Translate.vc / французский → турецкий / Banqué
Banqué перевод на турецкий
11,616 параллельный перевод
J'ai Ragosa qui commence une banque du sang.
Ragosa'dan kan bankası oluşturmasını istedim.
Bien, on vient d'en recevoir de la banque du sang de Lackland.
Lackland'daki kan bağışından yeni bir sevk geldi.
On vient de recevoir le relevé de banque du mois.
Bankadan aylık ekstre geldi.
Je dois aller à la banque.
Bankaya gitmem gerekiyor.
Tu as la séquence vidéo de bodega, la banque, et deux mécanos qui commence ce matin là.
Şarapçıdan, bankadan ve o sabah çalışmaya başlayan iki farklı tamirciden güvenlik kayıtları var.
C'est concernant la banque.
Bankadan cevap geldi.
Reste tranquille. Son mec était censé nous prendre, mais il peut pas, ses frères utilisent la voiture, je sais pas, je vais devoir... braquer une banque ou voler une voiture.
Bizi sevgilisi götürecekti ama götüremiyor çünkü kardeşleri arabayı almışlar.
- C'est un directeur de la Banque mondiale.
O Dünya Bankası'nın yöneticilerinden biri.
Nous sommes là pour l'argent de la banque.
Bankanın parası için buradayız.
Il ne volait pas notre argent... Juste celui de la banque. Puis il en a donné beaucoup aux gens dans la rue.
Bizim paramızı değil, bankanın parasını çalıyordu ve paranın çoğunu sokaktakilere verdi.
Génial. Cette banque emploie des communistes.
- Mükemmel, bankada komünistler çalışıyormuş.
De la banque?
- Bankadan mı?
Sans héritiers vivants, la banque a pris possession de la maison il y a cinq ans.
Yaşayan vârisleri olmadığı için banka beş yıl önce eve el koymuş.
Aucune chance que ce gros bâtard tienne debout assez de temps pour braquer une banque!
O şişko herifin banka soyacak kadar uzun süre ayakta kalmasına imkan yok.
Vous me prenez pour une banque?
- Çüş, adamım, bankamatiğe mi benziyorum?
Steve Rogers a voué son corps et sa vie à la SSR et à son pays, pas à votre compte en banque.
Steve Rogers aklını, bedenini, hayatını SSR için, bu ülke için adadı, senin banka hesabın için değil.
- La banque t'a demandé quoi?
- Bankayla ne karşiliginda anlaştin?
J'emmerde la banque.
Bankayi siktir et.
- Je bossais dans une banque.
- Bankada çalışıyordum.
Commentaire publique sexiste, terme politique faciste, prendre le crédit pour fermer des sites web, hacker le compte en banque des gens, suivre des personnes.
Cinsiyetçi yorumlar, faşist politik yazılar, sitelerin kapanmasıyla övünme insanların hesaplarına sızma, onların kişisel bilgilerini paylaşma.
Il n'est occupé qu'à 42 % de sa capacité, et maintenant la banque a peur parce que nous sommes en débordement, et... eh bien...
Doluluk orası % 42'ye düştü, ve aşırı genişlediğimiz için bankalar da gerilmiş durumda, ve...
- Qu'est-ce que c'est que ça? - Nous aimerions que tu revérifies chaque centime dépensait dans nos comptes en banque
- Tahsil edilebilir tüm harcama hesaplarını iki kere kontrol etmeni istiyoruz.
Hey, j'ai reçu un appel au sujet d'un gars qui vend des bijoux qui on été volé hier soir à la banque.
- Ben de dün gece bankadan çalınan mücevherleri satmaya çalışan bir adam ilgili seni arayacaktım.
Élargissons notre banque de donnée.
Bilgi haznemiz genişler.
- On parle du vol à la banque fait par Boyd cet après-midi.
Bugün öğleden sonra Boyd'un soyduğu bankadan bahsediyoruz.
Ça vient peut-être du vol de la banque.
Banka soygunundan olabileceklerini düşündüm.
Tu vas voler une banque?
Nasıl?
Je suis Ty Walker, engagé par l'un des détenteurs des coffres volés dans votre banque.
Pardon, pardon. Korkutmak istememiştim. Bankanızdan kiralık kasaları çalınanlardan biri tarafından tutuldum.
Parlons-en demain à la banque, d'accord?
Şu anda çok yorgunum.
Je sais que tu as braqué cette banque, et que tu n'as pas trouvé ce que tu cherchais...
Bankayı senin soyduğunu biliyorum. İstediğini bulamadığını da biliyorum...
C'était une banque avant.
Eskiden bankaydı.
C'était une banque avant.
- Eskiden bankaydı.
Ça vient peut-être du vol de la banque.
- Bu evrakları bulmak zor oldu mu?
Je sais que tu as braqué cette banque et que tu n'as pas trouvé ce que tu voulais...
Bankayı soyduğunu biliyorum. İstediğini bulamadığını da biliyorum.
Quand vous avez braqué cette banque, ça, c'était un sacré boulot.
Geçen gün o bankayı soyduğunuzda çok sağlam bir uzmanlık sergilediniz.
C'était une banque ici avant.
Burası eskiden bankaydı.
J'ai entendu parler d'un hold-up de banque.
Kasaba merkezinde soyulan bankadan haberim var.
Il n'aurait pas tout laissé à la banque.
Her şeyi bankaya bırakamazdı ki.
Il a attaqué Almy et ses directeurs devant la banque.
Bankanın önünde Almy'le işletmecilerine saldırdı.
Je l'amènerai à la banque ce matin.
- Evet, yarın sabah çeki alıp bankaya gideceğim.
J'ai fouillé et trouvé des mails suggérant qu'il venait d'ouvrir un nouveau compte en banque.
İnceliyordum ve kaybolmadan önce yeni bir banka hesabı açtığıyla ilgili birkaç mail buldum. Karısı bununla ilgili bir şey bilmiyordu.
Je vais appeler la banque et voir ça.
Bankayı ararım ve neler yapabileceğime bir bakarım.
Aucune banque ne l'encaissera.
Banka bunu ödemez.
Elle n'a pas appelé la banque pour le reporter.
Öyle bile olsa, bankayı veya kredi kartı şirketini bunu bildirmeye aramamış.
Je ne le mettrais pas non plus devant lui vous devriez vous trouver des avocats pour prouver ce que je dis... son voyage en dehors du pays, comptes en banque.
Ben de bunu göz ardı etmezdim ama avukatlarınızı alıp dediğim şeyi bir kontrol etseniz iyi olur... Ülke dışına seyahatleri, banka hesapları.
J'ai un boulot stable, notre crédit est bon, et on est dans cette banque depuis plus de 20 ans.
Benim işim... paramızı korumak ve biz 20 yılı aşkın süredir bu bankayla birlikte çalışıyoruz.
On a même fait appel à la société recommandée par la banque.
Hmmm. Hatta şirket banka tavsiye etti.
Mon mari veut dire qu'on est très fidèle à cette banque...
Biliyor musun? Benim kocam 20 yıldır bu bankaya sadıktı... 20 yıldır biz bu bankayla çalışıyoruz.
Une vue parfaite sur la banque.
Banka için mükemmel görüş hattı.
Je ne sais rien sur un braquage de banque.
Banka soygunuyla ilgili bir şey bilmiyorum.
On n'a pas dit qu'il s'agissait d'une banque.
Bankayla ilgili bir şey demedik.