Translate.vc / французский → турецкий / Bin
Bin перевод на турецкий
26,210 параллельный перевод
Non, mais lui et sa congrégation ont réuni les 10 000 $ nécessaires pour couvrir sa caution.
Hayır, ama o ve cemaati kefaleti karşılasın diye 10 bin dolar toplamış.
10.000 dollars.
10 bin dolar demek.
Daniel Price a payé 10 000 $ pour sa caution.
Daniel Price, onun kefaleti için 10 bin dolar ödedi.
Revenons au moment où le révérend tueur de flic a payé 10 000 $ pour faire sortir Jon Barnes de prison.
Şimdi, Peder Polis-katili'nin, Jon Barnes'ı hapisten çıkarmak için 10 bin dolar kefalet ödediği zamana gelelim.
Dix-sept mille années.
On yedi bin yıl.
Les dames des Hamptons dépenseraient 15 000 $ pour porter ça une seule fois à un bal de bienfaisance.
Tam da Hamptonslı kadınların bir kereliğine bağış balosunda giymek için... -... 15 bin dolar ödeyeceği türden.
Grimpe!
Hop bin!
Un demi-mile de Alfa point de collecte.
Randevu noktasına bin yarda mesafedeyiz.
Je suis partant, à 100 %.
Ben varım. Yüzde bin gideceğim.
Montez.
Bin.
Je me prépare pour ce "boulot" depuis 1000 ans.
Bin yılı aşkın bir süredir bu iş için hazırlanıyorum.
Dix mille dollars.
10 bin dolar.
Ce chèque que tu m'as fait il y a 30 ans... j'ai doublé ces 10 000 $ à la bourse, et doublés encore et encore.
30 yıl önce bana verdiğin çek vardı ya. O 10 bin doları borsada ikiye katladım sonra tekrar ikiye katladım ve sonra tekrar ve tekrar.
Je me suis préparé pour ce... travail depuis des milliers d'années.
Bin yılı aşkın bir süre boyunca bu görev için hazırlandım.
Entrez dans la voiture et enfermez-vous.
Arabaya bin, kapıları kilitle.
100 000 dollars.
100 bin dolar. Hüsnüniyetim.
4000 soldats. Une unité de 250 hommes des forces spéciales colombiennes. Des dizaines de milliers de cartouches tirées.
Dört bin asker Kolombiya'nın 250 adamlık elit kuvveti ateş edilmiş on binlerce mermi yedi köpek ve dört lanet olası helikopter.
Le premier prix est de cinq mille euros... qui seront reversés au lycée.
Birinciye beş bin avro ödül var okula bağış olarak.
Je dois lire plus que le premier chapitre pour l'impressionner.
Bin sayfalık biyografinin ilk bölümünü okuyan eleman olmak istemiyorum sadece.
Monte.
Hadi. Bin.
Donc, entre les commerçants et les clients, vous avez tous les jours plus de 200 personnes qui passent par ici...
Satıcılar ve müşterileri düşünürsek buradan günde birkaç bin insan mı geçiyor?
Quelques milliers de dollars n'étaient pas suffisant pour leurs projets mais là ils sont désespérés, ils feraient n'importe quoi.
Birkaç bin dolarla istediklerini elde edemezler, ama artık umutsuzlar ve mantıksız davranıyorlar.
Le doc me file 25000 $.
Doktor bana 25 bin dolar ödüyor,
Mille.
Bin.
Pour lesquelles je vous verserai 50 000 $.
Karşılığında 50 bin dolar vereceğim.
Monte.
Bin hadi.
Vous avez eu 4000 ans pour le faire, sans succès.
Bunu yapmak için dört bin yılın vardı ve başaramadın. Ne yapıyorsun?
Déterrée après un millénaire, droit dans les mains des Nazis.
Bin yıl sonra yer altından alınıp Naziler'in ellerine düştü.
L'objet qui nous a liés ensemble pendant 4000 ans, a le pouvoir de nous ramener où tout a commencé.
İkimizi dört bin yıl boyunca bağlayabilecek kadar güçlü olan bu nesnenin bizi her şeyin başladığı zamana geri götürme gücü de var.
Monte dans la voiture!
- Arabaya bin. - Anne, sarhoşsun.
- Monte dans la voiture!
- Bin arabaya!
150 000?
150 bin mi?
Celles-ci se vendent facilement à plus de 1 000 dollars.
Bunun içindeki şişeler en az bin dolar eder.
- Mille dollars.
- Bin dolar.
Écoute, Chri...
- Bin dolarım yok. Bak Chris...
Ils ont récolté au moins dix mille signatures.
Dilekçeye on bin tane falan imza topladılar.
Ich bin ein Berliner.
Ben bir Berlinliyim.
Tu as cru que j'avais volé une bouteille à mille dollars?
Bekle. Bin dolarlık şarap şişesini çaldığımı mı düşündün?
9 milles dollars en un jour.
Bir günde 9 bin.
- Monte... monte... monte dans le van!
- Minibüse bin!
C'est un peu comme Oussama Ben Laden.
Herif Usame Bin Ladin gibi bir şey.
- Lui, on l'a retrouvé.
Evet ama biz Usame Bin Ladin'i bulduk.
Un voyage de 50 000 km les attend, qui va les mener sur quatre continents pendant cinq mois.
Önlerinde 48 bin kilometrelik bir yol var ve bu yolda beş ay içinde üç kıtayı gezecekler.
Cela aurait aussi bien pu être 1 000 km.
Ama bin kilometre de olabilirdi.
Pas plus que des milliers d'appels au Congrès.
Kongreye yapılan birkaç bin arama da.
Dana lui proposait 20 000 mots.
Evet, Dana ona yirmi bin kelime verdi.
20 000.
20 bin dolar.
Cinquante mille.
Elli bin.
Monte.
Bin.
- Dans le camion!
- Kamyonete bin!
Grimpe.
Bin.