Cb перевод на турецкий
174 параллельный перевод
Southern Pacific, CB O, C E...
Southern Pacific, CB O, C E...
C'est un CB-275 très spécial.
Bu çok özel bir CB-275'dir.
Les poulets ont des CB dans leur voiture.
Ama bir problemimiz var. Biliyorsun, şimdi aynasızların arabalarında telsizler var.
Je vais mourir dans ce spectacle de CB ambulant et j'ai même pas de pseudo!
Bu telsiz şovunda ölüp gideceğim. Üstelik bir nedenim bile yok.
On parle beaucoup sur la bande CB du barrage devant.
- Evet? Telsiz kanalında ileride bir sürü yolu kestikleri söyleniyor.
J'ai trouvé dans sa poche un reçu de CB daté d'hier, du White Gables Motel!
Bak cebinde ne buldum. Üzerinde dünün tarihi olan bir fatura var. Beyaz Kalkan Otelinden!
- Je n'en crois rien mais la voix pourrait provenir d'un émetteur de CB.
İnanması zor ama ses evdeki bir radyo vericisinden geliyor olabilir.
Sur CB... jsais pas quoi.
CB'de... herneyse.
CB sans micro.
CB mikrofonsuz.
Chaîne laser, radio, télévision, téléphone, bar et magnétoscope.
Şuna bak... CD, CB, TV,..... telefon, dolu bir bar, video.
Les seules liaisons possibles se font par une radio CB, que les terroristes ont amenée.
Şu an için kullanımı mümkün olan... tek iletişim aracı... grubun beraberlerinde getirdiği telsizler.
CB, Ce n'est pas Tom Brown,
CB. Bu Tom Brown değil.
Walter a une radio CB.
Walter'ın kısa dalga telsizi var.
C.B, Charlie Burke.
CB... Charlie Burke.
Les taxis prennent pas la CB.
Taksiler mavi kart da kabul etmez.
- C'étaient leurs pseudos â la CB.
Onların kod ismi.
On lui parlait très souvent par la CB, puis un soir, on a organisé un rendez-vous.
Sürekli telsizden konuşuyorduk ve bir gece, onunla bir buluşma ayarladık.
Tout est en ordre, les factures sont réglées, sauf la CB.
Her şey yolunda. Her şey toptan ödenmiş durumda, Visa hariç.
Tiens, au fait, passe-moi du liquide, je trouve plus ma CB.
Verdiğim paraya değmiş. Oh, dinle. Bana biraz nakit verebilir misin?
Ça passera peut-être, comme son amour de la CB.
Belki amatör telsizciliğe duyduğu ilgi gibi zamanla geçer.
La voiture de ta mère a une CB et un détecteur de radar, non?
Senin annesin arabasında radyo, radar dedektörü var, değil mi?
Ils jouent à la CB's Gallery ce soir, à 1 h.
- Harikadırlar. Ve CB Gallery'de çıkacaklar bu gece, sabah 1'de.
Donc, je vais avoir besoin de ta CB,
Yani kredi kartına ihtiyacım var.
Un gros travail. On prend une empreinte de CB, maintenant.
Artık müşteriler otele giriş yaptıklarında kredi kartı slibi alıyoruz.
Rapport sur la CB.
Bana telsizle haber verin.
- Je vous ai montré ses reçus de CB. Sa carte a été utilisée avant-hier à Raleigh en Caroline du Nord.
Şimdi de Ajan Mulder'ın kredi kartının iki gün önce Raleigh Kuzey Carolina'da kullanıldığını öğrendim.
Si j'installais une CB les taxis pourraient commander leurs repas moi j'les aimes bien cuits.
Eğer taksi radyosunu ayarlasaydım, Sürücüler bana bi yemek ısmarlardı. ... ve Tam zamanında iyi kızarmış yemeğim önümde olurdu.
Ça fonctionne sur une fréquence de CB.
Bunlar telsiz frekansında çalışıyor.
Papiers, CB, mais pas de liquide.
Kimliği ve kartları duruyor. Nakit yok.
On a volé son numéro de CB, et on a loué une escorte avec.
Birisi kredi kartı numarasını çalıp Man About Town'dan eskort kiralamış.
26000 $ pour le crédit de votre mère et 17000 pour vos deux CB.
Annenin ipoteği için 26.000 $ iki kredi kartı için de 17.000 $.
Vérifiez, à chaque fois, ils ont donné une CB différente.
Kayıtlarımı kontrol edin. Üçünde de değişik kredi kartı numarası verdiler.
Leslie a dit vrai, les réservations ont été faites avec des CB volées.
Leslie doğruyu söylüyor. 2. ve 3. rezervasyonlar da çalıntı kredi kartı numaralarından yapılmış.
Ils ont bien dû trouver les CB...
Tutmuyor. Failler o numaraları bir yerden buluyor olmalı.
Celui qui facture vole les numéros de CB.
Kredi kartlarına faturayı kesen kişi numaraları mı çalıyor?
Comptable, clients riches, il commande des CB en leur nom.
Muhasebeci. Zengin müşterileri var. Faturalarını ödüyor.
Il a tué des familles pour papiers et CB.
- Aşağıda kimse yok. Çocuğun odası dağıtılmamış.
J'ai utilisé la CB, la carte d'identité, à divers endroits pour pas qu'on le repère.
- Ne öneriyorsun? - Zor olacak ama denemeye değer.
Si je lui enlève ses CB... c'est ceinture pendant un bail.
Kredi kartlarını alırsam yatakta ambargo uyguluyor.
Des reçus de CB sur les lieux, des témoignages qui le situent chez sa mère après chaque agression, ça suffit pas?
Saldırıların yapıldığı bölgelerde, kredi kartıyla yaptığı alışverişler ve her saldırıdan sonra, annesinin evine gittiğini doğrulayan şahitler var. Daha fazla neye ihtiyacın olabilir ki?
Les systèmes de télémesure aériens utilisent des processeurs CB.
Havayolu veri iletişim sistemi, kısa dalga telsizlerde de bulunun işlemcilerin benzerini kullanıyor. Girdim.
Prends ma CB et file au rayon hommes pour t'acheter des nouvelles chaussures.
Buyur, benim kartımı al erkek bölümüne git ve kendine yeni birkaç ayakkabı al!
Internet full Avec votre numéro de CB
"İnternete tam giriş. Kredi kartınızı girin."
- Madame m'a contacté par CB. - Merci mille fois.
- Karım beni CB'den aldı.
FIN DE SIECLE L'association de CB's et des Ramones était magique.
ASRIN SONU...
Il est donc approprié que Joey, le chanteur emblématique du groupe, donne son nom à cette rue.
CB's ve Ramones'un birleşmesi büyüleyiciydi, bu yüzden bu köşenin, grubun ilk ve tek vokalinin ismini taşıması uygun olur.
- Quoi?
- "CB" ne?
Il n'aurait pas dû payer par CB.
Kredi kartıyla ödemesi büyük hata.
J'ai vérifié les tickets de CB du bar, et j'ai fait voir des photos à Adina Pappas.
Bardaki kredi kartı makbuzlarını araştırdım ve Adina Pappas birkaç sabıkalı fotoğrafı gösterdim.
Le relevé CB indique qu'il faisait le plein sur les nationales 12 et 11, il allait jusqu'à Walden Falls et s'arrêtait dans une ville à 30 km de Watertown.
Biraz daha fazla. Julia'nın birinci yaşını kutluyorduk. Davetliydi ama gelmedi.
Troubles sur la voie...
MP CB 501, Brixton yolu, asayiş...