Translate.vc / французский → турецкий / Coast
Coast перевод на турецкий
246 параллельный перевод
Pour l'édifier, ici dans les déserts du Gulf Coast, une montagne fut créée.
Burada, Körfez kıyı şeridinin çöllerinde bir dağ özel olarak inşa edildi.
Si nous ne vous amenons pas à L.A., nous serons virés.
Coast'a varmanı sağlayamazsak, işimizi kaybedeceğiz.
Il m'a dit de me rendre à Los Angeles sans attirer l'attention sur moi.
Bana kimsenin dikkatini çekmeden Coast'a varmamı tembihlemişti.
Dans les guides, on l'appelle à juste titre la Côte d'Azur.
Sıkça ve haklı olarak el kitabında "Azure Coast" olarak bahsi geçiyor.
LE PLUS ancien CLUB DE LA BARBARY COAST
ESKİ BARBARY SAHİLİNİN EN ESKİ KULÜBÜ
Si vous voulez refaire de la scène... appelez-moi au Barbary Coast Club.
Dönmek istersen malzemem var. Beni Barbary Coast Club'ta bulabilirsin.
Barbary Coast Club. Venez voir nos filles "sex-sationelles"... avec en vedette, Joey Evans.
"Seks-sasyonel" kızlar burada ve Joey Evans.
Dans deux ans, on ira sur la côte.
Bak ne diyeceğim. iki yıl içerisinde Gold Coast'ta tatil yapabiliyor olacağız...
Mme Kennicut marchait sur Pacific Coast Highway.
Mrs Kennicut Pacific Sahil Yolunda yalnız başına yürüyordu.
Combien on a mis dans la pub télévisée sur la côte Ouest?
Ne kadarı West-Coast reklamcılığa gidecek? - 300 bin dolar.
Puis le Londres-Brighton, et la ligne de la côte sud, puis de Bexhill à Lewes, direct, jusqu'à Newhaven, et le bateau du soir pour Dieppe.
London Brighton ve South Coast line, Bax Hill'den Lewis'e ve hiç durmadan New Haven'a, ve akşam gemisi ile de Viyana'ya.
" Mosquito Coast, vous connaissez?
" Sivrisinek Sahili'ni duydun mu?
La tribu des Coast Salish.
Hangi kabileler? Kıyı Salişleri mutlaka.
Nous avons tort de limiter nos acquisitions... à la tribu des Coast Salish.
Bence alımlarımızda Kıyı Salişlerine bu kadar odaklanmamız bir hata.
- Ce sont les côtes ennemies, amiral.
- Sanırım bu sahil ( coast ), efendim. - Huh?
- Hein? Les côtes?
Sahil ( coast )?
Envoyez une voiture au 1134 Lagunda Coast Highway.
Oh, tanrı aşkına, Gus. eger yapmışsam, cezasını ödeyeceğim.
La mairie a réalisé qu'il n'y avait pas de barrière entre ici et la Gold Coast.
Belediye, Gold Coast ve burası arasında bir bariyer olmadığını fark etti.
Uh, c'est bien, le 10-14 Pacific Coast Highway?
Burası.. on-ondört Pasifik Sahil Otobanı mı?
10-14 Pacific Coast Highway?
On-ondört, Pasifik Sahil Otobanı?
C'est le 8-14 Pacific Coast Highway!
Burası sekiz-ondört Pasifik Sahil Otobanı!
Ça pourrait être la nouvelle Gold Coast.
Burası yeni Altın Kıyı olabilir.
- Tu habites les quartiers chics?
- Gold Coast'da mı yaşıyorsun?
Golfe du Mexique.
Gulf Coast'ta.
Il se revoyait enfant dans le casino de la Côte Sauvage.
Geri dönmüştü. Wild Coast Kumarhanesi'nde bir çocuk.
Un duplex.
Gold Coast'taki bir yer.
/ / On the East Coast is the place tube / /
/ / On the East Coast is theplace tobe / /
/ / l'm flickin'my Bic up and down that coast and / /
/ / I'm flickin'my Bic up anddown thatcoastand / /
Ce qui explique la dégringolade des assurances North Coast... c'est gabegie et désorganisation.
North Coast Şirketinin ilk beşteki yerini kaybetmesinin bir sebebi olmalı. Çok büyük oranda israf ve iş tekrarı var.
North Coast pourrait se passer de son service d'investigation, et recourir à un sous-traitant.
North Coast Şirketinin şey yaparak daha iyi olabileceğini... soruşturma birimini kapatarak ve her olayı özel olarak inceleyerek.
Enquêteur pour les Assurances North Coast Casualty and Fidelity de New York.
Sigorta müfettişiyim... New York North Coast Sigorta Şirketinde.
Je travaille aussi à la North Coast.
Ben de North Coast Şirketinde çalışıyorum.
North Coast doit suivre l'évolution du marché.
North Coast Şirketi piyasanın gelişimlerine uyum sağlamak zorunda.
Si on cravate le voleur, on signe à long terme avec North Coast.
Bu işi yapmak istiyoruz. Yani North Coast Şirketiyle uzun süreli bir anlaşma.
J'espère que tu restes à la North Coast.
Umarım North Coast'da çalışmaya devam etmeyi düşünüyorsundur.
Parce que je suis convaincu que quelqu'un de chez North Coast est responsable du vol de bijoux.
- Ne? Neden? Çünkü North Coast'dan üst düzey birinin mücevher soygunlarından sorumlu olduğuna inanıyorum.
Il va nous falloir des uniformes North Coast.
Beyler, artık takım çalışmasına geçmeliyiz.
Eddie, le gardien de nuit de l'immeuble de North Coast vous a vu faire d'étranges visites, au milieu de la nuit, dans votre bureau, les nuits des deux vols.
Sorun şu ki, North Coast'da gece bekçisi olan Eddie, senin ofisine tuhaf gece yarısı ziyaretleri yaptığını söyledi. Üstelik soygunların yapıldığı iki gecede de.
C.W. Briggs, ancien employé des Assurances North Coast de New York, est le principal suspect du vol dont a été victime
C.W. Briggs, New York North Coast Sigorta Şirketinin eski çalışanı, Manhattan'daki Adrian Greenwood köşkü soygununda, baş şüpheli durumunda.
Un mélange de straight East-Coast thug hip-hop, et Brit pop.
Doğu yakası thug hip-hop gibi... Ve İngiliz popu.
Bois ça comme si tu faisais partie d'une bande Aussi fort qu'un mafieux de la côte est.
Takin'suckers out # # like members of a gong # # strong, like an east coast mafia don #
Elle a été chargée sur un cargo faisant route vers la Côte Est.
Kasa oradan bir yük gemisine yüklenmiş ve East Coast'a doğru yola çıkmış.
Une propriété que sa société possède à Long Island
Şirketin sahip olduğu, Long Island'daki Gold Coast'da bir dinlenme tesisinde.
* * * THE COAST GUARD * * *
SAHİL GÜVENLİK
C'est Harrison Ford dans Mosquito Coast en plus taré.
Harrison Ford'un "Sivrisinek Sahili" ndeki gibi bir delilik.
Il a pris sa retraite à Coast City.
O ve anneannem Coast City'de emekli olmuşlar.
La boutique South Coast fait une vente de feu.
Güney Sahil Butiği yangın satışı yapıyor. Güney Sahil Butiği mi?
La boutique South Coast fait une vente de feu?
Yangın satışları mı var?
Au South Coast Plaza.
South Coast Plaza.
je suis critique à "décorations".
Ben "East Coast Living" tasarım eleştirmeniyim.
- Vous connaissez "Lou Mitchell's"?
Oak caddesindeki Lou Mitchell restoranını biliyor musun? - Evet, Gold Coast bölgesinde.