Ziggy перевод на турецкий

Incendiaste un restaurante propiedad de Ziggy Woijchik y su hijo psicópata, ¿ y no solo vives sino que sales de la cárcel antes?

Ziggy Woijchik ve psikopat oğlunun restoranını yakıyorsun ve yaşamakla kalmayıp hapisten erken mi çıkıyorsun?

Hasta puede alzar su propio salario.

İşler nasıl Ziggy?

Debe encantarle la proposición.

- Merhaba Ziggy.

"Querido Ziggy, me interesa tu propuesta". ¿ Qué te dije?

Patterson, cumartesi seni atacağını söyledi.

- Hola, Ziggy, recibí tu cable.

Dün üstünüzde siyah dantelli kırmızı bir elbise vardı.

Siéntese.

- Evet. Ah, Ziggy.

Ziggy.

- Ama yukarıda, ofisinde.

Ziggy, ella no. Es la mejor estenógrafa que he tenido. - Está bien, Jack.

Ama şimdi döndü, meteliksiz yeni şov sahneye koymak için senden para istetmeye!

Hola, Ziggy.

Merhaba, Ziggy.

Lo siento, Ziggy.

Üzgünüm, Ziggy.

¿ Cuánto dinero tomará, Ziggy?

Ne kadara mal olur dersin, Ziggy?

Tú no eres de mala clase tampoco.

Sen de pek fena sayılmazsın, Ziggy.

Si te decides, estarás de pie en una semana.

Ziggy, kafana koyarsan bir haftaya kalmaz ayaklanırsın diyorum.

Porque si algo le pasara a Ziggy, yo...

Ziggy'nin başına bir şey gelirse ben...

¿ Qué visualizas, Ziggy?

Peki, tam olarak, ne tasarlıyorsun Ziggy?

TENGO UNA IDEA.

Canlan biraz Ziggy.

¡ Hola, Ziggy!

Alo, Ziggy!

¿ Qué pasa, Ziggy?

Sorun ne, Ziggy?

¡ Será Ziggy!

Ziggy!

¡ Hola, Ziggy!

Merhaba, Ziggy!

¡ Ziggy!

Ziggy!

¡ El Ziggy de siempre!

Aynı eski Ziggy!

Adiós, Ziggy.

Hoşçakal, Ziggy.

Pienso en Ziggy, claro.

Ziggy'yi, yani.

La policía atrapó al tal Ziggy cuando entraba en Georgia.

Ziggy ve adamları Georgia'da eyalet polisi tarafından yakalandı.

Están Uds. escuchando la orquesta de Colombia transmitida...

Ziggy Colombo'nun müziğini dinliyorsunuz.

- Buck es el banco de Ziggy.

- Buck, Ziggy'nin bankası.

Si Ziggy Io dice, créeme, no pasa nada.

Ziggy öyle diyorsa, inan bana sorun yoktur.

May, Ilama a Ziggy.

May, gidip Ziggy'yi çağır.

Llama a Ziggy... y dile que venga Io antes posible.

Ziggy'yi çağır, olabildiğince çabuk buraya gelsin.

Ponme con Ziggy, deprisa.

Bana Ziggy'yi bul, çabuk olur musun?

Va a la escuela con mi hermano.

Küçük kardeşim Ziggy ile okula gidiyor. - Onunkisi...

Podia haber sido Ziggy... o tu hermano a quien sacamos de alli.

Oradan çıkardığımız kardeşin Mark olabilirdi.

Tenemos Ziggy Stardust, The Mad Hatter y Clark Kent.

Ziggy Stardust, Çılgın Şapkacı ve Clark Kent.

-? Queréis ir a Ziggy's primero?

- Önce Ziggy'ye gidelim mi?

No veo a Zingy.

Ziggy'yi göremiyorum.

Según Ziggy hay un 82.6 % de probabilidad de que estés aquí para evitar que Cheryl se case con Bob.

Ziggy'ye göre, burada bulunma sebebin 82.6 % oranında Cheryl'nin Bob'la evlenmesini önlemek.

Ziggy debe equivocarse.

Ziggy yanılmış olmalı.

Confirmo que los circuitos de recuperación de datos sean funcionales.

Ziggy'nin veri kurtarma devrelerinin tamamen işlevsel olduğunu onaylıyorum.

- Verás él predijo que la fiesta de lencería de Cheryl... Hora de Verano del Pacífico.

- Gördüğün gibi Ziggy, Cheryl'nin iç çamaşırı partisinin Pasifik Yaz Saatine göre tam olarak 2 : 07'de başlayacağını tahmin etti.

En cuanto Ziggy tenga la información que necesita.

Ziggy, gereken veriyi alır almaz.

Ziggy apagó todos los sistemas eléctricos que no son vitales.

Ziggy, hayati olmayan bütün elektirik sistemlerini kapadı.

Ziggy se niega a hacerse responsable de no poder traerte al presente.

Ziggy, seni geri getirememekten dolayı sorumluluk almayı reddediyor.

Es parte de la lista de electricidad no esencial de Ziggy.

Bu, Ziggy'nin gereksiz elektirik kullanma listesinin üzerinde.

Porque Ziggy tiene el 97.3 % de seguridad de que puede hacerte saltar al pasado si ambos seguimos sus instrucciones al pie de la letra.

Çünkü Ziggy, ikimiz de onun talimatlarına sonuna kadar uyarsak seni geri götürebileceğinden 97.3 % oranında emin.

- respetes el programa de Ziggy.

- İşte geliyor. - Ziggy'nin programına uyacaksın.

- Se lo confío a Ziggy y a ti.

- Sana ve Ziggy'e güveniyorum.

¿ Cómo está el negocio, Ziggy?

Beni bu gösteriye niye getirdin?

Ésos están anticuados.

Bak Ziggy.

¿ Por qué estás molesto?

Bak, bu Ziggy olabilirdi biliyor musun?

Pero Ziggy debe saber si quieres que te recuperemos.

Fakat Ziggy bilmek zorunda, tabii seni geri götürmemizi istiyorsan.