Translate.vc / испанский → турецкий / Área
Área перевод на турецкий
12,333 параллельный перевод
¡ Toda el área cerrada!
Tüm bölge kapatıldı!
Cuando un ejército quiere tomar un área, atacan de una manera casual. Provoca miedo.
Bir ordu bir bölgeyi almak istediğinde rastgele saldırır ve bu da korkuya sebep olur.
Podría hacer de allá un área privada y tener en el staff a un terapeuta certificado.
Buraya da özel alan yapabilirdik, lisanslı terapistlerimiz olabilirdi.
Tenemos que encontrar el nombre de El Gato, un coyote que estuvo activo en San Pedro Sula, en mediados de los 90 y en el área tri-estatal en 2010.
El Gato nun ismini bulmamız lazım San Pedro Sula da 90ların ortasında aktif bir kaçakçı ve 2010 da bölgeyi üçgene alırsak
Tu trabajo es infiltrarte en el área, y reportar.
Waller nerede? Görevin bölgeye sızıp, rapor vermek.
No es un área en la que esté especializado.
Benim uzmanlık alanıma girmiyor.
Sinceramente, Inspector, no es mi área de especialización.
Dürüst olmak gerekirse Müfettiş, benim uzmanlık alanım değil.
Simmons me contó sobre un área llamada la zona prohibida..
Simmons bana yasak bölge denilen yerden bahsetti.
El jefe dijo que asegure el área, la estoy asegurando.
Patron bölgeyi güvenlik altına al demişti. Güvenlik altına alıyorum.
Operaciones especiales está expandiendo su área de búsqueda a un radio de seis kilómetros.
Özel Operasyonlar, arama alanının çapını 8 kilometreye çıkardı.
Y en el centro, dominando todo estará el área común : "El ojo de la orilla del Dragón".
Ve merkezde her şeyi gören Ejderha Sırtı'nın gözü kulüp evimiz olacak.
otra cosa. pero en realidad solo se transmite en el área de Kanto en Japón.
Bir şey daha. Bu yayın dünya çapında değil. Sadece Japonya'nın Kanto bölgesinde yayınlandı.
¿ Lo ven? Tal como dije. Kira es un estudiante que vive en el área de Kanto mientras conozca su nombre y su cara.
Söylediğim gibi KİRA, Kanto'da yaşayan bir öğrenci.
Habrá que ponerlo en el sistema de altavoces gigantes de vuestras instalaciones de pruebas sónicas en el Área 51.
Bölge'de ses deneme tesisindeki dev ses sistemine koymak isteyebilirsin.
Lleven a este hombre y a su nieto en un black hawk al Área 51.
Bu adamı ve torununu bir kara şahinle 51. Bölge'ye götürün.
Necesito una lista de todos los niños entre los ocho y doce años de cuya desaparición se haya informado a las autoridades el último mes, por toda el área metropolitana.
Büyük şehir sınırları içerisinde son bir ay içerisinde yerel otoritelere kayıp ihbarında bulunulmuş 8 ile 12 yaş arası çocukların bir listesine ihtiyacım var.
Trabajo con centros médicos de toda el área de Atlanta.
Atlanta bölgesindeki büyük kurumlarla çalışıyorum.
- Intenta limitar el área de búsqueda.
- Bakalım arama ağını daraltabilecek miyiz. - Tamam.
Su aconsejada tesis se encuentra en el área de ensayo... de un inminente ataque con armas de destrucción masiva... tiene experiencia en la misma tecnología que los terroristas... están amenazando con usar.
Danışmanı olduğunuz kişi kitle imha silahı saldırısıyla ilgili bir depoda bulundu teröristlerin tehdit savurduğu teknolojide uzmanlığınız var.
Ray debe haber conectado el ordenador del prototipo a la red de área local de la empresa.
Ray prototipin bilgisayarını şirketin bölgesel ağına bağlamış olmalı.
Esta área es peligrosa.
Bu bölge tehlikeli.
A cada uno se le entrega una parte de un mapa del área que está debajo.
Her birinize aşağıdaki alanın haritasının bir bölümü verildi.
Aseguren el área.
Alanın güvenliğini sağlayın.
Felicity lo ha comprobado, y han cerrado toda esa área para toda la noche.
Felicity kontrol etti ve orası bütün gece komple kapalıymış.
Parece un área de montaje.
Depo alanı gibi de duruyor.
Hay un área de descanso a unos dos kilómetros al sur.
Bir buçuk kilometre kadar uzağında bir benzin istasyonu var.
El asesino más raro con el que he trabajado fue Archie Sutton, el estrangulador del área de servicio de camiones.
Birlikte çalıştığım en garip katil Kamyon Durağı Katili Archie Sutton'dı.
Cada área estaba representada :
Ordunun her bir kademesi oradaydı :
Y esta escuela pública no está en un área adinerada.
Üstelik bu devlet okulu zengin bir muhitte de değil.
Por ley, las empresas deben tener comités supervisores EX EJECUTIVO que consisten 50 % de representantes del área de los trabajadores.
Gerçek güç. Yasaya göre, şirketlerin üyelerinin yüzde 50'sinin işçilerden oluştuğu bir denetim kurulu oluşturma zorunluluğu var.
La nueva área que los trabajadores alemanes han defendido es cómo deben ser tratados en su tiempo libre cuando no están trabajando.
Alman işçilerinin en son savundukları alan işte olmadıkları boş zamanlarında nasıl muamele gördükleri.
Esta es un área donde no puede haber recortes de presupuesto.
Bu alanda bütçe kesintisine gidemeyiz.
Yo sabía quién votaría por mí en el área, hice campaña y luego... finalmente me eligieron.
O bölgede kimin bana oy vereceğini biliyordum. Kampanyamı yaptım ve nihayetinde seçildim.
Estamos peinando el área de alrededor.
Civardaki bölgelere bakıyoruz.
Hay una pequeña área milagrosamente intacta de la Caída del Arca.
Mucize eseri olarak kemer yağmurunun etki etmediği küçük bir bölge var.
Luego del vergonzante trabajo de la policía, el equipo CDI.. .. ha llegado al área.
Polisin hayal kirikligi yaratan calismasindan sonra, MAD ekibi su an olay mahalline ulasti.
Esta es una instalación gubernamental encubierta conocida como Área 52.
Burası gizli bir hükümet tesisi Bölge 52 olarak bilinir.
¿ No querrá decir Área 51?
51. Bölge 51'den bahsetmiyor musun?
La vieja Área 51 fue cerrada.
Eski Alan 51 kapandı.
Liga de la Justicia, habla el general Lane oficial al mando del Área 52, una instalación gubernamental ultra secreta.
- Adalet Ligi, General Lane Bölge 52'nin komutanı, Çok gizli bir hükümet kurulumu.
Entramos al espacio aéreo del Área 52.
Bölge 52 hava sahasına girdik.
La razón de ser de nuestro ataque al Área 52 era darnos una arma secreta para inclinar la balanza a nuestro favor.
Alan 52'deki baskımızın tamamı Bize gizli bir silah vermek oldu lehimize terazileri vermek için.
Lex Luthor me sacó del Área 52.
Lex Luthor beni Alan 52'den kurtardı.
Tenía negocios en el área? Estaba...?
O bölgede bir işi falan mı vardı?
Estoy muy lejos de esas nuevas coordenadas, pero hay un buque comercial en esa área.
Bu yeni koordinatların bayağı uzağındayım ama o alanda ticari bir deniz taşıtı var.
La vigilancia en el área de laboratorios del hospital siempre ha sido muy ligera.
Hastanenin laboratuvar kanadında güvenlik genelde önemsenmez.
Bien... hay tres teléfonos celulares de código de área 315 en allí.
Alan kodu 315 olan üç tane telefon var.
Hay un código de 928 área, también.
Bir de 928 alan kodu var.
Ahora, un hábitat mono ardilla fue descubierta recientemente y se superpone parcialmente el área que usted desea construir su recurso.
Şimdi, bir sincap maymunu yaşam Son zamanlarda keşfedilen Ve kısmen inşa etmek istediğiniz alan örtüşür Senin çare.
- ¿ Dónde están los cuerpos? - Area de aseo.
- Cesetler nerede?
Ellos pueden obtener un ascenso en el área de trabajo de escritorio.
Masa başı işinde terfi verebilirler.