Translate.vc / французский → турецкий / Blanc
Blanc перевод на турецкий
14,656 параллельный перевод
Tu aimes ma voix de blanc? - Oui, c'était superbe.
- Beyaz insan sesimi sevdin mi?
C'est un problème de blanc, Morty.
Beyaz-insanların sorunları, Morty.
Quand les hommes au chapeau blanc tuent Les méchants au chapeau noir.
Beyaz şapkalı adamlar, siyah şapkalı kabadayılarla kapışır.
Nous sommes les hommes au chapeau blanc.
- Biz beyaz şapkalılarız.
Allons-nous vraiment aller jusqu'au mariage blanc?
Ciddi ciddi düğün saçmalıklarına mı buluşacağız?
Il y a un bar à vins sur Foothill qui à un vin blanc excellent.
Foothill'de harika bir beyaz şarabı olan bir bar var.
J'ai compris que vous avez attaqué un homme qui agitait le drapeau blanc.
Anladığım kadarıyla beyaz bayrak sallayan bir adama saldırmışsın.
Il n'agitait pas de drapeau blanc, il voulait nous piéger.
Beyaz bayrak sallamıyordu, tuzak kuruyordu.
Il y a un blanc de 2 minutes 30 quand il allume la radio et ouvre les robinets à fond.
Radyoyu sonuna kadar açıp sonra banyoya gidip musluğu açtığı iki buçuk dakikalık bir boşluk var.
Et si... blanc.
Ayrıca... bembeyaz.
C'est blanc, c'est touffu, c'est parfait.
Beyaz, şişkin ve harika.
Le Zombie blanc.
Beyaz Zombi.
Le Zombie blanc a introduit le fait que tirer dans la poitrine d'un zombie ne le tuait pas.
Beyaz Zombi, bir zombiyi göğsünden vurmanın onu öldürmeyeceği fikrini öğreten film.
Il est en noir et blanc?
- Siyah beyaz mı?
Je ne sais pas si vous le souhaitez rouge ou blanc, alors...
Hangi rengi sevdiğini bilmiyorum.
Ce sera peut-être un Noël blanc.
- Karlı bir Noel geçireceğiz demek.
"Certes, j'ai bu une demi-bouteille " merci à mon Château Cheval Blanc 1950,
" Elbette yarıladığım 1950 Chateau Cheval Blanc sayesinde.
Mes amis jouaient avec un outil mystique sans vraiment comprendre, et Bonnie chasse son lapin blanc autour de la ferme.
Arkadaşlarım anlamadıkları gizemli bir eşyayla oynuyorlardı. Şimdiyse Bonnie kendi beyaz tavşanını kovalıyor.
Voulez-vous la feuille blanche ou la feuille de blanc cassé?
Beyaz sayfayı veya kirli beyaz tabaka ister misiniz?
Pour cela, je vais avoir besoin d'un couteau en argent pur, certains muskroot blanc.
Bunun için, saf gümüş bir bıçağa biraz beyaz misk otuna ihtiyacım var.
Bien que votre client aimerait jouer au volley-ball avec un tas de criminels en col blanc, nous parlons de meurtre là, et nous avons des raisons de croire que c'était plus que Criolla.
Müvekkilin bir grup beyaz yakalı suçluyla voleybol oynasaydı güzel olurdu ama burada cinayetten bahsediyoruz ayrıca cinayetlerin Criolla ile sınırlı kalmadığına inanıyoruz.
Il a un bandana noir et blanc sur ses hanches.
- Belinde siyah-beyaz çizgili bir bandana var.
- Skorpa... du cheval blanc.
- Beyaz atın Skorpa'sı.
Parce que son nom de famille est Mayo et qu'il est blanc.
Evet çünkü soyadı Mayo ve kendisi beyaz.
Blanc, les cheveux clairs.
- Beyaz, açık renk saçlı.
Donc, si vous isolez ces parties et changez leur valeur en blanc...
Bazı kısımları hafif siyah. Bu kısımları izole eder ve beyaz değerlerle değiştirirseniz...
Donc, si vous isolez ces parties et changez leur valeur en blanc...
Bu kısımları izole eder ve beyaz değerlerle değiştirirseniz...
J'ai dû mentir à mon père hier de but en blanc, à propos de tout ça.
Babama dün gece tüm bu olay hakkında yalan söylemek zorunda kaldım.
La maladie de l'homme blanc.
Beyaz adam hastalığı.
On est pas en blanc.
Biz beyaz giyinmemişiz ama.
- Skorpa du cheval blanc.
- Beyaz atın Skorpa'sı.
Heu, son nombre de globule blanc est en dessous du niveau.
Akyuvar sayısı çok düşük.
Est-ce que ça explique le vin blanc?
Beyaz şarap bundan mı bitiyordu yani?
Celui où tu écris que je personnifie l'homme blanc privilégié?
Şey dediğin mail mi beyaz erkeklerin ayrıcaklıklı olduklarını düşündüğümü söylediğin?
Faites patienter la presse et dites à cette personnification de l'homme blanc privilégié de venir dans mon bureau.
Ker-rah, yayını durdur ve beyaz erkeklerin ayrıcaklı olduğunu düşünen o adama odama gelmesi söyle.
et voici White Josh, ( chanteur noir ) on le nomme ainsi vu qu'il ressemble à Josh. Hormis qu'il soit blanc.
Ve bu White Josh, böyle adlandırılmış çünkü tıpkı Josh'a benziyor, beyaz olması dışında.
Protéger les riches enfants blanc, c'est votre job.
Zengin çocukları korumak senin işin.
Il y avait un drapeau blanc, mais ils l'ont enlevé quand Peter a été rétrogradé.
Beyaz bir bayrak vardı, Peter geldikten sonra kaldırdılar.
Un milliardaire blanc a construit une école dans mon village.
Beyaz bir milyarder köyümüzde okul inşa etti.
- Au lieu de? - La saigner à blanc.
- Canına okurdum.
C'est une description très vague mais elle a dit que c'était un homme blanc, veste de couleur claire et jeans.
- Pek eşkâl yok. Beyaz erkekmiş, üzerinde açık renk ceket ve kot varmış.
Il a écrit mon nom sur un tableau blanc et l'a laissé là.
- Adımı tahtaya yazıp bırakmıştı.
C'est le noir et blanc avec la lumière et les arbres. Quoi?
Siyah beyaz, ağaç ve lambalı olan favorim.
Tu as emmené Josh blanc.
Beyaz Josh'ı getirmişsin.
Pendant que Josh blanc répare le broyeur à déchets, toi et moi on pourrait discuter?
Peki, Beyaz Josh çöp öğütücüsünü tamir ederken, Neden ikimiz laflamıyoruz?
Désolé pour Jo-blanc.
Evet, Beyaz Jo için üzgünüm.
Tu sais, Valencia est toujours pas super excité par le fait que toi et moi, on traîne seuls ensemble, donc si elle découvre que j'étais ici, je pourrais dire que Josh blanc était là, aussi.
Valencia hâlâ ikimizin yalnız takılmasından pek hoşlanmıyor. Burada olduğumu öğrenirse, yanımda Beyaz Josh da vardı diyebileceğim.
T'as eu tes règles sur un canapé blanc?
Beyaz koltukta âdet mi oldun?
Tu pourrais amener Hector et Josh blanc?
Belki Hector ve Beyaz Josh'ı da getirirsin.
Le blanc, c'est fini.
- Beyaz bir denemelik zaten.
Salut Josh blanc.
Merhaba Beyaz Josh.