Translate.vc / французский → турецкий / Chicken
Chicken перевод на турецкий
485 параллельный перевод
Il est temps de faire tourner vos partenaires dans un "Chicken Reel"!
Chicken Reel şarkısında kiminle dans edeceğinize hemen karar verin.
You're a chicken!
Hepiniz korkak mısınız?
J'ai pas raison, Chicken?
Doğru değil mi, Tavuk?
- Balance le, Chicken.
İndir beni! " - İndir onu, Tavuk.
Non, Chicken.
Tavuk, hayır!
Dans un camion de livraison de "Chicken Lickin" chez vous.
Senin oraya bir tavuk yemi kamyonu gönderirim. Tamam.
Chicken Lickin.
Tavuk yemleme.
Chicken Lickin, c'est déguster le poulet.
Tavuk yemleme yemleniyor.
Le dernier sondage publié aujourd'hui place les Travaillistes en tête avec 40 %, l'AA deuxième avec 38 % et, sans surprise, le Kentucky Fried Chicken troisième, juste devant les Libéraux.
Son kamuoyu yoklamasına göre İşçi Partisi % 40'la önde AA % 38'le ikinci ve Kentucky Fried Chicken Liberallerle birlikte üçüncü.
Je vous présente Alice, euh...
Chicken? Chicken, seni Alice'le tanıştırmak istiyorum.
- Enchantée.
Chicken Holliman. - Memnun oldum.
Chicken George!
Tavuk George!
Chicken George. Tu n'es qu'un vieil imbécile.
Tavuk George sen yaşlı ve ahmak bir adamsın.
Matilda quitta ce monde avant Chicken George... qui profita de ses vieux jours au milieu de ses enfants.
Matilda Tavuk George'dan önce öldü. Ve o, çocukları ve torunları arasında, 83 yaşına gelene kadar hayatı tattı.
Chicken George!
Tavuk George.
J'ai cru que Chicken George t'avait tué!
Tavuk George seni öldürdü sandım.
Chicken George, me tuer?
Tavuk George mu?
Je suis Chicken George.
Ben Tavuk George'um!
Chicken George.
Tavuk George.
Vous pouvez être tous sûrs du retour de Chicken George.
Tavuk George'a güvenebilirsiniz.
T'as pensé à Chicken George?
Peki ya Tavuk George?
C'est à cause de vous que je rigole, Chicken George!
Sana gülüyorum Tavuk George!
J'ai beaucoup entendu parler de toi, Chicken George.
Senin hakkında çok şey duydum Tavuk George.
Quelque part... y a quelqu'un qui doit se dire... si seulement j'avais un dresseur de coqs comme Chicken George!
Bir yerde birisi diyor ki : "Eğer Tavuk George gibi bir terbiyecim olsaydı..."
Et le fils de Kizzy... était l'homme que tout le monde appelait Chicken George... il secoua le joug de l'esclavage... et devint un homme libre.
Ve Kizzy'nin oğlu Tavuk George denilen bir adamdı. Ve o kölelikten dirilerek özgür bir adam oldu.
Disparu au large de Chicken Shoals, escadrille 19.
Chicken Shoals'da kayboldu, uçuş 19.
Deux Big Macs, un cheeseburger géant, six nuggets, deux cookies McDonald, des frites, deux milk-shakes chocolat.
İki Big Mac, bir peynirli Royal... altı parça Chicken McNuggets, iki kutu Ronald McDonald kurabiyesi... bir tabak McFries, iki çikolatalı milk shake.
- Finir en Chicken McNugget.
- Chicken McNugget yiyebilmek.
Va au "Chicken Lickin" à côté. Il y a une annonce sur la vitrine.
Hemen bitişikteki Chicken Lickin'e git.
Tu vas ouvrir une franchise de "Kentucky Fried Chicken".
Kentucky Fried Chicken dükkanı açacaksın. - Ne?
Un "chicken pot pie". - Et un grand verre d'eau.
Fırında tavuk ve büyük bardak süt alayım.
Chicken Hung!
Chikan Hun.
What are you? Chicken, Fernand?
Nesin sen, tavuk boku mu?
Ils ont pillé le pays : vaches, poulets, porcs...
Peeled the land of every cow, chicken and hog.
Fêtons les noces de ces jeunes amoureux avec le Polka des poules!
Hadi bu genç âşıkların evliliğini Chicken Polka ile kutlayalım!
Je t'emmènerai au Kentucky Fried Chicken!
Sekiz parçalı Kentucky Fried Chicken yemeye götüreyim!
... j'ai une envie pressante de poulet chop suey.
Ve canım Kung Pao Chicken istedi.
S'il te plaît, pas du poulet chop suey!
Lütfen, Tanrım, Kung Pao Chicken olmasın.
George Kearns était inspecteur sanitaire à Dudley, Arkansas, le pays des poulets Chaco.
George Kearns ; Dudley, Arkansas'a atanan bir kümes hayvanı müfettişiymiş. Yani Chaco Chicken'ın merkezine.
Sa voiture était sur la route 10 à Dudley, Arkansas, le pays des poulets Chaco.
Eyalet polisi arabasını I-10'da bulmuş, tam olarak Dudley, Arkansas'ın ortasında,... Chaco Chicken'sın evinde yani.
La dernière poitrine qu'il a touchée était dans un baril de P.F.K.
Son defasında, bu kardeşimiz, kendini Kentuky Fried Chicken kovasında, sanmıştı.
Lutz Chicken.
Lutz Chicken.
Tu retourneras travailler à Tyler Chicken, tu retrouveras Willy, ton chien à 3 pattes.
Eninde sonunda sende Tyler Chicken'daki işine ve üç bacaklı köpeğin Willy'e geri döneceksin.
Merci de donner une chance à un surveillant de poulailler de chez Tyler Chicken, comme notre cher George.
Tyler Chicken'da tavuk denetçisi olan George'a bizim hemşerimiz gibi davranıp ona iş verdiğiniz için size teşekkür etmek istiyorum.
Surveillant de poulailler chez Tyler Chicken?
- Tyler Chicken'da tavuk denetçisi mi?
Travailler au noir pour Tyler Chicken!
Ay ışında Tyler Chicken. Hoş bir etkileme, George.
Au lieu de hot-dogs, chicken dogs.
Buna, sosisli sandviç ve tavuklu sandviç dahil.
Les Yankees vous ont échangé contre une poignée de Tyler Chicken?
Yani New York Yankees seni bir parça Tyler Chicken'a mı sattı?
Des chicken dogs, des chips et une boisson fermentée au poulet.
Sandviçe, kanada ve mayalanmış tavuk içkisine.
"Cyclone City", "Chers anges", "Le Texas à tout prix",
"Cyclone City", "Dream Angel", "Hell-bent for Texas" "Love on a Pogo Stick", "Moth and Rust", "Earthrise" "Crème de la Crème", "Tall Man from Tennessee" "Chicken at the Wheel", "Sea Dog" "Invasion of the Pickle People" "Odyssey of Pain", "The Pagan Plunder" ve onun en son, en büyük fantezi sinema filmi "Gece Rüzgarı".
J'ai dû prendre une décision difficile.
Southern Chicken'da iş buldunuz. Çok zor bir karar vermek zorundayım.