50 перевод на турецкий
22,776 параллельный перевод
Mes 7,50 m? Des papaouettes, au Pays des Géants.
24 ayak daha, Devler Ülkesi'nin tadı tuzudur.
- On parie 50 $?
- 50 Dolar'a bahse var mısın?
Si je trouve la référence... à moi les 50 balles!
Neredeydi, şunu bir bulsam. Hmm, 50 dolarını almak istiyorum.
- 50.
- 50.
D'accord, 50!
Peki, 50.
On avait dit 50.
50 bine anlaşmıştık.
On l'appelle l'homme qui vaut 50 millions.
Ona 50 milyon dolarlık adam diyorlar!
- Un bonus de 50 millions. - Trois fois rien.
- 50 milyon dolar imza primi.
50 millions, c'est trois fois rien?
- Hiçbir şey. 50 milyon dolara hiçbir şey mi diyorsun yani?
Pour l'instant, j'ai que 50 millions mais ça fera l'affaire.
Elimde sadece 50 milyon falan var ama yeter herhalde.
Boucliers déflecteurs à 50 %, nous subissons de lourds dommages.
Saldırıcı kalkanlar % 50 düştü, çok ağır hasar aldık.
Il faisait la navette entre leur maison à 50 km à l'ouest de Newark et l'usine.
Evden ayrıldı O ve Şafak birlikte hazırlandı 49 Newark, DE bölgesinin km batısında Mutfaklar :
Quand la fourgonnette est à 50 km / h... vous devez être à 70...
Minibüs saatte 50km hıza ulaştığında siz 70'e ulaşmış olmalısınız...
Je propose de relocaliser les Noirs du sud dans tout le pays jusqu'à équilibrer les proportions raciales dans les 50 États.
Güneyli zencileri tüm ülkeye tehcir etmeyi öneriyorum ırk oranları 50 eyalette eşitlenene kadar.
Mes parents me répétaient de viser les étoiles, ensuite, mes collègues de la police m'ont dit de viser la bague au doigt, et puis ma femme est morte, et je me suis mis à viser les bouteilles de 4 litres à 1,50 $.
Ailem yıldızlara ulaşmamı, ordudaki arkadaşlarım başarıya ulaşmamı söylediler. Ardından karım öldü ve ulaşa ulaşa elli papel ederindeki bir galonda gelen ne varsa ona ulaştım.
- Nom de Dieu, 50 $ le shot de tequila?
Yuh, bir shot tekila 50 dolar mı?
Je ne peux pas mourir sans avoir essayé un shot à 50 $.
Bir shot'ı 50 dolar olan tekilayı denemeden ölemem.
Maham a pris le Sénat sous son contrôle... et s'est proclamé comme le Chef du Sénat.
Ve sonra? Maham, Senato'yu kontrolüne aldı. 1159 01 : 45 : 48,080 - - 01 : 45 : 50,440 Kendini Senato Başkanı olarak ilan etti.
Seulement 50 cents de plus.
50 sent daha pahalı. Bunu almalıyım.
Vous héritiez de 50 % du patrimoine, dont la maison sur la 87e Rue, estimée à 10 millions de dollars.
Annesinin gayrimenkullerinin yarısı size kaldığı için çılgına döndü. Yani 87. caddedeki o ev. Şu an piyasa değeri 10 milyon dolar mı?
50 CENT CHANTEUR
50 CENT MÜZİSYEN
CONNquest a disparu du top 50.
CONNquest, Billboard listelerinden çıkmıştı.
11,50.
On bir elli.
Deux camions, ça doit contenir une cinquantaine de millions.
Panikliyor. İki kamyonsa 50 milyon dolar falan olur.
Je partagerai 50 000.
Elli bin veririm.
On a pu voir des personnes vivre 50 ou 60 ans avec des accidents ponctuels.
Bazı insanlar 50-60 yıl kadar arada bir krizle yaşarlar.
Non mais attendez quand vous dites qu'on peut vivre normalement 50 ou 60 ans?
Bekleyin. Peki bazı insanlar 50-60 yıl yaşıyor diyorsunuz?
Vous, vous parlez au total?
Demek istediğim, toplam 50 mi yani?
ou vous dites à partir du diagnostic?
Yoksa teşhisten sonra 50 yıl mı?
On me paie 50 euros par décès.
Ölüm başı 50 avro.
En voilà 50.
50 tanesi burada.
Je vais écrire... cinquante... mille dollars.
Buraya yazıyorum... 50,000 dolar.
- 50 000 dollars.
- 50,000 dolar.
Donc, notre gentil agent des Services Secrets, tu vas prendre l'escalier jusqu'au balcon.
Aynı zamanda 50 gizli servis ajanı var. Siz merdivenlerden balkon bölümüne çıkın.
Transportant 50 canons, peut-être plus.
Elli silah taşıyor, belki de fazlası.
Une ville... vivant dans un monde où elle n'a pas lieu d'être, défiant toute raison et refusant d'être délogée, mais croissante et... un lieu qui, d'ici 50 ans et quand je serai loin
Bir şehir. Olmaya hakkı olmayan bir yerde canlı ve yaşayan bir şehir. Tüm sebepleri hiçe sayarak boşaltılmayı reddeden ama gelişen...
Avec 50 % de rabais, bien sûr.
Elbette, % 50 indirim alacaksınız.
Je suis devant des insurgés radicaux armés d'Α.K. et d'un calibre.50, pré ts à pulvériser mon Rover jusqu'au Zimbabwe.
Karşımda kalaşnikoflu çok sayıda asi ile benim Rover'ı Zimbabwe'ye uçuracak... 50 kalibrelik makineli tüfekli bir kamyonet var.
50 % de risque que les Martyrs nous trahissent.
Bu adamlar % 50 aleyhimize dönüp işimizi burada bitirirler.
22h 50
22.50 Hey.
De 40 à 50 véhicules, dont des porteurs d'arme.
40, 50 araç görüyorum, silahlandırılmış kamyonetler de var.
Je suis montée, le type aux lunettes m'a filé 50 000 $ pour raconter une histoire.
Yukarı çıktığımda gözlüklü adam bir hikaye anlatmam için 50.000 dolar teklif etti.
C'est juste que je ne pensais pas que tu le ferais encore à 50 ans.
50 yaşına kadar bunu yapmanı beklemiyordum ama...
Serait-ce notre podcast sur Omnibus qui est arrivé dans le top 50 sur iTunes? Ooh. Ou, serait-ce Jamie Oliver qui est arrivé hier pour discuter
Hazırladığımız seçme şarkıların iTunes'da ilk 50'ye girmesi mi Jamie Oliver'ın Stig Arnold'la şişman çocuklar hakkında konuşacak olması mı?
Qu'est-ce que tu dis de ça? On fait 50-50.
Şuna ne dersin, yarı yarıya yapalım.
Energie temporelle à 50 %.
Zamansal enerji % 50.
50 %
- Miko, uyan. Miko!
Oui, dix minutes plus tard et 50 kilomètres trop loin.
Evet, 10 dakika sonra 30 mil uzağa bırakıldım.
Qu'ils aient dix ou 50 ans, ils finissent par prendre...
Diler 10 yaşında, dilerse 50 yaşında olsun...
forcerait le monde à savoir que
Öyle bir yer ki 50 yıl sonra ben öldüğüm zaman dünyayı bir şeyi bilmeye zorlayacak.
50 000.
- 50 bin.