Translate.vc / испанский → турецкий / Ómnibus
Ómnibus перевод на турецкий
349 параллельный перевод
Yo me quedaré aquí hasta que pase un ómnibus.
Sanırım burada oturup otobüs bekleyeceğim.
Después tengo un viaje de 20 minutos en ómnibus desde Port Chester.
Sonra sanırım Port Chester'ın dışına 20 dakikalık otobüs yolculuğum daha var.
¡ Ahí está el ómnibus!
Monica, otobüs geldi.
Desde allí, irá en ómnibus hasta el 54o. Regimiento. - En el portón 13.
Oradan otobüsle, K-13'deki 54. gruba gideceksin.
- Tan pronto el bebé esté lo suficientemente fuerte, nos juntaremos en ese ómnibus nuevamente
Bebek yeterince güçlenir güçlenmez, o otobüste sana katılacağız.
- Si vamos rápido está el ómnibus.
- Hemen çıkarsak otobüsü yakalayabiliriz. - Tabii ki.
¿ Qué es esto, una terminal de ómnibus? ¡ En fin, Charles! No entiendo.
Charles, zilinizi tam üç kez çaldım.
Es algo que vi la vez que fui a Taxco. Fue algo rápido que vi desde el ómnibus.
Taxco'ya son gittiğimde otobüsle geçerken bir anlığına gördüğüm bir şey.
" P. D : El 14 de noviembre te espero cuando bajes del ómnibus.
" Not : 14 kasımda otobüsünü karşılayacağım.
Estoy en la terminal de ómnibus.
Otogardayım.
Y con lo que sobraba, compré dos pasajes de ómnibus a Barstow, California.
Geriye kalan parayla da iki otobüs bileti aldım. Ancak Kaliforniya, Barstow'a kadar.
Ese día que te llamé desde la terminal de ómnibus.
Hani o gün otogardan sana telefon etmiştim ya...
- Rápido o se va el ómnibus.
- Acele etmezse otobüsü kaçıracak.
- ¿ Cuándo sale tu ómnibus? - A las 5.
- Otobüsün kaçta kalkıyor?
¿ Conoces la Terminal de Ómnibus?
Port Authority Otobüs Terminali'ni biliyor musun?
Pregunta si llegó un ómnibus de Asbury Park. - Asbury Park.
Asbury Park'tan gelen otobüsün varıp varmadığını sor.
Tomó el primer ómnibus para ir a su lado.
O da ilk otobüse atladı ve senin hastane yatağına doğru koşuyor.
El ómnibus estar por marcharse.
Otobüs gitmek üzere.
- Sólo ponme en un ómnibus.
- Beni otobüse bindir.
Sólo ponme en un ómnibus.
Beni bir otobüse bindir yeter.
Sólo ponme en el ómnibus. No me enviarás al hospicio.
Beni otobüse bindir yeter.
de ómnibus, el cerebro, poco a poco, se nos escapa.
Beyin yavaş yavaş uçup gidiyor.
Porque se trataba de decir que si Italia ha perdido el ómnibus del petróleo es porque los industriales italianos, estos grandes industriales, jamás se han ocupado. ¿ Y usted sabe por qué?
Eğer İtalya petrol trenini kaçırmışsa bunun sebebi büyük sanayicilerinin ilgilenmemiş olmasıdır.
El ómnibus estará reparado.
Okul otobüsü kullanıma hazır efendim.
Hombres y equipos fuera del ómnibus.
Ekipmanınızı alıp otobüsten inin.
- Todavía no circulan los ómnibus.
- Bir şekilde giderim.
- Recuéstate en la parte trasera del ómnibus.
- Otobüsdeysen arkana yaslan.
- El ómnibus espera.
- Otobüs bekliyor.
Que tendré que usar un ómnibus por hogar, es lo que dicen
Hepsi, bir an önce otobüse binip Evin yolunu tutacağımı sanıyor.
El ferrocarril fue reemplazado por el ómnibus y el taxi que aún son los medios principales de transporte público en la 3ª Avda.
Velhasıl, ET hattının yerini otobüsler ve taksiler devraldı ki bugün dahi varlıklarını toplu taşımacılıkta koruyorlar.
Si esto fuera el cerebro, tendríamos el tranvía a caballo el ferrocarril y el ómnibus funcionando en forma simultánea redundante y competitiva.
Eğer bu beyin olsaydı, hem troleybüsleri hem treni, hem otobüsleri aynı anda rekabet içinde çalışıyor görebilirdik.
Disculpen, ¿ cuánto hay hasta la próxima parada de ómnibus?
Affedersiniz, bir sonraki durağa kadar ne kadar var?
¡ Esta es una parada de ómnibus!
Otobüs durağı burası!
Anciano, ¿ quieres que pare el ómnibus y te eche fuera?
İhtiyar, otobüsü eğleyip aşağı atayım mı seni?
Ty, estás loco, debes regresar al ómnibus.
Ty, deli olma.
¿ Éste es el ómnibus para Cartagena?
Bu otobüs Cartagena'ya mı?
Bien. ¿ Me puede decir si éste es el ómnibus que va a Cartagena? Sí.
Bana söyleyebilir misiniz, bu otobüs Cartagena'ya mı gidiyor?
¡ Eh, está en el ómnibus equivocado!
Hey, yanlış otobüstesin! Bayan Wilder!
¡ Señorita Wilder! Se tomó el ómnibus equivocado.
Yanlış otobüse bindi.
¿ Es éste el ómnibus a Cartagena?
Bu otobüs Cartagena'ya mı?
No tiene que caminar. Vendrá otro ómnibus.
Yürümek zorunda değilsin.
¿ Otro ómnibus? ¿ En serio?
Başka bir otobüs mü?
- ¿ Habrá otro ómnibus?
- Başka bir otobüs olacak mı?
- Pero me dijeron que este ómnibus...
- Ama bana dediler ki bu otobüs.
Primero, la estúpida de la mujer, tomó el ómnibus equivocado.
İlk olarak, aptal kadın yanlış otobüse bindi.
¡ Calculo que perdí casi 15.000 dólares en el accidente del ómnibus!
Lanet olsun! O otobüs kazasında 15000 dolara yakın para kaybettim.
Pero a la mañana hay un ómnibus que los lleva.
Fakat sabahleyin, her zaman bir otobüs vardır.
Esperarán a que yo tome el ómnibus mañana.
O iyi. Sabahleyin otobüsle gitmem için beni bekleyecekler.
Un pasaje de vuelta para Auriol en el ómnibus, para el martes.
Auriol'a otobüs bileti. Salı günü!
¿ Este es el ómnibus a Fresno?
Fresno'ya giden sabah otobüsü mü?
Allí, detrás de la esquina, está la parada del ómnibus trigésimo.
Köşede duruyor.