Translate.vc / французский → турецкий / Coffey
Coffey перевод на турецкий
69 параллельный перевод
Mesdames et messieurs, vous avez entendu le verdict lu par le juge, M. Coffey.
Evet, bayanlar baylar, yargıç Coffey'in okuduğu jüri kararını duydunuz.
Voici le lieutenant Coffey.
Bu, Yüzbaşı Coffey.
Coffey, ce sont les écoutilles du missile, correct?
Coffey, onlar füze kapakları değil mi?
Ça fait 192 ogives, Coffey.
Bu 192 savaş başlığı demek, Coffey.
Où sommes-nous, Coffey?
Neredeyiz, Coffey?
Coffey veut appeler ça un submersible russe. D'accord.
Coffey ona bir Rus sualtı aracı demek istiyorsa, tamam.
Coffey se barre avec Flatbed!
Coffey Flatbed'i aldı.
Merde!
Lanet olsun! Coffey!
Coffey! Reviens! On a besoin du grand bras pour décrocher l'ombilical.
Destek hattını platformdan ayırmak için ona ihtiyacımız var.
- Tu crois que Coffey marche à l'intuition?
- Sence Coffey bir hisse güvenip hareket eder mi?
Coffey voit des Russes.
Coffey bakınca Rusları görür.
- Coffey, fils de pute!
- Coffey, seni orospu çocuğu!
Si on peut prouver à Coffey qu'il n'y a pas de Russes dans la fosse, peut-être qu'il se calmera.
Hippy, bak ; Coffey'e burada hiç Rus olmadığını kanıtlarsak belki de o ateşleme düğmesinden elini çeker.
- Ils y ont attaché l'ogive. - Coffey.
- Savaş başlığını alıp ona bağladılar.
Coffey...
Coffey...
Allez, Coffey.
Haydi, Coffey.
Coffey, écoute.
Coffey, dinle.
C'était... C'était aussi l'année... de John Coffey... et des deux fillettes assassinées.
Ayrıca aynı yıl John Coffey ve iki ölü kızın yılıydı.
Tu t'appelles John Coffey.
Adın John Coffey.
J'ai des trucs à faire, John Coffey.
Şu anda işim var, John Coffey.
Le moment est mal choisi, John Coffey.
İyi bir zaman değil, John Coffey.
Que veux-tu, John Coffey?
Ne istiyorsun, John Coffey?
Coffey va tuer le chef!
John Coffey, Edgecomb'u öldürüyor!
John Coffey est en train de tuer Edgecomb!
John Coffey Patron Edgecomb'u öldürüyor.
John Coffey.
John Coffey.
Coffey.
Coffey.
Même un géant comme Coffey peut passer inaperçu.
Coffey gibi bir dev bile gittiği yerde fark edilmez.
Pareil pour John Coffey.
Aynı şey John Coffey için de geçerli.
Coffey est-il coupable?
Coffey suçlu mu?
Donc tu envisages d'emmener John Coffey la voir.
Bu durumda John Coffey'i kadına götüreceğiz.
Et roublions pas que John Coffey est un assassin.
Unutmayalım, John Coffey bir katil.
Coffey a fait une crise...
Işıklar sönünce Coffey'in öfkelendiğini..
John Coffey, madame.
John Coffey.
Oui, John Coffey?
Efendim John Coffey?
Je veux que vous l'ayez, M. Coffey.
Bunu almanı istiyorum, Bay Coffey.
Est-ce que Hal sait que Coffey est innocent?
Hal biliyor mu? Yani Coffey'in masum olduğunu.
John Coffey, vous avez été condamné à mort par un jury, ladite sentence imposée par un juge dûment assermenté.
John Coffey, bir jüri tarafından idama mahkum edildin. Cezan, eyalet yargıcı tarafından onaylandı.
John Coffey... nous ferons passer le courant jusqu'à ce que mort s'ensuive, conformément à la loi en vigueur.
John Coffey eyalet yasaları uyarınca sen ölene dek vücudundan elektrik geçirilecek.
J'avais 44 ans l'année où John Coffey a suivi la ligne verte.
John Coffey, Yeşil Yol'a geldiğinde 44'tüm.
C'est ma punition pour avoir laissé John Coffey passer sur la chaise.
Benim cezam John Coffey'in idamına izin verdiğim için.
Je crois que c'est votre travailleur du ranch, Mr Coffey.
Sanırım sizin çiftlik kovboyu, Bay Coffey.
Coffey, bon sang, j'étais en plein pique-nique.
Coffey, Allah'ın belası, piknik yapıyordum.
Je suis Fergus Coffey.
Adım Fergus Coffey.
Et si Coffey lui a refilé la même merde que ton cuisinier nous a préparée, il n'est pas plus content que nous d'avoir mangé.
Ve bize yerdiğin boku Coffey ona yedirdiyse yemeden önceki kadar mutlu değildir.
Coffey, je ne trouve pas Parcher.
Coffey, Parcher'ı bulamıyorum.
Coffey, tu veux bien... me passer cette croix?
Coffey, şu haçı verebilir misin?
Coffey, tu as vu le bleu sur son cou?
Coffey, Parcher'ın boynundaki morluğu gördün mü?
Sois maudit, Coffey.
Canın cehenneme, Coffey.
Coffey, il faut faire quelque chose pour ma jambe.
Coffey bacağıma bir şey yapmamız gerekiyor. Geldim geldim. Hadi, hadi.
Coffey?
Coffey?
Hé, Coffey.
Hey, Coffey.