.
¡ No haga esto, Vice Gobernadora-General!
Bunu yapmamalısınız sayın Vali Yardımcısı!
Escuché que fuiste nombrada Vice Gobernadora-General, Su Alteza Euphemia.
Vali yardımcısı olarak atandığınızı duydum, Majesteleri Euphemia.
¿ Cosby, Miami Vice, Cheers o Highway to Heaven?
Cosby mi, Miami Vice mı, Cheers mı yoksa Highway to Heaven mı?
Vice Director el intercambio del cuaderno ha sido cancelado.
Bay Yönetici Vekili, Şef ve defter takası iptal.
Como Vice Director de la policía y como el padre de Yagami Sayu...
Polisin Yönetici Vekili olarak ve Sayu Yagami'nin babası olarak kararımı ben vereceğim.
Señor Vice-Director, el intercambio del cuaderno por el Director, ha sido cancelado.
Bay Yönetici Vekili, Şef ve defter takası iptal.
La verdad es que tras el asesinato del Director, la hija del Vice-Director Yagami ha sido secuestrada por los mismos sujetos, y quieren usarla para el intercambio.
İşin doğrusu şef öldükten sonra, Yönetici Vekili Yagami'nin kızı aynı şüpheliler tarafından kaçırıldı ve onunla bir takas yapmak istiyorlar.
Vice Comandante, capturamos a una sospechosa.
Yardımcı Kumandan, şüpheli birini yakaladık.
El Vice Director confirmó que Light-kun no poseía el cuaderno antes de morir.
Ölmeden önce, Şef bizzat Raito'nun defteri olmadığını onayladı.
Dado que Mello era el enemigo del Vice Director, me gustaría que lo hiciera.
Mello'yu öldürmek Şefin intikamını almak olur ama Near'ın bunu yapmasına gönlüm razı değil.
Sí, debemos respetar el deseo del Vice Director.
Evet, Şef'in yolunu takip etmeliyiz.
El Vice Presidente de la compañía de Peter Jackson.
Peter Jackson'ın şirketinin başkan yardımcısı.
¿ Ahora hablo con Vice Presidentes?
Ben başkan yardımcılarıyla konuşuyor muyum?
La ultima vez que estabas tomando... perdon, quieres una nuez? Um, creo que le dicen division miami, no?
Buna Miami Vice diyorlar, değil mi?
Él tenía una hamburguesa con queso, yo tenía una ensalada, y sólo le estaba hablando del dinero que podríamos hacer con unos pocos negocios que abastezan a Harmless vice.
O çizburger yedi, bende salata. Yemekte ona kötü alışkanlıklarla ilgili birkaç zararsız iş önerisi sundum.
Sin ofender, pero Ud. es el vice director de una escuela media no un experto en escritura.
Alınmayın ama ortaokulda bir müdür yardımcısısınız el yazısı uzmanı değil.
¿ No era ése el vice presidente de la delegación Sudanesa?
O Sudan Delegasyon başkan yardımcısı değil mi?
- Así es, Sr. Vice Presidente.
Evet öyle Sayın Başkan Yardımcısı.
Fue un placer verlo, Sr. Vice Presidente.
Sizi görmek de bir zevk, Sayın Başkan Yardımcısı.
No deje que lo distraigan, Sr. Vice Presidente.
Aklınızın bu kadar başınızdan gitmesine müsaade etmeyin, Sayın Başkan Yardımcısı.
El Vice Presidente ha reconsiderado, no comerá hotdog.
Başkan Yardımcısı yeniden düşündü. Artık hotdog alamayacak.