Translate.vc / французский → турецкий / Chocolate
Chocolate перевод на турецкий
185 параллельный перевод
Les Chocolats étaient à l'Est la dernière fois.
Chocolate dağları doğuda kaldı. En son geldiğimizde şu yoldan gitmiştik.
Ils vous recherchent aussi. Dans les montagnes Chocolats.
ve sizleri de Chocolate dağlarında arıyorlar.
Où sont les montagnes Chocolats?
Chocolate dağları nerede?
On donne une fête, viens avec tes taches.
Neden Howdy Doody ve Chocolate Wonder'ı getirmiyorsun?
M. Horn et Kid Chocolate : tous deux de grands finisseurs.
Bay Horn ve Bay İyi Çikolata gördüğüm en iyi nakavtçılar.
"Chocolate love", vu?
- Çikolata aşkı.
Ah, Hot Chocolate! Ça rigole plus!
"Hot Chocolate!" İşte budur!
Maggie a écrit son premier roman, il s'appelle "Better than chocolate".
Maggie ilk kitabını yazıyor. İsmi : "Çikolata'dan Daha Tatlı"
Il chante comme Chocolate.
El Chocolate gibi şarkı söylüyor.
Et cette année, la Chocolate Oncidium de Waxie Hanahan ne pourra rien contre mes Rising Suns.
Bu yıl Waxie Hanahan'ın çikolata çiçekleri, benimkiler yanında hiç kalacak.
En tentant de faire un bébé, Charlotte et Trey détruisirent par accident celui de Bunny et la Chocolate Oncidium de Waxie Hanahan gagna le premier prix pour la deuxième année consécutive.
Trey ve Charlotte bebek yapmaya çalışırken kazara Bunny'nin bebeklerini mahvetti ve birincilik ödülünü ikinci kere Waxie Hanahan'in çikolata çiçekleri kazandı.
Quoi, Kirk? Un chocolat au phosphate
- "Chocolate Phosphate."
Nextron rachète Ferrugia Chocolate, ils m'ont envoyé pour signer le contrat.
Venedik'te. Evet. Nextron Ferugia Çukulatalarını satın alıyor... babanla üstünde çalıştığımız anlaşma... bu yüzden çocuğu anlaşmayı halletmesi için yolladılar.
Je suis Charlie de la Chocolate Factory.
Çikolota fabrikasının Charlie'siyim.
"Charlie de la Chocolate Factory."
"Çikolota fabrikasının Charlie'si."
La ville Banania, j'étais pas venu ici depuis longtemps.
Chocolate City, uzun zamandır gitmedim oraya.
Hot chocolate Hot, hot
Sıcak çikolata. Sıcak, sıcak.
- Hot chocolate
Sıcak çikolata.
- Hot chocolate
- Sıcak çikolata.
Hot chocolate Here we only got one rule
Sıcak çikolata. - Sadece tek kuralımız var.
Soon you got hot chocolate
Yakında sıcak çikolatanızı alacaksınız.
Donnez-moi un chocolat.
Give me a chocolate
D'après l'ordinateur, "Chocolate Star Wars" n'existe pas.
Bilgisayara göre "Çikolatalı Yıldız Savaşları" diye bir film yok.
Chocolate, c'est quoi ce ticket de caisse du supermarché de 254 $?
Çikolata? Altın Gıdalar Marketi'nden 254 dolarlık fatura da neyin nesi?
Chocolate chip, beurre de cacahuètes, Do-Si-Do, Menthe chocolat!
Çikolatalı, fındıklı, Do-Si-Do, Çikolata ve naneli!
Chocolate chip, hein?
Çikolatalı, huh?
C'est "L'heure Magique" avec Chocolat Noir, et le Pieu!
"Magic Hours" Ben Dark Chocolate. Ve ben Rod.
Quatre dollars un lait chocolaté!
Başka nerede 4 dolara sıcak çikolata bulurduk ki?
Croissant, Souffle, Escargot,
Çroissant, Souffle, Escargot ve Çhocolate Mousse.
Adieu, Mousse au Chocolat.
Hoşça kal, Çhocolate Mousse.
On a... du lait chocolaté.
Ne varmış çikolatalı süt.
Notre chien, un schnauzer caractériel du nom de Giggles... s'est faufilé dans la salle de bains et a avalé une boîte... de laxatifs au goût chocolaté, prescrite à mon père.
Köpeğimiz, schnauzer türü Giggles,... banyo lavabosunun altında bulduğu babamın bazen ihtiyaç duyduğu çikolata aromalı müshil ilacından çiğnemiş.
Le pauvre, venu pour 1 barre chocolaté et il tombe sur les Twix de 2 tarlouzes.
Zavallı adam, güzel bir kek için gelmişti ama iki tane twinkle karşılaştı.
"Une caisse de lait chocolaté, une boîte de sucre-glace, une canette de glaçage au chocolat."
Bir karton maltlı süt topları, bir kutu pudra şekeri, bir kutu çikolatalı buzlu...
Ce dollar, c'est pour mon lait chocolaté de midi.
Ve senin umrunda olan tek konu bir dolar vermek istemiyor olman.
Ils ont braqué le magasin, dégommé l'enseigne, volé les revues pornos... et le lait chocolaté.
Bunlar içki dükkânını soyanlar. Tabelayı vurdular ve porno dergilerle çikolatalı süt çaldılar.
Trois frites, un milk-shake chocolaté et un extra d'achards sur un des Duo.
Karışık'lardan biri fazla turşulu olsun.
T'approche pas de moi, l'homo-chocolaté.
- Benden uzak dur, seni kara homo.
Mais il a reçu cette énorme boule chocolaté dans sa gueule.
Ama yüzünde, koca bir çikolatalı pembe krema vardı.
Il y a autre chose que du lait chocolaté?
- Çikolatalı süt dışında bir şey?
Elle m'a chocolaté à mort.
Beni çikolatayla öldürmeye kalktı.
Deux frites, deux milk-shakes au chocolat.
İki kızarmış patates, iki chocolate shake.
Je mets du lait chocolaté dans mes céréales.
Bazen mısır gevreğime çikolatalı süt koyarım.
Vous pouvez imaginer ça, un Gloop fondant chocolaté à l'Augustus?
Hiç olur mu sizce Augustus aromalı çikolata kaplı Gloop?
Et chocolaté.
- Ve çikolata gibi.
Où est-il, Columbo chocolaté? Tri-con.
Nerede şimdi Çikolata Kolumbo?
Ma copine m'a dit qu'il y avait un ravissant chocolaté en costard qui me cherchait.
Arkadaşım, takım elbise giymiş tatlı çikolata bir adamın beni aradığını söyledi.
- Regarde, il achète du lait chocolaté.
- Çikolatalı süt alıyor.
- Non, j'aime le lait chocolaté.
- Bu benim de hoşuma gider.
C'est pour ça que le lait devient chocolaté.
Bu yüzden süt kahverengi ve çikolata rengine dönüyor.
Elle devrait regarder La Petite Sirène, boire un YooHoo, et non pas coucher. [NDT : lait chocolaté]
Seks yapıyor değil, Küçük Denizkızı'nı izleyip, kakaolu süt içiyor olmalı.