Translate.vc / французский → турецкий / Application
Application перевод на турецкий
1,048 параллельный перевод
Le procédé, dès son application produirait l'effet Génésis.
Cihaz çalıştırıldığı anda... Yaradılış Etkisi'ne sebep oluyor.
Une fois que le plan de bataille mis en application, rien ne peut le stopper.
Biz de sizi bekliyorduk.
Si notre souci était criminel et notre application un délit... nous plaidons coupables.
Eğer duyarlılık ve çaba göstermek suçsa sanırım hepimiz suçluyuz.
Le maître prit une pousse de bambou et la mastiqua avec application.
İhtiyar şinacku kökünü ısırdı ve bir süre çiğnedi.
Puisque vous êtes étrangers, nous retardons l'application de la loi.
Wes, panelinden Mühendisliği uyar, tamam mı? Deniyorum.
Mais nous venons de voir l'application d'un principe légèrement différent.
Ancak az önce gördüğümüz farklı bir prensipti.
En application de la modification statutaire récemment adoptée, nous devons décider par le vote si les Lambda doivent être expulsés et leur charte nationale révoquée.
Yeni yürürlüğe giren yasaya dayanarak şimdi bu üyeleri konferanstan atıp atmayacağımızı ve ulusal üyeliklerine son verip vermeyeceğimizi oylamalıyız.
Mais l'application reste difficile. - Capitaine? - Data, qu'est-ce que c'est?
Barış, ya da onun görüntüsü, genelde savaşın açılışıdır.
"Les jeunes hommes qui n'ont appris aucun métier, " qui manquent d'énergie ou d'application, " ont tout intérêt à rester près de parents qui s'occupent d'eux.
"Hiç birşey yapamayan yeteneği veya isteği olmayan gençler velilerinin, yardım alabilecek yerde kalmaları daha iyi olur".
Avec un peu d'application et de précaution envers le papier, il pourra être réutilisé.
Birazcık dikkatle Wes, kağıt tekrar kullanılabilir.
Un mois d'application. Tu n'y crois pas?
Daha bir ay kullandım, inanabiliyor musun?
Sinon... on met le plan Frank Buckman en application.
Olmazsa Frank Buckman'ın planını devreye sokarız. İyi, değil mi?
Et tant qu'on n'aura pas rétabli la peine de mort... on dépend de l'application de longues peines.
ve idam cezasını geri getirinceye kadar... uzun cezaların çekilmesini sağlama yeteneğimize dayanmak zorundayız.
En conséquence, la cour condamne l'accusée, en application du code pénal, à la réclusion criminelle à perpétuité.
Bu nedenle sanık ceza kanununun 304. Maddesi uyarınca ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştır.
Cybernox, fabriqué par Mendox Chemical Company, avec une application générale dans le traitement de l'arthrite rheumatologique...
Cybernox. Mendox Kimya Şirketi'ne ait. Genel kullanım alanı romatoid artrit tedavisi ve ilgili hastalıklar.
Tu as déjà un boulot dans l'application de la loi, Barry.
Emniyet teskilati içinde bir isin zaten var Barry.
Continuez l'application pendant deux minutes.
Sıkışma yavaşlatıcısını iki dakika daha çalıştırın.
Impossible. Il n'existe pas d'application de cette théorie.
Bu teori ile ilgili bilinen hiç bir uygulama yok.
Couleurs obtenues sur une surface par application d'un pigment.
Yüzeyde bir renk maddesiyle oluşturulan renkler.
- Mon père préparait la chasse avec une application si humble, que pour la 1 re fois de ma vie, je doutai de sa toute puissance.
Babam bu uygulamalarla av mevsimine hazırlandı ve ben onun her şeyi yapabilme gücünden, ilk kez şüpheye düştüm.
Le bureau d'application des peines a reçu le rapport sur M. Bartell, sa fiche signalétique,
Şartlı salıverme kurulu Bay Bartel'in sağlık raporunu almıştır. Kimlik numarası, 44.
Oui à l'application.
Çalışkanlığa "evet" deriz.
Vous avez toujours insisté sur l'application du code d'honneur. J'essaie juste de le faire comprendre aux recrues.
Okulun şerefini korumak için bunun ne kadar... önemli olduğunu hep siz söylersiniz efendim..
L'application de ce plan s'avère plus difficile.
O planı uygulamanın zahmetli olduğunun bir kanıtı.
Il n'y a aucune méthode pratique d'application.
Şu ana kadar pratik bir uygulama bulunamadı.
Application thérapeutique sur l'ALD. "
.. ALD için tedavisel uygulama. "
LE JUDENRAT - Le Conseil juif composé de 24 élus veille à l'application des ordres du régime, comme l'établissement des listes de travail, de vivres et de logement, et reçoit les plaintes.
JUDENRAT Yahudi Heyeti ; iş ekipleri, yiyecek ve k0nut k0nularında Krak0w'da rejimin emirlerini yerine getirmekten bizzat s0rumlu 24 seçilmiş Yahudi'den
C'est une application pour faire des rencontres.
Dice bir randevu uygulaması.
Vous savez tous très bien quels gros efforts j'ai toujours faits pour ne pas être trop sévère ni rigide dans l'application de nos lois.
Hepiniz çok iyi biliyorsunuz ki kanunlarımızı uygularken katı ve hoşgörüsüz olmama adına zaman zaman kendi başımı ağrıtıyorum.
Il me reste l'application des peines ou la cour d'appel.
İki şansım var : bir af kurulu veya federal bir temyiz mahkemesi.
Je savais pas qu'il fallait un avocat pour l'application des peines.
Bir af başvurusu için avukata ihtiyacın var.
On prépare l'appel à la cour fédérale et à la Cour suprême. Là, c'est l'application des peines.
Temyizleri federal ve anayasal mahkemelerde yapacağız fakat bu bir af kurulu.
C'est peut-être irréaliste, mais ce que je veux dans la vie, c'est une véritable application de la démocratie et de la tolérance.
Gerçekçi gelmeyebilir ama demokrasi ve toleransa gerçek bir geçiş bekliyorum.
On ne peut pas devenir scientifique si l'on ne croit pas que la connaissance de l'univers et tous ses pouvoirs sont d'une valeur intrinsèque aux yeux de tous. Il faut partager ces connaissances et permettre leur application. Il faut ensuite accepter les conséquences.
Evrenin sana sunabileceği gerçek değeri, bilmeden asla bir bilim adamı olamazsın, ve bu bilgiyi de birileriyle paylaşmalısın... ve uygulanmasana izin verdiğinde sonuçları ile yaşamayı istersin.
La mise en application de ce code n'était pas prévue avant 48423.
Bu şifre anahtarında göre, bu çeşit bir kod, Yıldız Tarihi 48423'e kadar uygulanmadı.
L'application même des fondements démocratiques.
Bu bir çeşit demokratik sistem
En application du décret D-17 conféré à la Nerv... évacuation des citoyens dans un rayon de 50 kilomètres.
NERV'in yetkisi dahilinde belirtilen özel bildiri D-17'ye dayanarak 50 km içerisindeki herkes acilen tahliye edilsin.
Il n'y a rien de magique, seulement l'application d'énergies...
Sadece belli enerjilerin uygulanmasıyla hücrelerin iyileşmesi ve yeniden inşası söz konusu.
J'ai découvert la véritable application de mes simulations.
Simülasyonlarımın gerçeğe uyarlandığını keşfettim Sydney.
Application terminée.
Uygulama tamamlandı.
"J.A.P."? Juge d'application des peines.
- Şartlı tahliye mi?
Il doit avoir une application quelque part.
O eylemsel bir uygulama olmak zorundadır.
En voilà justement l'application.
işte o an uygulama vaktidir.
C'est l'homme qui doit décider de son application.
İnsan uygulaması üzerinde bir karara varmalıdır.
Beaucoup de destroyer mettant en application le blocus ont rejoint les forces de nos vaisseaux.
Ambargo kararını uygulayan gemilerin çoğu taraf değiştirerek bize katıldı.
Vous m'excusez tous, je vais mettre mon éducation et expérience en application pour faire une prise de sang à un héroïnomane. Shirley est là? Non.
İzninizle eğitim ve tecrübemi sınamak için bir uyuşturucu bağımlısından kan alacağım.
Ils ont fait des progrès incroyables dans les crèmes en application locale.
Son bir kaç yıl içerisinde, topikal kremlerde büyük değişiklikler yaşandı.
Et impitoyable dans l'application de cette logique.
Ve, mantığı acımasız bir şekilde uygulayanlardan birisi. Anlıyorum.
Je pense que ça a un rapport avec son application directe, mais c'est encore confus dans ma tête.
Karışımının pratik uygulamalarıyla alakalı birşey olduğunu düşünüyorum, ancak bunun ne olduğunu henüz bilmiyorum.
C'est du rouge à lèvres Estée Lauder. 72 mn d'application.
Sürdüğüm ruj için tam yetmiş iki dakikamı harcadım.
Aucune application pratique avant longtemps... Et ces dessins animés?
Şu çizgi filmler hangi kanaldaydı?