Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / испанский → турецкий / Viola

Viola перевод на турецкий

989 параллельный перевод
¿ Cómo se llama?
- Adın ne? - Viola.
Viola. ¿ Viola?
- Viola mı?
Viola, te presento a Johnny.
Viola, bu Johnny. - Nasılsın Johnny?
Mucho gusto, Johnny. Hola, Viola.
- Selam Viola.
Viola se quedará contigo hasta que yo vuelva.
Ben dönene kadar Viola seninle kalacak.
Ya te enseñaré yo quién es el nene. ¡ Eres un hijo de puta! Diles a los chicos que en mi favela nadie roba ni viola.
Ona kimsenin benim mahallemde yağmacılık yapamayacağını söyle!
El tipo viola a tu novia, mata a tu tío y a tu hermano, ametralla tu casa, y tú matas a uno de sus robots.
Kız arkadaşına tecavüz etti, kardeşini öldürdü... evine ateş etti ve sen de onun yardımcısını öldürdün.
¿ Por qué no lo intentas tú, Violet?
Sen de denesene, Viola?
En una noche de verano los jóvenes llevaban una orquesta bajo la ventana de una linda chica y la flauta, el arpa, el violín, el chelo, la corneta, el contrabajo liberaban en ese momento sus melodías a las dulces estrellas.
Bir yaz gecesi delikanlılar, güzel bir kızın penceresinin altına orkestra getirirdi. Bir flüt, arp, keman, viyolonsel, kornet, bas viola yıldızların altında müziklerini yapardı.
Un hombre no puede tomarse la justicia por su propia mano... y colgar a gente sin perjudicar a todos los demás... porque entonces no viola sólo una ley sino todas.
"İnsan kendi elleriyle kanunları uygulamaya kalkıp... "... dünyadaki herkesi incitmeden başkalarını asamaz. " Çünkü o zaman sadece bir kanunu değil bütün kanunları çiğnemiş olacaktır.
Adaptación de la novela PRICÒ de CESARE GIULIO VIOLA
CESARE GIULIO VIOLA'NIN PRICÒ ADLI ROMANINDAN UYARLANMIŞTIR
Lo exagerado viola el fin de la interpretación,... cuyo objeto, antes como ahora,... era y es sostener, por así decir,... un espejo ante el mundo.
Çünkü bunda sapıttık mı tiyatronun özünden ayrılmış oluruz. Başlangıçta olduğu gibi, bugün de tiyatronun amacı, bir anlamda doğaya ayna tutmaktır.
Viola no estaba enamorada de mí, sino de su difunto esposo.
Viola bana âşık değildi. O ölen kocasına âşıktı.
No quiero ser tu apéndice, como Viola.
Viola gibi senin yedeğin olmak istemiyorum.
Viola. ¡ Qué nombre tan cursi!
Viola. Ne isim ama!
Siempre Viola.
Her yerde Viola.
Y es "lilas y peonias", no violetas.
Leylak ve karanfiller olacak, Viola değil.
Me engañaste con Viola y puede que con otras.
Beni aldattın, Viola'yla, belki başları da vardı.
Viola.
Viola!
Casi me viola.
Aslında bana tecavüz etti.
¡ Viola!
Viola?
No puedo acceder al poder o incluso defenderme... mediante un acto que viola la tradición más sagrada de todas.
Dolayısıyla en kutsal geleneğe ihanet eden bir eylemle... iktidara gelmem veya hatta kendimi savunmam mümkün değil.
La histeria viola el principio médico de que todos los síntomas físicos tienen un origen orgánico, y el principio psicológico de que la mente no puede pensar en varias ideas a la vez.
Histeri, tüm bedensel bulguların organik kaynaklı olma zorunluluğu tıbbi öğretisine ve zihnin aynı anda sadece tek bir düşünceyi kaldırabilecek kapasitede olduğu psikolojik öğretisine uymaz.
Este club viola el código 378.
Bu kulüp 378. yasayı ihlal etmiştir.
El tratado con los rusos viola nuestra seguridad.
Ruslarla yaptığınız bu anlaşma ise bütün güvenlik kavramlarını ihlal ediyor.
Coge tu viola y ve al coche.
Gretel, kemanını al ve arabaya in.
Negar el permiso para aterrizar viola la Convención de IAS.
İniş izni vermemek IAC Anlaşmasını bozmaktır.
Si le explota la cabeza, gritará : "Esto viola nuestros principios".
Kafası patlayınca, "Amerikalılara yakışmadı" diye çığlık atacaktır.
Esta reunión viola nuestras medidas de seguridad.
Bu buluşma ile tüm güvenlik önlemleri ihlal ediliyor.
¡ El más reciente éxito de Chico Viola!
Chico Viola'nın en son şarkısı!
La luz de la luna cae sobre la floresta Los últimos éxitos de Vicente Celestino... y de Chico Viola. Sesenta canciones nuevas.
Ayışığı ormana düşer Kurşuni bir yağmur gibi... 60 yeni şarkı.
Sólo quería ver si canta mejor que Vicente Celestino y Chico Viola.
Vicente Celestino ve Chico Viola'dan daha iyi olup olmadığınızı görmeliyim.
Viola las leyes de este país.
Bu arazinin yasasını ihlal ediyor.
Aquél que salva a una nación no viola ninguna ley.
Bir ulusu kurtaran adam yasaları çiğnemiş olmaz.
Qué dice la célebre Declaración de los Derechos del Hombre y de la Mujer : " Cuando el Gobierno viola el derecho del pueblo... la insurrección es para él el más sagrado de los derechos... y el más imperioso de los deberes.
İnsan Hakları Sözleşmesi eğer hükümet insan haklarını ihlal ederse başkaldırmanın kutsal bir hak aslında bir zorunluluk olduğunu söyler.
¡ La gente piensa que viola a tus hijas y esposa!
Halk, kızlarınız ve karınızı kirlettiğini düşünüyor.
Asume el papel de ladrón y juega a que viola a su víctima.
Onun için bir hırsız rolü yazdık ve kurbanının hata yapacağını söyledik.
- Primero las viola, ¿ verdad?
- Onlara önce tecavüz ediyor, değil mi?
Erik, ¿ debería haber una viola en el tercer movimiento?
Erik, üçüncü ölçüde sahiden viyola mı girmeli sence?
¡ Que tipo de cerdo viola a su propia hija!
Domuz kendi kızını beceriyordu.
Cristo, que más necesitas para convencerte de que lo has logrado y que fácilmente eres tan fuerte que la porquería de Roma que viola nuestro país ¿ Y quién ha aterrorizado a nuestra gente tanto tiempo?
Seni ikna için başka ne lazım sen başardın ve güçlüsün yurdumuza tecavüz eden Romalı pislikler kadar ve bunca zamandır terör estiren
Primero quitaremos la ropa que más que nada, viola la ley.
Öncelikle kanunlara aykırı başka bir olmadığını anlamak için giysilerden kurtulalım.
Sólo sé que esto viola todos los cánones de una emisora respetable.
Tek bildiğim şey, bu olayın saygın bir kanalın itibarını zedeleyeceği.
Viola, un helado especial con cuatro cucharas.
Dondurma ve dört kaşık.
Tom, ambos sabemos que viola el derecho a la intimidad.
Tom, ikimiz de biliyoruz ki, bu gizlilik yasalarının ihlali.
" al gritar que te viola en su oficina.
" nasıl faturanızı yırttırabilirsiniz.
Párate. Imagina que te viola un elefante macho.
Kocaman bir filin tecavüz ettiğini düşün.
Ese desgraciado viola siempre el mismo "stop".
Orospu çocuğu yine dur işaretinde durmadı.
El segundo violín y la viola deberían sonar más alto ahí...
İkinci viyolonsel ve alto sesi daha yüksek olmalı...
¿ Y si alguien me viola porque olvidaste tu llave?
Ya sen anahtarını kaybettiiğin için gelip biri bana tecavüz ederse?
Johnny, te presento a Viola.
Johnny, bu Viola.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]