Translate.vc / французский → турецкий / Amara
Amara перевод на турецкий
178 параллельный перевод
Amara.
Amara. Amara!
Amara!
Amara!
- Que se passe-t-il?
- Ne var? Ne oluyor? - Amara.
- Ils ont enlevé Amara.
Amara'yı kaçırdılar.
Dès qu'on aura le Joyau d'Amara, tu regretteras...
Evet. Amara Mücevheri'ni ele geçirdiğimiz zaman buna pişman olacaksın.
Le Joyau d'Amara?
Amara... Amara Mücevheri mi?
Il dit que le Joyau d'Amara serait dans "la Vallée du Soleil".
Amara Mücevheri'nin Güneş Vaddisi'nde olduğunu yazıyor.
Le Joyau d'Amara.
Amara'nın Mücevheri.
Demain, on ira chez Amara Black, zone JJ, case AN 50, Mill Basin.
Yarın, JJ bölgesi, harita alanı AN-50'deki Mill Basin'deki Amara Black'e ulaşabiliriz.
Amara...
Amara...
Amara était difficilement une amie.
Amara'ya arkadaş demesi zor.
Comme toi et Katherine et Elena, causé par la propagation du pêché de Silas et d'Amara.
Tıpkı sen, Katherine, Elena gibi. Bütün bunlara Silas ve Amara'nın günahının dalga etkisi neden oldu.
Est-ce là où est Amara en ce moment, enfermée dans une tombe?
Amara şu anda orada mı? Bir mezarlıkta kilit altında mı?
Amara n'est pas enfermé dans une tombe.
Amara bir mezarlıkta kilitli değil.
Puis je l'ai enfermé dans cette tombe avec le remède, pensant que finalement, il le prendrait et se tuerait lui-même pour être avec Amara pour réaliser qu'il était coincé avec moi pour toute l'éternité.
Sonra onu, tedaviyle birlikte, eninde sonunda içip, .. kendini, Amara ile olabilemek için öldüreceğini.. .. sonra da benimle birlikte sonsuzluğa yakalandığının..
Pour commencer le plan complet de Silas était de se tuer, de passer là où il devait passer, et d'être réuni avec sa petite-amie morte Amara.
Başından beri kötü adam Silas'ın tüm planı kendini öldürüp her nereye geçecekse oraya geçmek ve ölü kız arkadaşı Amara'ya kavuşmaktı.
Félicitations, Amara.
Tebrikler, Amara.
Son nom était Amara...
Adı Amara'ydı...
Comme le sait Amara... il y a des destins bien pire que la mort.
Ve Amara'da şimdi bildiğine göre... ölümden çok daha kötü kaderler var.
Tu es en vie, Amara.
Yaşıyorsun, Amara.
Tu pensais que je ne pouvais pas faire ça seul, Amara.
Bunu tek başıma yapamayacağımı düşündün, Amara.
Elle s'appelait Amara.
Adı Amara'ydı.
Tu as peur que ça ait quelque chose à voir avec ce qui est à l'intérieur... Amara.
İçindekiyle bir alakası olabilir mi diye korkuyorsun Amara.
Son nom était Amara.
Adı Amara'ydı.
Amara.
Amara.
Tu as besoin d'un nouveau tour, Amara.
Yeni bir şeyler bulmalısın, Amara.
Ton fils est mourant, Amara.
Oğlun ölüyor, Amara.
Amara.
Mike. Amara.
Son nom... est Amara.
Onun adı Amara.
Elle s'appelle Amara.
Onun adın Amara.
C'est bien. Ça doit être Amara.
Bu da Amara olmalı.
- Amara a faim.
Amara'nın karnı acıkmış.
Je pense qu'Amara est les Ténèbres.
Sanırım Amara, Karanlık.
Elle s'appelle Amara.
Onun adı Amara.
- Amara est les Ténèbres.
Sanırım Amara Karanlık.
Amara est un joli prénom.
Amara güzel bir isim.
C'est comme ça que la charmante Jenna l'appelait, juste avant qu'Amara n'avale son âme.
Sevimli Jenna Amara onun ruhunu emmeden önce öyle diyordu.
Amara, chérie.
Amara tatlım?
Tu as une connexion avec Amara.
Amara açıkça sana tepki veriyor.
Amara semble grandir très rapidement et pas seulement en maturité, mais aussi en confiance et en force.
Amara her şeyi ile çok çabuk büyüyor. Sadece yaşlanmak değil güç ve kendine güveni de öyle.
Amara est les Ténèbres.
Sanırım Amara Karanlık.
- Elle a faim, elle grandit.
Amara aç. O büyüme sürecinde bir çocuk.
On a aucune piste sur Amara, autant aller voir ça.
Amara ile ilgili bir iz yok. Gidip bakalım derim.
Vous savez si elle est encore ici?
Amara'nın şimdi nerede olduğunu biliyor musun? Hala kasabada mı?
Je cherchais Amara, je veux qu'elle me remette comme avant.
Hayır, Amara'yı arıyordum. Beni eski haline getirmesini isteyecektim.
Amara était ici?
Bekle Amara burada mıymış?
Je crois qu'Amara lui a pris son âme.
Sanırım Amara onun ruhunu emmiş.
Alors Amara pousse comme de la mauvaise herbe radioactive?
Amara radyoaktif bir bitki gibi mi büyüyor?
Toutes ces coquilles vides qu'elle laisse derrière.
Amara'nın arkasında bıraktığı boş bedenlerle.
Amara a peut-être croisé quelqu'un d'autre.
Belki Amara'nın ruhunu aldığı başka biri daha vardır.
Le Joyau d'Amara?
Bir şey mücevheri arıyorlar.