Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / французский → турецкий / Annabeth

Annabeth перевод на турецкий

271 параллельный перевод
Ma fille Annabeth tient le choc?
Kızım nasıI? Annabeth ne durumda? - Dayanmaya çalışıyor.
Le jour de votre mariage, je lui ai dit... qu'elle épousait un homme de la vieille école.
Nikahınızda Annabeth'e öyle demiştim. Kendine eski, gerçek erkeklerden buldun.
Annabeth a pu s'endormir?
Annabeth yattı mı?
Tenir compagnie à Annabeth.
Annabeth'le otururum.
"Katherine Markum... " la fille bien-aimée de James et Marita... " belle-fille d'Annabeth...
Şöyle yazıIsın : "Katherine Markum James ve müteveffa Marita'nın sevgili kızı Annabeth'in üvey kızı kızkardeşleri Sara ve Nadine'in ablası."
Annabeth a une envie de cigarette.
Annabeth sigara istiyor. Sigara alacağım.
À Annabeth et Jimmy... À tout ça.
Zavallı Annabeth ve Jimmy'yi bu tür şeyleri.
Tu sais... je me suis assis là, ces dernières années... à attendre que Katie rentre.
Biliyor musun, ben... Son birkaç yıIdır burada oturup Katie'nin bir yerlerden dönmesini beklerdik. Gece yarısına doğru Annabeth'e :
Vers minuit, je disais à Annabeth... "Je vais m'asseoir sur le porche."
"Biraz verandada oturacağım." derdim.
Annabeth nous a prévenus.
Annabeth burada olduğunu söyledi.
Michelle Annabeth Flaherty... je t'aime... plus que je ne pourrais... jamais l'expliquer à ce moment précis.
Michelle Anabeth Flaherty, Seni şu an... hiç bir zaman... anlatamayacağım kadar çok seviyorum.
James Emanuel Levenstein... et Michelle Annabeth Flaherty... je vous prononce mari et femme.
James Emanuel Levenstein... ve Michelle Anabeth Flaherty, Şimdi sizi karı ve koca ilan ediyorum.
Emily Annabeth Locke, en moins de 10000 mots.
Bin veya daha az kelimede... Emily Annabeth Locke.
Vous devriez savoir qu'Annabeth Jenkins, du "Mandalay Bay", a un parcours irréprochable, alors vous devriez... suivre son exemple.
Piper, şunu bil ki Mandalay Bay'deki Annabeth Jenkins çok yüksek puanlar aldı. Senin işin zor olacak doğrusu.
C'est Annabeth qui traite avec la police.
Polisle sürekli konuşan Annabeth'ti.
Annabeth, la veuve de Mars Wurmbrand.
Annabeth Wurmbrand. Mars Wurmbrand'ın dul eşi.
Annabeth.
Annabeth.
Annabeth!
Annabeth!
- Annabeth, où es-tu?
- Annabeth, neredesin?
- Annabeth!
- Annabeth!
Je vais chercher Annabeth.
Ben Annabeth'i getireyim.
Annabeth, n'ouvre pas les yeux!
Sakın bakma, Annabeth! Gözlerini açma!
Tu es vraiment une demi-déesse qui sait conduire!
Annabeth, harikaydın, tam bir yarı-tanrı işi!
Annabeth, je suis très fière de toi.
Annabeth, öyle gurur duydum ki seninle.
- Il décrit Annabeth.
- Annabeth'i tarif ediyor.
La victime était Annabeth York, 31 ans, un membre de l'équipe technique de l'Ambassadeur Fanshawe.
Kurban, Annabeth York, 31 yaşında, Fanshawe büyükelçiliğinde bir teknik personel üyesi.
Écoutez, Annabeth avait essayé de me contacter la soir de la fête. Est ce qu'elle a dit ce qu'elle voulait?
Bakın, Annabeth parti gecesi benimle bağlantı kurmaya çalıştı.
Le gamin qu'Annabeth a innocenté du meutre de sa copine
Çocuk Annabeth, kız arkadaşını öldürmekten onu aklamamış mıydı?
Nous avons également des preuves que Annabeth York avait de nouvelles informations concernant l'affaire.
Annabeth York'un kendi davasıyla ilgili yeni bilgilere ulaştığına dair kanıtlar var.
Annabeth était mon sauveur.
Annabeth hayatımı kurtardı.
Je vous sens, Wignall, à la soirée, dans le placard, vous vous cachiez après avoir étranglé Annabeth York.
Seni hissediyorum, Wignall. Partide, Annabeth York'u boğduktan sonra dolapta saklandın.
Annabeth est venue vers toi à la fête.
Partide Annabeth sana geldi.
Annabeth savait que les témoins avaient raison pour la voiture.
Annabeth tanıkların araba konusunda haklı olduğunu biliyordu.
Vous, monsieur, avez étranglé Annabeth York, et, vous, monsieur, avez étranglé Sarah Peele.
Annabeth York'u boğan, sizdiniz, bayım..... ve Sarah Peele'i boğan da, sizdiniz, bayım.
AnnaBeth Nass et son mari Jake?
AnnaBeth Nass ve kocası Jake.
Tu connais Peut-être que tu pourrais lui parler.
Sen Annabeth'i tanıyorsun değil mi?
Mais, Annabeth, tu ne peux pas continuer à cacher la vérité à la ville.
Ama, AnnaBeth kasabadakilerden gerçeği saklamaya devam edemezsin.
Je t'ai entendu ici avec Annabeth.
Annabeth ile konuşmanı duydum.
AnnaBeth, quelque chose ne va pas?
AnnaBeth, bir sorun mu var?
Je cède la parole à Anna-Beth pour les autres affaires des Belles.
Şimdi sözü diğer Belle işleri için Annabeth'e veriyorum.
Et Annabeth j'ai besoin que tu t'assures que tout le monde se trouvant dans ce camion doit voter pour Lavon
Ve Annabeth, senden gidip o karavanda her kim yaşıyorsa, Lavon'a oy vereceğinden emin olmanı istiyorum.
Annabeth.
- Annabeth.
Oh, laisse tomber, Annabeth.
Oh, yapma, Annabeth.
Uh, tu sais, Annabeth nous a offert un aperçu unique maintenant.
Uh, biliyorsun, Annabeth eşsiz ön seziyle bir teklif yapıyor şu anda.
J'étais debout toute la nuit à penser au petit plan d'Annbeth's, et je pense vraiment que c'est pas une bonne idée.
Bütün gece Annabeth'in küçük planını düşünerek geçirdim, ve bunun iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum.
Annabeth, je sais que tu es connue pour commenter le physique du maire, mais je n'avais pas réalisé que...
Annabeth, Başkan'ın vücudu hakkındaki, yorumlarını biliyorum, ama farkına varmamıştım...
Annabeth, j'arrive pas à croire que tu ne me l'aie pas dit.
Annabeth bana söylemediğine inanamıyorum.
Lavon Hayes et Annabeth Nass, est-ce que vous sortirez ensemble à la fête?
Lavon hayes ve Annabeth Nass, Partiye geliyor musunuz?
Annabeth et moi n'avons pas de rendez-vous.
Annabeth ve ben birlikte değiliz.
Annabeth Nass, tu n'es pas une idiote.
Annabeth Nass, sen aptalın teki değilsin.
Je sens aussi que vous teniez profondément à Annabeth.
Annabeth çok değer verdiğinizi hissediyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]