Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / испанский → турецкий / Íba

Íba перевод на турецкий

43 параллельный перевод
A que íba a darle el dinero y a decirle que se fuera a casa.
O'na parayı verip eve gitmesini söyleyeceğim.
Mi padre le decía a mi madre... que se íba a la ciudad con los niños a hacer unas compras... y después se largaba a casa de su novia... mi profesora de quinto grado de la salud.
Babam, anneme birlikte erkek erkeğe bir gece geçirmeye gittiğimizi söylerdi. Oysa biz, babamın sevgilisinin evine giderdik. Beşinci sınıfların beden eğitimi öğretmeniydi.
¿ Y por qué íba a traerme mala suerte?
Neden kötü şans getireyim ki?
Quizá porque Ud. Íba a meterse en política, pensó que sería su última oportunidad.
Belkide bunun en son şansı olduğunu düşündü.
Pero alguien más íba a conocer a Satine esa noche.
Ama o gece başka biri daha Satine'le buluşacaktı.
Sabía que íba a ocurrir alguna otra cosa, era inevitable.
Yolda bir şeyler olacağını biliyordum.
Creí que estabas consiguiendo otra Van. Oh, lo íba a hacer,
Başka bir minibüs alırsın diye düşünmüştüm.
Bueno, disfrútalo, por favor. No sé si lo recuerdes, pero íba un par de años detrás de ti en Wellesley.
Hatırlıyor musun bilmiyorum ama Wellesley'de senden birkaç sınıf aşağıdaydım.
Me di la vuelta y venía directa hacia mí, qué íba a hacer?
Arkamı döndüğümde bana doğru geliyordu. Ne yapacaktım?
Yo íba a decir lo mismo.
Ben de aynı şeyi söylemek üzereydim.
Escribí esta canción para Héctor Lavoe alguien a quien realmente admiré desde que era niño y quería ser cantante. Recuerdo cuando íba por allá por Panamá con Willie Colón.
Bu şarkıyı, çocukluğumdan beri büyük saygı duyduğum onun gibi bir şarkıcı olmak istediğim Hector Lavoe için yazdım.
La última vez que estuve aquí, yo me íba ahora te vas tú.
En son burda olduğumuz zaman, ben ayrılıyordum, şimdi de sen.
No íba a sacar el arma a nadie.
Ben kimseye silah çekmiyordum.
Nunca había pensado en cómo íba a morír, Pero morír en lugar de alguíen a quíen amo me parece que vale la pena,
Nasil ölecegimi hiç düsünmemistim ama sevdigin birisi için can vermek, ölmek için güzel bir yol gibi görünüyor.
Sabía qu íba a morir, pude verlo en su ojos. Estaba tan mal herido.
Öleceğini gözlerinde görebiliyordum.
Quería que Amy llegara temprano porque íba a proponerle matrimonio.
Amy'nin eve erken gelmesini istedim çünkü ona evlenme teklifinde bulunacaktım.
¿ Cuánto tiempo mi esposa íba a continuar engañandome?
Eşim bana yalan söylemeye daha ne kadar devam edecek?
Quiero decir, um... algunas veces él íba a la tienda para cerrar... para limpiar ;
Bazen, dükkânı kapatıp, temizlemek için geri dönerdi.
Pops, te íba a pagar por esto, hombre.
Pops, ödeyecektim, adamım.
Y si ese era el camino que quiso, yo íba a honrar sus deseos.
İstediği buydu ve ben onun isteklerine saygı duydum.
Cariño, tú lo sostenías por mí mientras yo íba a por el cuchillo.
Ben bıçak altına yatmadan gözlüğümü saklaman ne kadar hoş.
Averiguó que su socio íba a encontrarse con el agente del caso original.
Ortağının, ilk davadaki ajanla buluşacağını öğrendi.
Hmm, talvez íba a volcarse en mí.
Belki beni satacaktır.
Dijo que íba a abandonar la minería.
Maden işini bırakacağını söylemişti.
De ninguna manera íba a dejar que se salga con la suya con lo que hizo.
Ama yaptığını yanına bırakamazdım.
El chico... íba a conducirles a la frontera y desde allí, Esther y su familia escaparían a pie.
Çocuğun onları sınıra götürmesi gerekiyormuş. Esther ve ailesi yolun geri kalanını yaya olarak gidecekmiş.
Todo íba de acuerdo al plan hasta que salimos al punto de encuentro.
Çıkış noktasına gidene kadar her şey yolunda gidiyordu.
Tan pronto como lo hizo, sabía que cualquier cosa que dijera íba a ser desechado por la Corte.
O polis bana bunu yaptığı an söyleyeceklerimin hepsi mahkemeye taşınacaktı.
¿ Qué más íba a hacer?
Başka ne yapacaktım ki?
Estás citando una peli. Quien íba a decirlo.
Bir filme gönderme yapıyorsun, ne günlere kaldık.
Son los certificados de nacimiento que dije que íba a conseguir.
- Alacağımı söylediğim doğum sertifikası.
Contínua. Yo pensaba que íba a ser solo cosa de una vez. Entonces, seis meses después, él regresó.
Bir seferlik bir iş olduğunu sanmıştım. 6 ay sonra geri geldi.
y dije que, por tu edad, tu rechazo a dejar de tomar y fumar, y, lo más importante, tu muy raro tipo de sangre, íba a ser imposible para ti conseguir uno?
... ve yaşın, sigarayı ve içkiyi bırakmaman, ve en önemlisi de çok nadir bulunan kan grubun yüzünden senin için yeni bir böbrek bulmak imkansız olacak dediğimi hatırlıyor musun?
Créeme, si hubiera sabido que su esposa se íba a llevar todo, nunca habría roto su matrimonio.
İnan bana, karısının her şeyi alacağını bilseydim evliliklerini asla sona erdirmezdim.
Justo íba a preguntarte por eso.
Ben de onu soracaktım.
Oh, vamos, íba a exponerte algo.
Sadece bir şey söyleyecektim.
¿ Pensaba que íba a volver?
Geri dönüyorsun sanıyordum?
Se íba hacia recepción.
Resepsiyona doğru gidiyordu.
Y de ninguna manera íba a dejar que eso pasara.. no de alguien como ella.
Ve bunun olmasına imkânı yok izin veremezdim onun gibi biri yüzünden olmasına.
Dos veces a la semana, ella íba a su casa.
Haftada iki kez evine giderdi.
Le íba a echar pegamento en toda la cara del niño idiota...
Artık örümcek pisliği diyelim. Onun şapşal yüzüne pislik süreceğim.
Yeah, ya sabes, íba a escribir tu nombre completo, pero no quería provocar tu primer ataque de corazón oficial.
Adının tamamını yazacaktım ama ama sana ilk resmi kalp krizini geçirtmek istemedim.
Una enfermera me dijo, que íba en contra de la recomendación médica.
Bu kulüp çevresinde çalışan küçük çocuktuk sen ve ben ve Nick zaman Bu hemşire tıbbi tavsiye aykırı olduğunu, bana diyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]