Translate.vc / французский → турецкий / Cake
Cake перевод на турецкий
544 параллельный перевод
Elle a fait un cake aux oranges fraîche avec de la crème au-dessus.
Üzeri bol malzeme kaplı portakallı kek yaptı.
C'est pour quoi, tronche de cake?
Ne oldu şekerparem? Canını sıkan nedir?
Un cake, chéri?
Kek ister misin sevgilim?
Quelle face de cake.
Oh, Tanrım! Tam bir süt kuzusu!
Je sais aussi danser le cake-walk avec Esther.
Esther'le çalım dansını yapabilirim.
Essayez un peu de cake, Mr Allnut.
Bir de keki deneyin Bay Allnutt.
j'ai clairement demandé une tartine beurrée, et vous m'avez donné du cake.
Bu olay sizi rahatsız eder mi, bu iş için çok yaşlı mı olduğumu dişünüyorsunuz, bunu bilemiyorum.
Ils ne mangent ni caviar ni cake
Havyar veya pasta yemezler.
Au ski, sur son plâtre, j'avais mis : "Ça t'apprendra à faire le cake".
Ve Müfettiş Clay benim dostumdu...
Mais on peut pas mettre "Ça t'apprendra à faire le cake"
Sadece benim değil, hepimizin sevgili dostu.
Vous voulez bien que je lui donne du cake?
Rupert kekinden ufak bir parça alsa kızmazsın, değil mi?
Comme des raisins dans un cake.
Kekteki kuru üzümler gibi.
La nourriture est détestable, ici. Mais j'exige du bon cake.
Bu evde yemekler aşırı kötü fakat ben çayla birlikte, Horn ve Hardart kekleri için ısrar edeceğim.
Je voudrais une bonne tranche de ce cake.
O kremalı kekten de kocaman bir dilim alayım, lütfen.
Allons finir le champagne et le cake.
İçeri girelim ve ortalıktan kalkmadan önce şampanyayla pastayı bitirelim.
En thé et cake
Çay ve pastaya dönüştürür
Changer le pain et l'eau en thé et cake.
Ekmek ve suyu pasta ve çaya çevirmesi.
Fameux, ce cake.
Bu pasta ne kadar enfes.
Bobby Charlton et Martin Peters, j'adore le poisson frit avec des frites, les saucisses en beignet, et le cake au fruit, sur la ligne de Piccadilly, voyez-vous, mon ami.
Charlton, Peters. Cips ve balık yemek ve deliklerde kurbağa ve Piccadilly hattında Dundee keki. Bilirsiniz.
Lentement, il fit tomber quelques miettes de cake rance... qui restaient accrochées aux plis de son gilet.
Yediği pastanın kırıntılarını yavaşça süklüm püklüm yeleğinin plilerinden temizledi.
Le cake-walk, ça vous dit quelque chose?
Hey, hey bir dakika... Pastalı dansı duyan var mı peki?
- Le cake-walk?
- Pastalı dans?
Le cake-walk n'est pas une danse.
O dans değil ki.
Un sandwich au beurre de cacahuètes et à la confiture, du cake à la banane et un grand verre de lait.
Senin için fıstık ezmesi, jöleli sandviç ve biraz da muzlu ekmek hazırladım. Ve büyük bir bardak süt.
Dans le métier, on appelle ça un cake aux fruits confits.
Biz buna karışık meyveli puding diyoruz.
Mais j'ai fait un cake, et je vais le sortir du four.
Tereyağlı kek te yaptım ama Ve fırına attım iki parti
Elle vous engloutit un cake en une seule bouchée.
Bir oturuşta bütün bir pastayı bitiriyor.
Désolée pour le "cou de girafe", tronche de cake.
Özür dilerim sana mürekkep surat demek istemedim, silgi kafalı.
Passe encore de tout décorer en bleu et blanc ou de faire un gâteau en forme de ballon.
Onu tanıyormusunuz bilmiyorum, ama..... odayı bayraklarla mavi beyaza boyamak bir şey and the cake in the shape of a football. It was a little too much.
- Elle parle de tronche de cake.
Balık suratlıdan bahsettiğini duymuştum.
Allez, tronche de cake.
Hadi pizza surat.
- Elle est cake, ta moto.
- Motosikletin çok güzel.
Je n'ai plus de cake.
Kekim vardı, ama yedim.
On avait du thé, du cake et de la venaison... et puis j'emmenais mes copines à une exécution...
Çay, kek ve geyik eti olurdu. Sonra da bir kaç arkadaşla, idam izlemeye giderdik. Ne kadar tatlı!
Tronche de cake!
Bok beyinli!
Gâteaux aux poils, c'est la suite d'un bouquin.
"Butt Cake" olarak bilinen kitabın bir devamı var.
Mais pas le cake de Tante Pooh.
Pooh halanın meyve keki hariç.
Un cake.
Meyveli kek.
C'était du cake!
Gördün mü, ne kolaymış?
Du cake aux cerises, je biche!
Fıstık gibi. Şimdi mutluyum.
Tu vas acheter un cake pour ta vieille maman?
Bununla gidip kendine ve ak saçlı annene biraz kek ve pasta mı alacaksın?
On se retrouvera à Berlin pour le café et un cake!
Berlin'de kek yiyip, kahve içerken görüşürüz.
Le problème c'est que tu as des goûts de luxe et une tronche de cake.
Senin sorunun havyar tadında ve pizza suratlı olman.
On les mettra dans le cake de mamie.
Yapamam. Bunlar evlenirken giydiğim çoraplar.
Demande-lui de te redonner du cheese-cake.
Sana biraz daha peynirli kek vermesini söyle.
Un mélange de twist, patty-cake et hitchhike.
Bu twist ve otostopun bir kombinasyonu olan frug dansıdır.
Cake ou gâteaux?
- Kek ya da pasta? - Kek ya da pasta?
On ne voit plus de cake aujourd'hui dans les bonnes maisons.
Özellikle ilgilendiğiniz bir çocuk var mı Bay Worthing?
Du cake?
- Üzümlü kek!
Un vrai cake.
Gerçekten çok güzel bir pastaydı.
- Comme un cake!
- Evet, sünger gibi.