Translate.vc / французский → турецкий / Boku
Boku перевод на турецкий
2,583 параллельный перевод
De toute façon, j'ai l'intention de me défoncer, si personne ne s'y oppose.
Kimse benim gibi düşünmese de her türlü boku yemiş durumdayım.
Reprends-toi, Fabious, s'il te plaît.
Kes şu boku Fabious, lütfen.
Ils se sont juste mis dans la merde.
Bu boku başlatan onlar.
La merde de Michael Jackson.
Michael Jackson'ın boku.
Un muet!
Bir avuç boku duvara fırlattığında "wop!" diye ses çıkar da ondan.
- À la marde de mouton puis aux pis de vaches, câlisse!
Armand biz de koyun boku ve inek çişine içiyoruz!
Ça, c'est de la marde de mouton.
Bu koyun boku.
- On est baisés.
- Boku yedik.
T'as dit à M. Mackin que vous feriez mieux, et que dalle.
Yine de, Bay Machin'e onlardan daha büyük olacağınızı söylemiştin. Ama hala bir boku beceremediniz.
Ce qu'il faut comprendre, c'est que si cette poussière entre ici, on est tous foutus.
Anladık. Anlamanız gereken şey toz buraya girerse, hepimizin boku yiyeceği.
On va bouffer cette merde tous les jours?
Her gün bu boku yemek zorunda mıyız?
Je sais que les Frenchies, vous adorez ça.
Ama siz Fransız özentilerin, bu boku ne kadar sevdiğinizi biliyorum.
Il n'a jamais piloté avant ou quoi?
Bu herif şu boku doğru dürüst uçuracak mı?
Qu'il aille se faire foutre!
Boku yedik.
Si on ne bouge pas, on est mort.
Hemen işe koyulmazsak hepimiz boku yeriz.
Le titre c'est "on est tous baisés"... C'est un best-seller.
Adı "Hepimiz Boku Yedik!" Çok satan bir kitap.
Je me suis bousillé, j'me suis bousillé!
Boku yedim, boku yedim!
Depuis quand je dois justifier mes dépenses?
En ufak boku bile sana yetiştirmek zorunda mıyım ben?
Le récit d'une famille de tarés. Une sorte de témoignage.
Boku yemiş aile hikâyesi onların sözde türüdür.
Espèce de merde scandinave!
İskandinav boku!
Fous pas tout en l'air, d'accord?
Bu boku bana yapma lütfen?
Quant à toi... t'es foutu.
Sana gelince... Sen boku yedin.
C'est urgent. Grillé, Cory.
Aah, boku yedin Cory.
Grillé.
Boku yedin.
Si on vend pas de sweats demain, on est baisés.
- senin oğlanda yetenek var. Yarına biraz kapüşonlu satamazsak boku yedik, anlıyor musun?
J'adore cette merde.
Bu boku seviyorum.
Un puto utilise ma marque pour vendre cette merde.
Bir'puto'benim tescilli etiketimi bu boku satmak için kullanıyor.
Ils n'en voulaient pas sans la marque. Rene sait.
İsmi Tüttüra-cola yaptığımda kimse bu boku almak istemedi.
Dommage que Rene nous les fasse retirer de la vente.
Rene'nin bu boku sokaklardan kaldırtmak istemesi büyük utanç, adamım.
Il aime cette merde.
Bu boku cidden seviyor.
C'est bizarre dernièrement.
Bak, bu aralar işin boku çıktı.
- Tu vas me donner...
- O boku bana vereceksin!
Pourquoi t'arrêtes pas cette merde?
Şu boku neden bırakmıyorsun? Çok iyi görünmüyorsun.
Adios, Guerrero.
Guerrero, boku yer.
- Tu as vu pas mal de merdes.
- Öyle mi? Her türlü boku yemişsin.
Il me jetait sa merde dessus!
Bana sıçtığı boku fırlattı!
J'en ai marre d'avaler toutes ces merdes.
Her boku sineye çekmekten bıktım usandım.
Si elle veut du sexy, donne-lui du sexy.
Aslında çifte anlamı var. Bir keresinde kedi boku yemiştim.
J'ai donné ma came aux figurants de Délivrance et j'ai failli y laisser ma peau.
Hot Shot'taki manyaklara o boku satayım derken canımı zor kurtarmıştım.
Si elle attache Antonia, nous sommes tous foutus.
Antonia'yı bağlarsa boku yediğimizin resmidir.
Nous sommes foutus.
Boku yedik.
Si elle lie Antonia, on est foutus.
Antonia'yı bağlarsa boku yediğimizin resmidir.
On est morts.
Boku yedik.
J'ai merdé, Sam.
Boku yedim, Sam.
J'ai ma dose.
Bu olay yüzünden boku yeterince yedim zaten.
Ce pneu est foutu.
- Bu lastik boku yemiş.
Monte dans la bagnole!
Boku yedik. Gir şu lanet arabaya adamım.
Ce trou qui pue la merde de poisson!
Burası bir kıro gölü kasabası ve balık boku gibi kokuyor.
Je suis foutu.
Boku yedim.
- Tu t'occupes de rien!
- Sen bir boku düzeltemezsin.
- J'ai merdé, Sam.
Boku yedim, Sam.