Translate.vc / французский → турецкий / Assassin
Assassin перевод на турецкий
5,810 параллельный перевод
On trouvera peut-être notre assassin.
Katili bulmuş olabiliriz.
Tu as joué au nouveau Assassin's Creed?
Yeni Assassin's Creed oyununu oynadın mı?
Un ninja assassin.
Ninja suikastçiler.
Ou alors, elle essayait de garder ce pendentif loin de son assassin.
Ya da bu kolyeyi katilinden uzak tutmaya çalışıyordur.
Ou son assassin.
Veya katili.
Il nous aide à trouver l'assassin de sa femme.
O da karısının katilini bulmamıza yardım ediyor.
Quoi qu'il en soit, nous ne sommes pas ici pour l'assassin de votre épouse Mary.
Her neyse, buraya karınız Mary'nin cinayeti yüzünden gelmedik.
C'est elle, l'assassin.
Bu o, suikastçi.
Donc, il a mangé le mauvais plat et évité d'être empoisonné, et puis il a trébuché juste au bon moment pour éviter d'être abattu par un assassin à travers une fenêtre.
Yanlış yemeği yedi ve zehirlenmekten kurtuldu ve sonra tam doğru anda tökezledi ve suikastçi mermisinden kurtuldu.
L'assassin semble avoir mutilé le corps pour empêcher toute identification.
Katil kimlik tespiti yapılmasın diye için parçalamış olmalı.
Pour une certaine raison, l'assassin le voulait.
Bir sebeple katil onu almak istemiş.
Elle avait un assassin, n'est-ce pas?
Bir suikastçısı vardı, değil mi?
En ce qui me concerne, Je dirais... assassin du gouvernement.
Bana göre hükümet suikastçisi diyeceğim.
Tu as besoin de ce sommeil pour réparer tes cellules grises, mais l'assassin de l'Elongated Kid court toujours.
Güzellik uykunu bölmek istemezdim, Tanrı biliyor ya ihtiyacın var ama Elastik Çocuk'un katili kendine kendine yakalanmayacak.
C'est pourquoi je leur ai donné un assassin avec un intérêt personnel.
Ben de onlara hafızalara kazınacak bir suikastçi verdim.
C'était sa prochaine cible et sûrement son assassin.
Bence Takeda'nın bir sonraki hedefi buydu muhtemelen katili de.
C'est un assassin.
O bir suikastçı.
Maintenant, au lieu de nous écouter, il semble qu'ils nous aient envoyé un message sous la forme d'un assassin.
Onlarda bizi dinlemek yerine bize bir katil göndererek mesaj vermeye çalıştılar.
L'assassin connaissait la victime.
Katil kurbanı tanıyormuş.
Je n'arrive pas à croire qu'il vient de gâcher notre meilleure chance de trouver l'assassin de son propre fils.
Kendi oğlunun katilini bulmak için elimizdeki en iyi şansı mahvettiğine inanamıyorum.
Vous avez arrêté 200 membres de gang sans trouver l'assassin de Robert.
Robert'ın katilini bulamadan, bu çete üyelerinden 200'ünü tutukladınız.
On dirait qu'on a trouvé notre assassin.
Katilimizi bulduk galiba.
Un assassin avec un coeur en or.
Altın kalbi olan bir katil.
Ton assassin est Nicholas Brody?
- Suikastçınız Nicholas Brody mi?
Voilà ce que Fausto fait à un assassin qui le fait chier.
Fausto'nun kendisini öfkelendiren tetikçilere yaptığı şey bu işte.
- Elle va bien. Elle nous aide à identifier l'assassin de votre mari.
Kocanızın katilini teşhis etmemiz için bize yardımcı oluyor.
Félicitations pour avoir capturé l'assassin.
- Günaydın. - Tutuklama için tebrikler.
Un assassin avec une fille mourante n'a pas pu aller bien loin.
Ölen bir kızla birlikte bir suikastçi çok uzağa gitmiş olamaz. Gidin!
Je peux maintenant confirmer que l'assassin de la Présidente, Nikita Mears est celle qui a posé la bombe qui a tué le journaliste Dave Gordon.
Bu noktada şunu onaylayabilirim ki ENN muhabiri Dale Gordon'un ölümünde başkanın ölümüne neden olan Nikita Mears'ın parmağı vardır.
Salope! Assassin!
Orospu!
Et c'est quoi un regard assassin?
- Küçümseyici bakış ne?
Et vous êtes un assassin.
Sen de bir katilsin.
Je connais Peter, ce n'est pas un assassin.
Peter'ı tanıyorum, o bir katil değil.
Si le juge Hopkins est condamné, et il le sera, les médias vont le décrire comme l'assassin d'une jeune fille, ça va ouvrir les vannes.
Eğer Hakim Hopkins hüküm giyerse, ki öyle görünüyor ve medya da onu genç kızın katili gibi gösterirse bu bazı şeyleri de beraberinde getirecek.
Il pense que l'assassin est un officier de police ou du moins qu'il a des contacts là-bas.
Katilin polise hizmet eden biri olduğunu düşünüyor. Ya da en azından onlarla bağlantılı olan birisi olduğunu...
On pense qu'il y a l'assassin de votre femme, mais on ne peut pas l'identifier.
Karınızın katili sanıyoruz ama kadının kimliğini tespit edemedik.
Je pense qu'il y a 4 jours, Oliver a défié le plus grand assassin en duel.
Dört gün önce Oliver'ın dünyanın en iyi suikastçısını düelloya davet ettiğini düşünüyorum.
- Elle connaissait peut-être son assassin.
- Belki katilini tanıyordu.
En fait, l'assassin ou les assassins ont laissé derrière eux 80 000 $ en liquide, cachés dans le placard d'Ed.
Hatta katil ya da katiller Ed'in dolabında saklı olan 80.000 doları arkada bırakmış.
Nous n'avons aucun moyen d'identifier l'assassin.
Katili teşhis etmemizin hiçbir yolu yok
Aidez-nous à trouver son assassin.
Katili bulmamıza yardım edin.
Nous allons tout faire pour trouver l'assassin de votre fille.
Kızınızın katili bulmak için elimizden geleni yapacağız.
Assassin d'hommes et femmes innocents.
- Masum erkek ve kadınların katili.
Si nous commençons par ce que nous savons sur l'assassin...
Suikastçi hakkında bildiklerimiz ile başlarsak- -
Assassin?
Suikastçi?
Avez-vous une idée de l'assassin de son frère?
Larry'yi kim öldürmüş olabilir sence?
J'espère qu'ils trouveront l'assassin.
Umarım katili bulunur.
Je parle de sac à dos, de kung fu, de ninja assassin avec un haut niveau de hacking.
Kara kuşak Kung-fu gibi, Suikast savaşçısı Ninja gibi bir hacklemeden bahsediyorum.
Et j'ai entendu beaucoup de cris... mais je ne voyais pas vraiment l'assassin.
Ve çok fazla çığlık duydum ama kocamı kimin öldürdüğünü tam olarak görmedim.
mais ce n'est pas un assassin ou un violeur
Oğlum geçmişte bazı kötü hatalar yaptı, ama ne bir katil ne de bir tecavüzcü.
oui, mais il ne fait que couvrir son menteur, violeur et assassin de fils donne-moi ces enregistrements. je vais le prouver écoute, même si je ne le veux pas, c'est probablement Kendra la coupable et mon patron est sur mes talons pour que je close l'affaire
Evet, ama sadece oğlunu yalanlarını, tecavüzü ve cinayeti örtbas ediyordu. O kayıtları bana getir. Bunu kanıtlarım.