Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / испанский → турецкий / Yan

Yan перевод на турецкий

195,761 параллельный перевод
Estoy segura de que te equivocas.
Eminim, yanılıyorsunuzdur.
Independientemente de si estás con Mamá o no, simplemente no puedo dejar a Mamá sola con Papá.
Annemin yanında ol ya da olma... onu basitçe babamın üstüne salamam.
Alguien que conocía a Chet.
Chet'i tanıyan birini.
Está bien. Te tengo.
Sorun yok, yanındayım.
Mira, si crees que no te perdonaría por tus errores o tus defectos, si crees eso no sé quién eres realmente ya, estás equivocado.
- Bak eğer seni affetmeyeceğimi düşünüyorsan... hataların ya da eksiklerin için... eğer halen senin gerçekte kim olduğunu bilmediğimi düşünüyorsan... yanılıyorsun.
Un edificio colindante... alguien en el edificio.
Yan binalardan ya da apartmandan biri.
¿ Ha visto alguien al agente que iba con ella?
Kızın yanındaki memurun nereye gittiğini gören var mı?
La niña está con los enfermeros.
Kız şu an sağlık görevlilerinin yanında.
Que te equivocabas.
Yanıldığını.
¿ Que me qué?
Yanıldığımı mı?
- No me equivocaba. Usted sí.
- Yanılmıyordum, sen yanılıyordun.
- ¿ Cómo me equivocaba yo?
- Nasıl yanılıyordum?
El Dr. DeLuca está preparando un quirófano para que la Dra. Edwards... que será tu cirujana principal, y yo estaré allí en todo momento.
Dr. DeLuca, Dr. Edwards için ameliyathane hazırlayacak. Ameliyatı o yönetecek. Ben de yanında olacağım.
Acaba de perder algo enorme, algo que ha estado con ella desde el día uno.
Çok büyük bir şey kaybetti. İlk günden beri yanında olan bir şey.
Vale, ¿ y qué pasa con el paciente cero de aquí?
İçerideki hastalığı taşıyan ilk hastaya ne olacak?
Te has equivocado hoy, pero has sido capaz de admitirlo, y aprenderás de ello.
Bu gün yanıldım ve yanıldığını kabul ettin. Hatandan ders aldın.
Estoy dispuesta a admitir que estaba equivocada...
Yanıldığımı kabul edeceğim.
Uno, estoy dispuesta a admitirlo en la cena de esta noche mientras resolvemos todas nuestras diferencias y pasamos página.
Yanıldığımı kabul edeceğim ama akşam yemeğinde. Farklılıklarımız için orta yolu bulacağız..... ve geçmişi arkamızda bırakacağız.
Y dos, usted también tiene que admitir que se equivoca.
İkinci olarak, sen de yanıldığını kabul edeceksin.
Vaya, ¿ en qué estoy equivocado?
Hangi konuda yanıldım?
¿ Ha vuelto a casa con su mujer?
Eve, karının yanına döndün mü?
No estoy equivocado.
Yanılmıyorum.
Pensó que sus médicos estaban equivocados.
Doktorların yanıldığını düşündü.
¿ Quieres que lo coja?
Yanıma almamı ister misin?
¿ No habéis podido sentaros juntos?
Yan yana koltuk bulamadınız mı?
Has encontrado una manera de moverte a mi fila.
Benim yanıma gelen sensin.
¿ Quieren cambiar de asiento para que puedan sentarse juntos o...?
Yan yana oturabilmeniz için koltukları değiştirmek ister misiniz?
¿ Tienes servilletas?
Yanınızda kağıt havlu var mı?
- Sí, tengo a la Dra....
- Yanımda Dr- -
Estoy aquí.
Ben yanındayım.
Hola. Lo siento. ¿ Puede...? ¿ Tiene antiácidos o algo?
Affedersiniz ama yanınızda antiasit var mı acaba?
¿ Tienes taladros o algo?
Yanında matkap var mı?
Claro, sí. Siempre los llevo en mi equipaje de mano.
Evet, her zaman yanımda taşırım.
No. Mi llavero tiene cortaúñas, pero eso es todo.
Hayır, yanımda anahtarlığımdaki tırnak makasından başka bir şey yok.
Vale, necesito que vayas a buscar el oxígeno, coge el altavoz y pregunta si alguien tiene pastillas de disfunción eréctil.
Gidip oksijen getirmeni istiyorum. Yolculara yanında ereksiyon bozukluğu hapı olan var mı diye sor.
¿ Aún tienes las llaves encima?
Anahtarların yanında mı?
No sería problema pasarme y que me echaras un vistazo.
Kolayca yanına uğrayabilirim. Ne durumdayım diye bakarsın.
Richard no se va a sentar con Catherine.
Richard Catherine'in yanına oturmadı.
Ahora voy por Catherine.
Catherine'in yanına taşınacağım.
Yo estoy en tu carril.
Senin yolun burası, benim yanım.
En este matrimonio, tú estás en mi carril.
Benim yolum bu evlilikte ve senin yanında.
¿ Alguien tiene una regla?
Yanında cetvel olan var mı?
No lo dejarás solo, como lo prometiste.
Söz verdiğin gibi yanından ayrılmayacaksın.
No quiero dejarte sola.
Ben senin yanından ayrılmak istemiyorum.
Jer, quédate con él.
Yanından ayrılma Jer.
Quédate con él.
Yanından ayrılma.
Lo sé. Pero es porque por lo general tengo la razón y la gente se equivoca, y es duro para ellos.
Biliyorum ama genellikle ben haklıyımdır ve diğerleri yanılıyordur.
Porque eso es lo que obtendrá si deja su ego a un lado y me escucha en vez de ignorarme
Çünkü bunu elde edebilirsin. Tabii ki beni yanından uzaklaştırmak yerine, egonu bir kenara koyup beni dinlersen.
El pasajero está al lado.
Yolcu yan tarafta.
Vale. Vamos a volver a ponerlo ahí y a descubrir de quién eres.
O zaman buraya koyalım ve seni ailenin yanına götürelim.
Erin, tienes que quedarte con papi, ¿ vale?
Erin, babanın yanından ayrılma tamam mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]