Translate.vc / французский → турецкий / Assuré
Assuré перевод на турецкий
12,117 параллельный перевод
Donc, je me suis assuré d'inclure l'heure actuelle et l'emplacement dans mon appel anonyme.
Bu yüzden isimsiz ihbarıma şu anki saat ve konum bilgisini de eklemeyi unutmadım. Bekle. Dur.
Si je devais partager cette salle de bain avec les enfants un jour de plus, c'était le suicide assuré.
Eğer bir gün daha bu çocuklarla aynı banyoyu paylaşırsam kendimi öldüreceğim.
Ou alors sa mère m'a assuré d'etre
Annesi bana garanti verdi.
Chad m'a assuré que les Zeta Beta Thetas prenaient soin des leurs.
Chad Zeta Beta Theta'ların kendine ait olanlara baktığına ikna etti.
Oui, j'ai assuré, hein?
İyi yapmışım, değil mi?
T'as assuré avec la blague du "chœur indien".
Oha, o Hint korosu esprisi bombaydı.
- Je m'en suis assuré de.
- I o emin yaptı.
Je m'en suis assuré en personne.
Onun icabına baktım.
Ok, je veux dire, écoute, je sais que j'ai... j'ai pas assuré avec les paris et tout le reste, et je - j'y travaille dur, mais ce sont des décisions qu'on gère et-et dont on parle, tu sais, en équipe.
Kumarla falan işleri batırdığımı biliyorum ve düzeltmek için çalışıyorum ama ama bu tür kararları verirken takım olarak birlikte hareket etmeliyiz.
J'ai découvert le planning, j'ai attendu, je me suis assuré que les bonnes personnes étaient au travail.
Çalışma saatlerini bulup bekledim. Beklediğim kişilerin çalıştığına emin oldum.
Euh, je me suis assuré que tu n'aurais pas de distractions.
- Dikkatin dağılmasın istedim.
Je leur ai assuré que je me renseignerai.
Soruşturacağımın güvencesini verdim.
Depuis, je me suis assuré de lui laisser un assez grand couchage.
O günden beri ondan olabildiğince uzak durmaya çalışıyorum.
Mon avocat dit que je suis assuré...
Avukatım bunun garanti olduğunu söylüyor...
Assure toi qu'il continue à les avaler.
Hepsini içtiğinden emin ol.
M. Wickers m'assure que cette visite de terrain est d'une grande valeur académique.
Bay Wickers bu gezinin büyük bir akademik değeri olduğuna dair beni temin etti.
- Je t'assure que ça ne l'est pas.
- Seni temin ederim ki değil.
Qui s'assure que le linge est plié et rangé? Moi.
Kirli çamaşırların yıkanıp, kurutulup, katlanmasından kim sorumlu?
Prends ton sac, assure-toi...
- Çantanı al, her şeyi... - Dur.
Assure-toi de vomir loin.
İyice dışarı doğru kus.
Tu me laisses seul, je m'assure que personne ne meurt.
Sen beni rahat bırakacaksın ben de kimsenin ölmemesini sağlayacağım.
Je te l'assure.
Seni temin ederim.
Sa tête, je vous l'assure, sera un couronnement ultime.
Sizi temin ederim kafası da taçlandırma ödülünüz olacaktır.
Votre majesté, je vous assure, elle est l'appât parfait.
Majesteleri, sizi temin ederim kendisi çok iyi bir yem olacaktır.
Et, Hunter... assure-toi qu'il le fasse.
Hunter onun öldüğünden emin ol.
Je m'assure que t'as bien entendue... tu veux être avec moi, pas vrai?
Beni doğru anladığından ve... Benimle birlikte olmak istiyorsun, değil mi?
Assure-toi que tout est là.
- Her şey tamam mı bir bakın.
Mais je t'assure, l'une de ces portes mène vers la sortie, mon ami.
Ama seni temin ederim o kapılardan birinde çıkış var arkadaşım.
Et assure le Baron Pryce qu'il refusera de payer si ils augmentent encore.
Baron Pryce, haraç daha da artarsa ödemeyeceğini ileri sürdü.
Assure-toi qu'il ne devienne pas une complication.
Dikkatli ol da, sorun haline gelmesin.
C'était, je vous l'assure, ma langue qui a fourché.
Ağzımdan kaçtı. Sizi temin ederim.
Assure-toi de ne pas le regarder dans les yeux.
Sadece gözlerine bakma.
Je t'assure que c'est la façon dont tu le perçois. - Le poêle était éteint.
Seni temin ederim her şey resimdeki gibiydi.
Écoutez, je vous assure que la police de Las Vegas et M. Kane ont les pleines excuses du Bureau.
Las Vegas Polis Departmanı ve Bay Kane'e büromuzun özürlerini sunacağına sizi temin ederim.
Il est parti, et je m'en suis bien assuré.
Çocuk kaçtı ve emniyetimi aldım.
Je vous assure que si vous insistez pour prendre mon agent, Vous commenceriez une guerre.
Emin ol ajanımı alırsan, savaş başlatırsın.
Je vous assure que nous n'avons aucune information.
Evet, bu konuyla ilgili bir bilgimiz olmadığını size garanti edebilirim.
Je vous assure, nous recherchons les suspects dès maintenant.
Şüpheliyi aradığımıza emin olabilirsiniz.
Mais je vous assure, je vais bien.
Ama iyi olduğuma emin olabilirsin.
Vous allez voir de la magie. Je vous l'assure.
Size söz veriyorum.
Je vous assure, personne... pas même la pire racaille, ne mérite la douleur que Thomas est capable d'infliger.
Ama seni temin ederim, kimse dünyanın en alçak insanı bile Tomas'ın verebileceği acıyı hak etmiyor.
Après avoir raccroché, assure-toi de confirmer tous les paiements.
Kapatmadan önce ödemeyi nasıl yaptın bugün onu söyle.
Assure-toi qu'ils restent ici.
Burada beklediklerinden emin ol.
Munir, je te l'assure.
Munir, sana yalvarıyorum.
J'ai confronté mes moteurs à ceux de Bronston ou tout autre concurrent, et j'ai gagné, parce que je m'assure qu'ils sont meilleurs que ceux de tous les autres.
Benim motorlarım Bronson'ınkilerden de diğer şirketlerinkinden de çok dayanıyor ve benimkiler kazanıyor. Çünkü diğerlerinden çok daha iyi tasarlandığına emin oluyorum.
20 ans qu'elle s'assure que je sois présentable.
20 yılı aşkın süredir iyi göründüğümden hep emin olur.
Qui assure la protection du président?
Bugün başkanı korumaktan kim sorumlu?
T'as assure.
İyi iş çıkardın.
Ouais on assure, on est des pros.
Hem de nasıl yaparız. Profesyoneliz biz.
Hey, merci. Je t'assure... Surtout pour ton optimisme.
Teşekkür ederim yani iyi moral verdin.
- Assure toi de me donner l'adresse pour éviter que j'y rentre un jour par hasard.
Adresi bana vermeyi unutmayın da, yanlışlıkla orada dolaşmayayım.