Translate.vc / испанский → турецкий / Vivi
Vivi перевод на турецкий
140 параллельный перевод
Vivi muchos años en Estados Unidos.
Uzun yıllar Birleşik Devletler'de yaşadım.
Vivi en la calle 88 de Nueva York.
New York'ta 88. Cadde'de oturuyordum.
¡ Calla, Vivi!
Susun!
No, Vivi.
Oh, hayır, Vivi.
Pero hasta que cumpli 32 vivi en el campo
32 yaşıma kadar, orada yaşadım.
Yo también vivi en las calles.
Bende o sokaklarda tek başınaydım.
Yo vivi en las calles desde los 20.
20 yaşına kadar sokaklarda yaşadım.
Pero vivi con ellos durante 26 años antes de la liberación.
Ben istemedim! Ama özgür kalana dek 26 yıl boyunca onlarla yaşadım.
Si, y vivi como monje no lejos de aqui, siendo pequeño.
Küçüklüğümde buraya yakın bir yerde keşiş olarak yaşadım.
Yo vivi alli, cuando niño, mucho tiempo atras..
Çocukken burada yaşadım, uzun zaman önceydi.
Vivi durante la 2 ° guerra mundial, la crisis economica. ¿ Lo sabías?
İkinci Dünya Savaşı boyunca da buralardaydım. Buhran Devresi boyunca da buralardaydım. Bunu biliyor muydunuz?
Y vivi mucho tiempo como el "niño de papi"... me han multado...
Üstelik sütten çıkmış ak kaşık da değildim. Bir sürü park cezası yedim.
Porque mori igual que como vivi. Como un ferengi.
Çünkü tam olarak yaşadığım gibi öleceğim bir Ferengi olarak!
- Tengo que admitir que vivi asuntos de infidelidad.
Kabul etmeliyim ki ihanet sorunlarım var.
Vivi es una niña A quién le gusta a Basilea
Hoş kokulu fesleğeni Çok seven bir kadın varmış
Vivi.
Vivi'yi...
" tuve que dar a luz en la parte de atras de una furgoneta donde vivi casi un año
"Yaklaşık bir yıl önce, bebeğimi yaşadığım VW van'da doğumak zorunda kalmıştım."
Tu olor estaba en cada maldita choza en que vivi.
Seni tanıyorum. Ter kokun her ranzada ve yaşadığım her kulübede vardı.
No creo que alguien lo use. Cuando vivi en Kentucky- - Aun usaban el estornudo del idiota?
Hayır, sanırım Kentucky'de hala böyle hapşırıyorlar?
Son los años que vivi en LA.
İlk o zaman seks yapmıştım.
Un departamento en Barrio Norte que compartía con Vivi, su novia y que podía funcionar como aguantadero.
Kız arkadaşı Vivi ile paylaştığı daire. Burası da saklanılacak bir yer olabilirdi.
Fontana fue terminante al respecto : Los quería a todos allí para evitar filtraciones hasta a Vivi, que estaba al tanto de la operación
Fontana kendinden emin, herkese orada olmasını söyledi, Vivi herşeyi bilmiş olsa dahi.
- Ahora le digo a Vivi.
- Vivi'ye söylerim.
Vivi entiende ahora por qué el Cuervo no quería decirle lo de Uruguay.
Vivi artık Cuervo'nun neden Uruguay'dan bahsetmek istemediğini anlıyordu.
Piensa que él debería haberse resistido que debería haber callado, haberla protegido de la verdad.
Vivi, onun direnmesini ve hiçbir şey söylememesini istiyordu. O, Vivi'yi korumalıydı.
Vivi siempre supo que la verdad era peligrosa
Vivi, her zaman gerçeğin tehlikeli olduğunun farkındaydı.
"¿ De quién es la culpa, entonces" piensa Vivi
'Kimin suçu o zaman? 'diye soruyordu Vivi.
La Vivi se quedó con mi alma pero la pija me la traje puesta.
Vivi kalbime sahip ama penisim hala bende.
¡ La cazaron a la Vivi!
Vivi'yi yakaladılar!
¿ Que no extraño a la Vivi, viéndolos a ustedes dos tan de luna de miel?
Vivi'yi özlemeyecek miyim? Siz burada balayındayken!
Hijo, ya vivi los años que vive un hombre.
Bir adamın yaşayacağını yaşadım
Vivi, dame una linterna
Vivi, bana bir fener getir!
Vivi ¡ llama a la policía!
Vivi, polisi ara!
Si, bueno, yo vivi en la villa del este.
Ben doğu tarafında yaşadım.
Vivi allí 3 años como un oficial, partisano del 15th distrito de Jiri.
Orada 3 sene, Jiri'nin 15. bölgesinde... bir partizan subayı olarak yaşadım.
Asi es, por veinte años vivi mi vida como un hombre.
Bu doğru. Ama 20 yıl için hayatımı bir erkek gibi yaşadım.
Yo vivi con él. Volvia loca a su madre con sus locuras.
Orada yaşadığımda, yaptıklarıyla annesini çılgına çevirirdi.
Vives tu vida en publico, como yo la vivi hace mucho cuando tenia un rey.
Hayatını benim çok eskiden kralımla beraber yaptığım gibi açıkta yaşıyorsun.
No hay nadie como Vivi Abbott Walker.
Vivi Abbott Walker gibi birisi daha yoktur.
¿ Vivi?
Vivi?
- Hola, Vivi, ¿ cómo estás?
- Merhaba, Vivi, nasılsın?
- Pero ella...
- Ama Vivi Walker- -
¡ Hola, Vivi!
Merhaba, Vivi!
Cielos, habíamos dicho que no hablaríamos de Vivi.
Tanrı aşkına, Vivi hakkında konuşmayacağız demiştik.
Pero Buggy castigó a Vivi durante un mes.
Buggy, diğer taraftan, Vivi'yi bir aylığına cezalandırdı.
Y algo en la naturaleza de Vivi... Le hacía cagarse de miedo.
Ve Vivi'nin ondan bu kadar çok korkması- - doğal görünüyor.
Le abrumaba la fuerza vital de Vivi.
Vivi'nin yaşam gücü tarafından ezilmiş.
Vivi, no hago esto sólo por él.
Yapma, Vivi, bunu sadece onun için yapmıyorum.
Vivi.
Vivo.
¿ Qué pasa ahora, Vivi?
Sorun ne, Vivi?
Yo vivi 51 años en Minnesota y nunca oi hablar de próstatas.
Hiç prostat problemi duymadım.