Abe перевод на турецкий

- Abe, c'est ça.

- Abe, evet.

et il m'a répondu : "Pour être honnête, ce vieil Abe sera bientôt aussi utile qu'un nettoyeur de crachoir dans un bordel".

"Bizim Abraham..." demişti,... "olsa olsa genelevdeki tükürük hokkası kadar işine yarar."

Le vieux Abe possède les pompes, mais surtout, il boit et il don t.

Pompaların sahibi Yaşlı Abe. Ama sürekli içer ve uyur.

Elle et Jerry formaient un sacré couple. Comme Abe Lincoln et Mary Todd.

Jerry ve o oldukça yakındılar Abe Lincoln ve Mary Todd gibi.

As-tu dit, "Abe Lincoln"?

"Abe Lincoln" mı dedin?

Non, je n'ai pas dit, "Abe Lincoln." j'ai dit, "et, Blinkin!"

Hayır, "Abe Lincoln." demedim. "Hey, Blinkin." dedim.

Abe, racontez-leur votre vie incroyable.

Abe, onlara şaşırtıcı hayatını anlat.

- Vous venez?

- Abe, geliyor musun?

- Bonne nouvelle, Abe.

- Sana iyi haberlerim var, Abe.

George, Abe et les autres, voici une chanson juste pour vous.

George ve Abe'e ve geri kalan herkese, işte sizin için özel bir şarkı.

Vous imaginez "l'Honnête Abe" à un jeu télé?

Abraham Lincoln Quiz Show'da ne yapardı acaba? Dürüst Abe mi?

Abe Rimmer...

Abe Rimmer.

Puis à Charing Cross, pour envoyer un télégramme à mon ami Abe Rimmer.

Opera sarayı ve ardından arkadaşım Abe Rimmer'a telgraf göndermek için

"Salutations, Abe Rimmer."

Saygılar, Abe Rimmer.

- Je peux te prendre la pommade?

- Abe, merhemini ödünç alabilir miyim?

Qu'est-ce que tu as?

Derdin nedir, Abe?

Montre-lui, Abe!

Göster ona, Abe! İstifa et!

Selon les ouvrages spécialisés, Lincoln était un "visiteur", comme Gorbachev et Colson, le conseiller de Nixon.

Broşüre göre, Abe Lincoln bir "içeri giren" miş. Ve Mikhail Gorbachev. Ve Nixon'ın danışmanı Charles Colson da öyle.

Maman, Abe et toi avez beaucoup en commun. Il s'est fait escroquer par le télémarketing.

Ben de gelebilir miyim?

Bien. Tu sais, Abe a passé un bon moment avec toi, dimanche. - Je l'aime!

Homer, babanın aşık olmasına neden karşısın?

- Pourquoi m'a-t-elle quitté? - Salut, Abe.

Biliyor musun, anneannem bana iyi davranan erkek arkadaşlarını çok sever.

COURAGE, ABE!

Bebeklere verecek param yok.

Que fais-tu d'Abe Simpson?

Alo, Bart.

Hé, vire ton chapeau!

Ya Abe Simpson?

Oh, Abe, peut-être que Homer sera président un jour.

Oh, Abe, belki Homer'ımız bir gün büyüyüp başkan olur.

- Salut, Abe.

- Selam, Abe.

- Mais Abe devait avoir ses raisons. - Peut-être.

Çok üzülmüş olmalısın.

- Où étais-tu passée?

Fakat Abe'in kendi nedenleri olmalı.

Un monde qui ouvrirait les portes aux femmes comme moi. Mais Abe était figé dans un monde de plastique et de conservatisme.

Vahşi, kontrolsüz olan sakalları benim gibi bir kadına değişimin ve baş kaldırmanın kapılarını açtı.

Regarde-moi ces pattes! On dirait une fille.

Fakat Abe'i o Madison Meydanı oturma stilinde bıraktı.

Des mesures radicales s'imposaient pour arrêter cette machine de guerre. J'ai couché Homer, Abe.

Savaş makinesini durdurmak için sert önlemler almalıydık.

Et maintenant, je sors. Ne m'attends pas.

Homer'ı yatağına yatırdım, Abe.

Tu as sacrément vieilli.

Abe! Ne kadar çok yaşlanmışsın.

Tu as été une mauvaise épouse, et je ne te pardonnerai jamais! - On peut faire l'amour? - Oh, Abe.

Çürümüş bir eştin ve seni hiçbir zaman affetmeyeceğim.

J'aurai essayé.

Lütfen? - Abe!

Contre... si vous venez demain... ça sera juste un autre coup d'Abe Henry.

- Kötü yanı eğer gelirsen, iş Abe Henry'nin başarısı olur.

Abé n'était pas si fort que ça, en fait.

O kadar da sert bir çocuk değildi.

- Abe?

- Abe?

Alors Abraham...

Sey, Abe...

Que veut dire "abé"?

"a'aç" ne?

Montre-moi abé.

Bana a'aç göster.

Abé, arbre.

A'aç - agaç

Abe Lincoln?

İyi götürürdü.

Au contraire, on donne nos coordonnées bancaires et si c'est le numéro gagnant, on empoche le pactole.

Anne, Abe'le senin bir sürü ortak yanınız var.

C'est moi.

Biliyor musun, Abe geçen Pazar günü seninle çok güzel vakit geçirmiş.

Mais, papa...

- Selam Abe.

Abe?

Abe?

Tu t'es fait avoir. Abe, Homer n'est-il pas mignon?

İşte hileli kısım.

Sûrement.

Abe, Homer ne kadar tatlı değil mi?

- Abe?

Hiç bir kapı burnumu sokmaktan alıkoyamaz beni.

Oh, Abe.

Kötü haberlerim var.